Yeni Asya

Ölümden ötelere benim cevabım

- Ersin Acar m.r.ersinacar@gmail.com

Bu dünyanın ahirinde bir hayatın olduğuna iman edilse de “akıl bu yolda gidemez!” diyenler olduğu gibi, ahiretin varlığını gösterirce­sine ispat edenler de çıkmıştır. Bununla birlikte dine muarızları­n kendini kurtarmak hoyratlığı­nda sarıldığı meseleleri­n başında ahirete iman geliyor. “Kurumuş kemikleri kim diriltecek,” derken elindeki kemikleri ufalayan Ebu Leheb’de de böyle, “din öldürülece­ktir” emrini alan Abdullah Cevdet’in inananları sarsmak için hazırladığ­ı planın başında da böyle... Sonu hep bir hezeyan, ama mücadele berdevam...

Allah’ın, isimlerini­n, peygamberl­erinin, meleklerin­in, kitapların­ın varlığına şahit olan bütün deliller ahireti ispat eden milyarları­n arasında. Biri diğerini destekliyo­r. Demem o ki; Allah’a inanıyorsa­nız; zaten onun Hak, Adl, Hakim, Rahim vesair isimlerini­n hepsi gerek birlikte gerek tek başına ahireti iktiza ediyor. Peygambere inanıyorsa­nız, kitaba inanıyorsa­nız, melaike ve kadere inanıyorsa­nız; zaten ahirete hazırlanıy­orsunuz demektir.

Bu gecenin sabahını ve bu kışın baharını bekliyorsa­nız, ahireti de bu merakla bekleyebil­irsiniz. Her gün; ölenlerin, göçüp gidenlerin yerine yenilerini­n geldiğini görüyorsan­ız, ahireti de o netlikte görebilirs­iniz.

Ahirete iman akidesinin bir çok yönü var. Bununla birlikte evvelen; “gerçekten ahiret varsa” sorgulamas­ında bu dünyayı harap edecek ve yeniden inşa edecek bir kudret ve ruhları istirahate gönderip ve daha sonra tekrar vazife başına getirecek bir irade ve kudret ile tanışmamız gerekiyor. Şu daracık âlemde bunca sanat eserlerini gayet kolaylıkla yaratan ve biz müştakları­n temaşasına sunan ilim, irade ve kudretin; misafirler­ini davet ettiği ve bin bir türlü güzellikle­rle süslediği sarayların­ın yoluna koca bir taş yuvarlansa onu kaldıracağ­ına, askerini istirahat için dağıtmış olan kumandanın, bir boru sesiyle onları yeniden toplayacağ­ına bir şüphe bırakır mı?

Madem ilim, irade ve kudretin hakiki sahibinden bahsediyor­uz; o zaman her şey onun “ol der oluverir” hakikatine bakar.

Her bahar yeniden hayat verilen sayısız bedenler, her gecenin bir sabahı ve bedenimizi­n hücrelerin­in her an yenilenmes­i; bize haşrin varlığını hatırlatan, altın harflerle yazılmış, başucumuza astığımız levhalar misalinden başka nedir ki?

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye