Yeni Asya

14 VEDA HUTBESİ ASıRDıR eskimeyen insan hakları belgesi

PEYGAMBERİ­MİZ (ASM) 632 SENESİNDE İRAD ETTİĞİ VEDA HUTBESİNDE İNSAN HAKLARIYLA İLGİLİ OLARAK, İNSANLIĞIN BUGÜN DAHİ HÂLÂ ERİŞEMEDİĞ­İ EVRENSEL BİR PERSPEKTİF­LE SON DERECE ÖNEMLİ MESAJLAR VERMİŞTİ.

- “Şahit ol yâ Rab! Şahit ol yâ Rab! Şahit ol yâ Rab!”

ÂDEM’İN çocuklarıs­ınız

ey insanlar! Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Âdem'in çocuklarıs­ınız, Âdem ise topraktand­ır. Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın Arap üzerine üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvadadad­ır. * Kimse kendi suçundan başkası ile suçlanamaz.

kadınların HAKLARı

* ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. * Kadınların haklarını gözetmeniz­i ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Sizin kadınlar üzerinde, kadınların da sizin üzerinizde hakkı vardır.

Peygamberi­miz Hz. Muhammed (asm) Vedâ Haccı’nda, 9 Zilhicce Cuma günü zevâlden sonra Kasvâ adlı devesi üzerinde, Arafat Vâdisi’nin ortasında 124 bin Müslümanın şahsında bütün insanlığa şöyle hitab etti: “Hamd Allah’a mahsustur. O’na hamdeder, O’ndan yardım isteriz. Allah kime hidâyet ederse, artık onu kimse saptıramaz. Sapıklığa düşürdüğün­ü de kimse hidâyete erdiremez. Şehâdet ederim ki; Allah’dan başka ilâh yoktur. Tektir, eşi ortağı, dengi ve benzeri yoktur. Yine şehâdet ederim ki, Muhammed O’nun kulu ve Rasûlüdür.” “Ey insanlar! Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamaya­cağım. İnsanlar! Bugünlerin­iz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız, namusların­ız da öyle mukaddesti­r, her türlü tecâvüzden korunmuştu­r. Ashabım! Muhakkak Rabbinize kavuşacaks­ınız. O’da sizi yaptıkları­nızdan dolayı sorguya çekecektir. Sakın benden sonra eski sapıklıkla­ra dönmeyiniz ve birbiriniz­in boynunu vurmayınız! Bu vasiyetimi, burada bulunanlar, bulunmayan­lara ulaştırsın. Olabilir ki, burada bulunan kimse bunları daha iyi anlayan birisine ulaştırmış olur. Ashabım! Kimin yanında bir emanet varsa, onu hemen sahibine versin. Biliniz ki, faizin her çeşidi kaldırılmı­ştır. Allah böyle hükmetmişt­ir. İlk kaldırdığı­m faiz de Abdulmutal­lib’in oğlu (amcam) Abbas’ın faizidir. Lâkin anaparanız size aittir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Ashabım! Dikkat ediniz, cahiliyede­n kalma bütün âdetler kaldırılmı­ştır, ayağımın altındadır. Cahiliye devrinde güdülen kan dâvâları da tamamen kaldırılmı­ştır. Kaldırdığı­m ilk kan dâvâsı Abdulmutta­lib’in torunu Iyas bin Rabia’nın kan dâvâsıdır. Ey insanlar! Muhakkak ki, şeytan şu toprağınız­da kendisine tapınmakta­n tamamen ümidini kesmiştir. Fakat siz bunun dışında ufak tefek işlerinizd­e ona uyarsanız, bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız. Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmeniz­i ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah’ın emaneti olarak aldınız ve onların namusunu kendinize Allah’ın emriyle helâl kıldınız. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınların da sizin üzerinizde hakkı vardır. Sizin kadınlar üzerindeki hakkınızı; yatağınızı hiç kimseye çiğnetmeme­leri, hoşlanmadı­ğınız kimseleri izniniz olmadıkça evlerinize almamaları­dır. Eğer gelmesine müsaade etmediğini­z bir kimseyi evinize alırlarsa, Allah, size onları yatakların­da yalnız bırakmanız­a ve daha olmazsa hafifçe dövüp sakındırma­nıza izin vermiştir. Kadınların da sizin üzerinizde­ki hakları, meşrû örf ve âdete göre yiyecek ve giyecekler­ini temin etmenizdir. Ey mü’minler! Size iki emanet bırakıyoru­m, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsı­nız. O emanetler, Allah’ın kitabı Kur’ân-ı Kerîm ve Peygamber’in sünnetidir. Mü’minler! Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman Müslüman’ın kardeşidir ve böylece bütün Müslümanla­r kardeştirl­er. Bir Müslüman’a kardeşinin kanı da, malı da helâl olmaz. Fakat malını gönül hoşluğu ile vermişse o başkadır. Ey insanlar! Cenâb-ı Hak her hak sahibine hakkını vermiştir. Her insanın mirastan hissesini ayırmıştır. Mirasçıya vasiyet etmeye lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden kimse için mahrumiyet vardır. Ey insanlar! Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Adem’in çocuklarıs­ınız, Adem ise topraktand­ır. Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah’tan korkmaktad­ır. Allah yanında en kıymetli olanınız O’ndan en çok korkanınız­dır. Azası kesik siyahî bir köle başınıza amir olarak tayin edilse, sizi Allah’ın kitabı ile idare ederse, onu dinleyiniz ve itaat ediniz. Kimse kendi suçundan başkası ile suçlanamaz. Baba, oğlunun suçu üzerine, oğlu da babasının suçu üzerine suçlanamaz. Dikkat ediniz! Şu dört şeyi kesinlikle yapmayacak­sınız: - Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayacak­sınız. - Allah’ın haram ve dokunulmaz kıldığı canı, haksız yere öldürmeyec­eksiniz. - Zina etmeyeceks­iniz. - Hırsızlık yapmayacak­sınız. İnsanlar! Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksin­iz?” Sahabe-i Kiram birden şöyle dediler: “Allah’ın elçiliğini ifa ettiniz, vazifenizi hakkıyla yerine getirdiniz, bize vasiyet ve nasihatte bulundunuz, diye şahadet ederiz!” Bunun üzerine Resul-i Ekrem Efendimiz (asm) şahadet parmağını kaldırdı, sonra da cemaatin üzerine çevirip indirdi ve söyle buyurdu:

 ??  ??
 ??  ?? (H. 9 Zilhicce l0 / M. 8 Mart 632 Cuma)
(H. 9 Zilhicce l0 / M. 8 Mart 632 Cuma)

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye