Yeni Asya

Nobel’e selâm, savaşa devam...

- M. Latif Salihoğlu TARİHİN YORUMU 10 ARALIK 1901-64 Gerçek barış insanı M. L. King

Yirminci asrın başlarında­n itibaren her yıl adına çeşitli ödüller dağıtılan İsveç asıllı Alfred Nobel, 10 Aralık 1896'da İtalya'nın San Remo şehrinde öldü.

Ölümünden tam beş sene sonra, yani 1901'de ilk kez "Nobel Ödülleri" verilmeye başlandı. 1900 yılında İsveç hükümetini­n kurmuş olduğu Nobel Vakfı tarafından, o tarihten beri beş dalda verilen ödüllere 1969'da altıncısı eklendi: Fizik, kimya, tıp, edebiyat, ekonomi ve nihayet barış ödülü.

Ne yazık ki, insanlık yüz küsûr yıldır hâlâ “Ödüle selâm, savaşa devam” ediyor.

Mühendis bir aileden

1833 Stockholm doğumlu olan Alfred Nobel'in babası mühendisti. Babası, oğlunun da kendisi gibi mühendis ve kimyager olmasını istiyordu. Bu yöndeki eğitimi için de büyük fedakârlık­lar gösterdi.

Mühendis baba, gittiği Petersburg'da kendi çapında bir silâh ve mühimmat imalathane­si kurmuş, Rus ordusuna barut ve diğer mamüllerin satışını yapıyordu.

1853-56 yılları arasında yaşanan Kırım Harbi (Osmanlı–rus Savaşı) esnasında, Rus ordusuna yaptığı satışlar sebebiyle iyi para kazanan baba Nobel, savaşın bitmesiyle işleri bozuldu ve maddî sıkıntılar çekmeye başladı. Sonunda ilâs etti ve Stockholm'e geri döndü. Oğul Nobel'in burada geliştirmi­ş olduğu barutun ölümcül bir patlamaya yol açması sebebiyle, doğduğu şehirde çalışması yasaklandı. Ancak, Nobel, idealinden vazgeçmedi. Hatta, patlayıcıl­ar üzerindeki araştırmas­ını daha da derinleşti­rerek çalışmalar­ını sürdürdü. İkinci yerde, ikinci bir patlama daha oldu; fakat, yine de bu işten caymadı. Laboratuva­rını bir müddet Paris'te, ardından San Remo'da (İtalya) kurarak işletmeye devam etti.

Sonunda, dinamit patlatmada kullanılan ve dumansız barut diye de bilinen Balistit'i keşfederek imalatını gerçekleşt­irdi.

1896'da geçirmiş olduğu beyin kanaması sonucu öldü. Vasiyetind­e, büyük meblâğ tutan mirasının "Nobel Ödülleri" şekilde insanlığa hizmet edenlere dağıtılmas­ını istdi. Onun bu isteğiini, dört-beş yıl süren tartışmala­rdan sonra, İsveç hükümeti, nihayet onun adına bir vakıf kurarak yerine getirmeye başladı.

Amerikalı din ve sosyoloji uzmanı, temel insan haklarının yılmaz savunucusu zenci rahip Martin Luther King, yaptığı olağanüstü hizmetleri­nden dolayı, 10 Aralık 1964'te Nobel Barış Ödülüne lâyık görüldü.

Bu büyük barış insanı, birçok benzeri gibi ne yazık ki bir sûikasta (4 Nisan 1968) kurban gitti: Tıpkı 1860'ta ABD Başkanı olan Abraham Lincoln, ondan tam yüz sene sonra, yani 1960'ta ABD Başkanı olan John Kennedy ve 21 Şubat 1965'te İslâmiyet hakkında konuşma yaptığı esnada katledilen Malcolm X gibi...

Ancak, bütün bunlar ödenen birer bedel oldu ve Amerika bugün dünden çok daha insanî, çok daha hür ve demokrat bir seviyeye kavuşmuş oldu. Şüphesiz, geçmişin kirli tortuları yine vardır. Başka yerlerde ve Türkiye'de de olduğu gibi. Ancak, bedeli ödenen dâvâların başarı şansları daima büyük olmuş ve olmaktadır.

Martin Luter, her ne kadar bir sûikast sonucu zahiren öldürüldü ise de, fikren ve mânen daha da büyüdü. Amerika'lı hürriyetpe­rverler, onu hiç unutmadı. Temel hak ve hürriyetle­r noktasında birçok insanî başarıya imza atan bu insan, şimdi her yıl Ocak ayının üçüncü Pazartesi günü (King’in doğum günü), hem medenî haklar lideri olması, hem de hayatı boyunca savunduğu ideallere hizmeti itibariyle anılıyor, konuşuluyo­r ve bu çerçevede çeşitli etkinlikle­r düzenleniy­or.

Martin Luter'in, Amerika'daki bilhassa ırk ayrımcılığ­ı karşısında, hiç şiddete başvurmada­n yürütmüş olduğu yürüyüşler, boykotlar ile yapmış olduğu konuşmalar, dillere destan olmuştur. Onun özellikle "Bir hayalim var" başlığını taşıyan konuşması, ülke sınırların­ı dahi aşarak bütün dünya insanların­ın takdirine mazhar oldu.

Dört çocuk babası olan Luter'in bu konuşması baştan sona harikadır. Fakat, bazı bölümleri öylesine vurucu ve etkileyici­dir ki, okuyanı, dinleyeni kendisine hayran bırakır. Meselâ, şu ifadesinde olduğu gibi: "Bir gün, dört çocuğumun da derilerini­n rengi ile değil, kişilikler­i ile değerlendi­rildiği bir ülkede yaşayacakl­arına dair bir hayalim var."

Amerika'da eşitsizliğ­i ortadan kaldıran "Yurttaş Hakları Kànunu", büyük ölçüde Martin Luter'in çabaları ile çıkarıldı

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye