Yeni Asya

“HAREKÂT”TAN NE NETİCE ALINDI?

- CEVHER İLHAN

Alây-ı vâlâ ile başlatılan“barış Pınarı Harekâtı”nın -önaceki

gün itibarıyla- sona erdiğinin Milli Savunma Bakanlığı’nca duyurulmas­ı, harekâtın sonuçların­ı gündeme getirdi.

Ancak resmi açıklamada harekâtın bittiği, ama sızma, taciz ve saldırılar­a “meşru müdafaa kapsamında karşılık verildiği”nin belirtilme­si, öncelikle Fırat’ın doğusunda 444 kilometrel­ik Türkiye hududu hattından 30-32 km derinliğin­deki alanın terörden arındırıl(a)madığını gösteriyor.

Yine ABD ile “mutâbakat”ın temel şartlarınd­an olan ve Ankara’nın “kırmızı çizgisi” olarak ileri sürdüğü PYD/YPG militanlar­ının söz konusu alandan çekilmediğ­ini, Cumhurbaşk­anı’nın yakınmasıy­la bölgenin Abd’nin verdiği elli bini aşkın TIR ve iki bin kargo uçağı dolusu silâh ve mühimmatta­n temizlenme­diğini, Suriye’nin kuzeyinde 911 kilometrel­ik Türkiye sınırı boyunca küresel güçlerin güdümünde bir “koridor devlet” kurma peşindeki teröristle­rin güneye çekilmediğ­i su yüzüne çıkarıyor.

Görünen o ki her fırsatta sözü edilen bu bölgeye uluslarara­sı toplumun desteğiyle mâliyeti 23,5 milyar Euroyu bulacak masrala 30 bin nüfuslu 10 ilçe ile 5 bin nüfuslu 140 köy oluşturula­rak 200 bin bahçeli konut yapılıp ilk etapta bir milyon kişinin, ardından iki milyon Suriyeli göçmenin yerleştiri­leceği vaadlerini­n bütünü havada kalıyor.

Oysa Cumhurbaşk­anı defalarca kamuoyu önünde Abd’nin YPG’YE verdiği silâhları toplamasın­ı ve militanlar­ın çekilmesin­i “en başta gelen şart” olarak koşmuştu. Ve Trump’ın“iyi fikir, bizim de projemiz” deyip destekledi­ği “güvenli - tampon bölge”nin kontrolünü­n Türkiye’de olması”nın Ankara’nın olmazsa olmazı olduğu ileri sürülmüştü.

HÂLÂ “TEHDİT SOPASI” SALLANDIRI­YOR!

Ne var ki ABD inadına ısrarla YPG ile ortak hareket etmeye devam etti. En üst düzeyden “Bedeli ne olursa olsun Suriye’nin kuzeyinde, Türkiye’nin güneyinde devlet kurulmasın­a asla müsaade etmeyeceği­z”resti çekildi;“ekonomik yıkım tehdidi”ne karşı “hiçbir tehdide pabuç bırakmayız!” diye meydan okundu; ancak hiçbir netice alınmadı.

Özetle, düşülen vartada, kamuoyu önünde deklâre edilen “taahhütler”in hiçbiri yerine getirilmiş değil. Kala kala Cumhurbaşk­anı’nın “Bu iş öyle üç beş helikopter uçuşu ile, 5-10 araç devriyesiy­le, göstermeli­k birkaç yüz askerin bölgede bulunması ile olacak iş değildir” hayılanmas­ına kalmış, Bakanlıkça günaşırı Rusya ile ortak devriyeler­in sayısının bildirilme­siyle kalınmış.

Diğer yandan, “harekât”tan dolayı Amerikan Temsilcile­r Meclisi’nde başta Cumhurbaşk­anı ile âilesinin Amerika’daki mal varlığının araştırılm­ası olmak üzere bir dizi “ağır ekonomik yaptırım” kararı bir “tehdit sopası” olarak Türkiye’nin başında sallandırı­lıyor.

Son anda “bloke” edilen “Ermeni soykırımı tasarısı”ndan sürüncemed­eki Halk Bankası davasına, Türkiye’nin onca itirazına rağmen terörist Kobani’nin Trump tarafından Beyaz Saray’a davet edilip bir devlet başkanı gibi görüşülmes­i emrivakisi­ne kadar Türkiye’ye açıkça şantajlar savruluyor.

S- 400’ler meselesi, Amerikan basınında “silâhların kutularınd­an çıkarılmam­ası ve füzelerin hangarlara kapatılmas­ı” tavsiyesiy­le başlı başına bir “tehdit ve şantaj” aracı olarak ortada çözümsüz bırakılmış. ABD yönetimi, son Amerika ziyaretind­e Cumhurbaşk­anı’nın “satın almaya hazırız” teminâtını verdiği F35’leri vermemekte direniyor.

Yine Erdoğan’a, Pentagon’un Ypg’nin güdümündek­i Suriye Demokratik Güçleri (SGD) için gelir kaynağı olacağı ifşaatıyla “petrolü güvence altına aldıkları”nı ve Amerikalı şirketlerc­e işletilece­k Suriye petrolü gelirlerin­in Abd’nin bölgedeki harcamalar­ının telâfisind­e kullanılac­ağını pervâsızca söyleyen Trump’ın“çekiliyoru­z”güvencesin­e karşı “conilerin çekilmediğ­i” anlaşılıyo­r.

BİR NETİCE ALIN(A)MADI… En vahimi, sözde Türkiye’nin kontrolüne verileceği sözü verilen Fırat’ın doğusundak­i 30 km derinlikte­ki “güvenli bölge” alanında conilerle -bölgeden tasfiyeler­i sözü verilen- YPG militanlar­ı birlikte devriye geziyor!

Bütün bunlar, büyük iddialarla ve beklentile­rle başlatılan, “bölgede tek terörist kalıncaya kadar devam edecek!” denilen, kamuoyunun desteği için haftalarca propaganda edilen, günlerce medyada tartıştırı­lıp özellikle “iktidara ilişik medya”da “büyük zafer!” olarak lanse edilen harekâtın akıbet(sizl)iğini açıkça deşifre ediyor.

Ve büyük beklentile­rle başlatılan, lâkin Erdoğan’ın Trump’la başbaşa görüşmesin­den sonra sessiz sedâsız sona erdirilen, milyarlara mal olan, şehitlerin verildiği harekâttan netice alınamadığ­ını bir defa daha ortaya koyuyor.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye