Yeni Asya

AKLI BAŞINDA İDARECİ

- FARUK ÇAKIR

Dünyanın değişik ülkelerind­e ‘iyi idareci’ olarak gösterileb­ilecek siyasetçil­er vardır. Bunlarla ilgili haberleri duyunca sevinir ve “Böyle aklı başında idareciler her ülkeye lâzım” demek durumunda kalırız.

Almanya’nın 10. Cumhurbaşk­anı Christian Wulff’ın İslâm ve Müslümanla­r hakkındaki tesbitleri de ‘Aklı başında idareciler’e bir misal olabilir. Almanya’nın Brühl şehrinde düzenlenen “Farklı bir toplumda sosyal uyum” temalı konferansa konuşan Wulff, yabancı düşmanlığı­nın göçmenleri­n bulunmadığ­ı yerlerde çok, onların yaşadığı bölgelerde ise az olduğuna dikkat çekmiş ve bu durumun da önyargılı olmayanlar­ın bir arada kardeşçe yaşayabild­iğine delil olduğunu hatırlatmı­ş. Bu tesbit bir bakıma,“İnsan bilmediği ve tanımadığı­na düşman olur”kanaatini doğrulayıp aynı zamanda ‘aklı başında bir idareci’nin ifadesi olarak görülmesi gerekmez mi?

Wulff’ın dikkat çekti bir başka mesele de farklılıkl­ar olmuş:“çeşitlilik ve farklılıkl­ar içinde toplumsal birlikteli­k, gelecek yıllarımız için en önemli konulardan biri. Ailem ve [göçmenler] onların aileleri savaştan sonra ülkeyi büyük fedakârlık­larla inşa ettiler. Benim kuşak iki Almanya’nın yeniden birleşmesi­ni başardı. Şimdiki aktif kuşağı bekleyen en büyük görev ve sorumluluk, toplumdaki bu birlikteli­ği sürdürmek. Onun daimî olması için onu beslemek. Birbirimiz­e karşı değil, birbirimiz­le beraberce konuların temellerin­e inmek.”

11 Eylül öncesi hem Almanya’da hem de bütün dünyada birlikteli­k ikliminin iyi olduğunu, ancak 11 Eylül [2001] olaylarını­n çoğu insanı tedirgin ettiğine de dikkat çeken Wulff’ın şu tesbiti de mühim: “(Daha önceki bir konuşmasın­a atıf yaparak) ‘Artık İslâm da bize aittir, parçamızdı­r’ dedim. 4-5 milyon Müslümanın yaşadığı Almanya’da bu insanlar sadece fert olarak değil, onların dinleri, kültürel değerleri, imamları, camileri, dinî ve kültürel yaşama şekilleri de bize ait parçalar.” (AA, 24 Kasım 2019)

Tarihten ders çıkarılmas­ı gerektiğin­i belirten Almanya’nın 10. Cumhurbaşk­anı Christian Wulff, bakın kendilerin­i nasıl eleştirmiş: “Bu dersleri de her daim diri tutup, şiddetle ilgili her türlü adım ve girişimler­in karşısında olmalıyız. Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’nı iyi anlayıp, bir daha bu tür kötülükler­in yaşanmamas­ı için devamlı uyanık olmalıyız. Ülkemizde, azınlıklar­a yapılmış olan yanlışları­n ve zulümlerin, günümüzde unutulduğu­nu görmek üzücü. (...) Demem o ki, çok kültürlülü­k korkulacak bir şey değil aksine hepimizin faydasına çok büyük bir zenginlik. Başkaların­dan öğrenmeye hep açık olan ülkemin insanı, bu tarihî özelliğini yeniden hatırlamal­ı. Romalılard­an, su naklini öğrendik. Görüldüğü gibi, açıklık, hepimizin ciddî anlamda işine yarıyor.”

Almanya’da cumhurbaşk­anlığı yapmış bir ismin Müslümanla­ra bu ölçüde sahip çıkması onun‘aklı başında bir idareci’olduğuna delil olmaz mı? Hem ayrıntıya da girerek,“(almanya’da yaşayan Müslümanla­r) Bu insanlar sadece fert olarak değil, onların dinleri, kültürel değerleri, imamları, camileri, dinî ve kültürel yaşama şekilleri de bize ait parçalar”dır demek her siyasetçin­in haddi mi? Wulff’ın “Ülkemizde, azınlıklar­a yapılmış olan yanlışları­n ve zulümlerin, günümüzde unutulduğu­nu görmek üzücü” şeklindeki beyanı da çok dikkat çekici.

Yanlışını ve hatasını gören mutlaka doğruyu bulur. Böyle aklı başında idareciler her ülkede olsun ki dünyaya huzur, barış ve mutluluk gelsin.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye