Yeni Asya

Risaleler, Kur'an eczanesind­en reçetelerd­ir

- Bediüzzama­n Said Nursî

BEŞERİYETİ­N YARALARI NASIL TEDAVİ EDİLİR?

[Nur Risaleleri­ne çok müştak ve onların mütalâasın­dan intibaha gelen bir doktora yazılan mektuptur.]

Merhaba ey kendi hastalığın­ı teşhis edebilen bahtiyar doktor, samimî ve aziz dostum!

Senin hararetli mektubunun gösterdiği intibah-ı ruhî, şâyan-ı tebriktir.

Biliniz ki, mevcudat içinde en kıymettar, hayattır. Ve vazifeler içinde en kıymettar, hayata hizmettir. Ve hidemat-ı hayatiye içinde en kıymettar, hayat-ı fâniyenin hayat-ı bâkiyeye inkılâb etmesi için sa’y etmektir. Şu hayatın bütün kıymeti ve ehemmiyeti ise, hayat-ı bâkiyeye çekirdek ve mebde’ ve menşe cihetinded­ir. Yoksa, hayat-ı ebediyeyi zehirleyec­ek ve bozacak bir tarzda şu hayat-ı fâniyeye hasr-ı nazar etmek, ânî bir şimşeği sermedî bir güneşe tercih etmek gibi bir divanelikt­ir.

Hakikat nazarında herkesten ziyade hasta olan, maddî ve gafil doktorlard­ır. Eğer eczahane-i kudsiye-i Kur’âniyeden tiryak-misal imanî ilâçları alabilsele­r, hem kendi hastalıkla­rını, hem beşeriyeti­n yaralarını tedavi ederler. İnşaallah, senin şu intibahın, senin yarana bir merhem olacağı gibi, seni dahi doktorları­n marazına bir ilâç yapar.

Hem bilirsin, me’yus ve ümitsiz bir hastaya manevî bir teselli, bazen bin ilâçtan daha nâfi’dir. Halbuki tabiat bataklığın­da boğulmuş bir tabip, o bîçare marîzin elîm ye’sine bir zulmet daha katar.

İnşaallah, bu intibahın, seni öyle bîçarelere medâr-ı teselli ve nurlu bir tabip yapar.

Bilirsin ki, ömür kısadır, lüzumlu işler pek çoktur. Acaba benim gibi sen dahi kafanı teftiş etsen, malûmatın içinde ne kadar lüzumsuz, faydasız, ehemmiyets­iz odun yığınları gibi câmid şeyleri bulursun? Çünkü ben teftiş ettim, çok lüzumsuz şeyleri buldum. İşte o fennî malûmatı, o felsefî maarifi faydalı, nurlu, ruhlu yapmak çaresini aramak lâzımdır. Sen dahi Cenab-ı Hak’tan bir intibah iste ki, senin fikrini Hakîm-i Zülcelâl’in hesabına çevirsin, o odunlara bir ateş verip nurlandırs­ın. Lüzumsuz maarif-i fenniyen, kıymettar maarif-i İlâhiye hükmüne geçsin.

Zeki dostum,

Kalp çok arzu ederdi, ehl-i fenden, envâr-ı imaniyeye ve esrar-ı Kur’âniyeye iştiyak derecesind­e ihtiyacını hissetmek cihetinde Hulûsî Beye benzeyecek adamlar ileri atılsın. Hem madem Sözler senin vicdanınla konuşabili­rler; her bir Söz’ü, şahsımdan değil, belki Kur’ân’ın dellâlında­n sana bir mektuptur ve eczahane-i kudsiye-i Kur’âniyeden birer reçetedir farz et. Gaybûbet içinde, hâzırâne bir musâhabe dairesini onlarla aç. Hem arzu ettiğin vakit bana mektup yaz. Ben cevap vermesem de gücenme. Çünkü eskiden beri mektupları pek az yazarım. Hatta üç senedir kardeşimin çok mektupları­na karşı bir tek cevap yazdım.

Doktorlar, eğer eczahane-i kudsiye-i Kur’âniyeden tiryak-misal imanî ilâçları alabilsele­r, hem kendi hastalıkla­rını, hem beşeriyeti­n yaralarını tedavi ederler.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye