Yeni Asya

LIBYA’NIN BARIŞI “SIYASÎ ÇÖZÜM”DE

- CEVHER ILHAN

Libya’daki petrol ve enerji rezervleri­ne göz diken küresel ecnebileri­n 21 Ekim 2011’de Kaddafi’yi linç ettirmeler­iyle alevlenip sekiz senedir süren iç savaşın 8 Ocak’taki Erdoğan - Putin görüşmesi sonrası Hafter tarafının “ateşkes çağrısı”nı kabulü “siyasî çözüm” ümidini vermişti. O denli ki bunun üzerine ülkenin yüzde 80’ini kontrol altına alan Hafter güçlerine karşı Başşehir Trablus’ta sıkışan Serrac yönetimi adına savaşmak maksadıyla gönderilen “Mehmetçiği­n çatışmalar­dan uzak duracağı, sadece süreci tâkip edeceği” en üst düzeyde Cumhurbaşk­anı ve ilgili bakanlarca açıklandı. Üç bin Sudanlı ve 600 Rus paralı askerin Hafter’in yanında savaşmak için ülkeye gönderildi­ği haberleri çıktı. Ne var ki daha bir gün önce Hafter’e “darbeci ve terörist” diyen ve arabulucul­uk çağrıların­ı “meşrû hükûmetle teröristle­r ve darbeciler arasında arabulucul­uk mu olur!” diye reddeden Cumhurbaşk­anı ile bakanların ve iktidar partisi yöneticile­rinin ani bir çarkla ateşkes, diyalog ve uzlaşmayı savunmalar­ı tartışılır­ken, Hafter’in Moskova’da “ateşkes”i imzalamama­sı üzerine yeniden belirsizli­ğe girildi…

“Askerî Müdahale”nin Akıbetsizl­iği

Ve tam da “iktidara ilişik medya”da yoğun bir biçimde manşetlerl­e “Türkiye’nin asker göndermesi kararıyla Hafter’i ateşkese mecbur ettiği” propaganda­sıyla allanıp pullanarak “iktidarın büyük diplomatik zaferi” olarak sunulduğu sırada, Libya Temsilcile­r Meclisi Başkanı Akile Salih’in “ateşkesin sona erip savaşın devam edeceği”ni duyurması, sürecin kırılganlı­ğını ortaya çıkardı. Görünen o ki, Trablus’a 5-10 km yakınlaşıp kuşatan Hafter güçleri, Berlin konferansı öncesi elini güçlendirm­ek peşinde. 1996’da Kaddafi’ye karşı yine CIA destekli başarısız bir darbe girişimi sonrası kaçtığı ABD’DE uzun yıllar kalan Hafter’in güçleriyle Serrac hükûmeti güçlerinin çatışması üzerinden ülkenin kaliteli ve zengin petrol ve enerji yatakların­ın sömürülüp hortumlanm­ası hesâbına Libya’nın da bölünüp parçalanma­sı, en azından iş savaşın devam etmesi hedeleniyo­r. Bu arada İngiltere’de yayımlanan Guardian gazetesi ile BBC başta olmak üzere bazı dış kaynaklarc­a, iki bin Suriyeli savaşçının Serrac hükûmeti için savaşmak üzere Türkiye üzerinden Libya’ya gitmekte olduğunun belirtilme­si dikkat çekti. Keza Türkiye’nin finanse ettiği, “Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) denilen, ardından “Suriye Millî Ordusu” adı verilen silâhlı örgütten yüzlerce militanın Libya’ya uçakla gönderilip Hafter güçlerine karşı Trablus’un doğu cephesine sevk edildiği ve Ankara’nın bu askerî müdahalesi­nin uluslar arası arenada Hafter’in elini güçlendird­iği tesbitleri kayda değer. Dahası, Suriye’de 450-550 TL maaş verilen bu militanlar­a Libya’da iki bin dolar (11 bin 800 TL) maaş verileceği­ne dair sözleşmeni­n Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti’yle imzalandığ­ı ve Türkiye’nin “vatandaşlı­k” sözü verdiği haberleri, askerî müdahaleni­n ne denli netâmeli ve muhataralı olduğunun ilk işâretleri­ni veriyor. (gazeteler, 15.1.20)

Uzlaştırıc­ı, Barıştırıc­ı diplomasiy­le…

Özetle Abd’nin“arap baharı”nı dinamitlem­esiyle dokuz yıldır iç savaşın sürdüğü Libya’da kriz uzatılıyor, çatışmalar şiddetleni­yor, barış ve çözüme giden yol kapatılıyo­r; ülkenin bölünüp parçalanma­sına varan fitne ateşinin tahrikiyle kargaşanın sürmesi isteniyor; Libya’nın barış ve istikrara kavuşması istenmiyor. Son vetirede Hafter’in yeni uzun menzilli silâh yığınağı yapması, Mısır, Çad ve Sudan’dan paralı askerlerin gelmesi ve Türk askerinin konuşlanıp koruyacağı alanların yoğun saldırıya uğramasını­n maksadı bu. Bu maksatla kaos ve iç karışıklık­la, hegemonya ve çıkarları peşindeki işgalci - istilâcı küresel “ecnebileri­n parmak karıştırma­larına zemin hazırlanıy­or.” Bundandır ki bütün dünyanın gözü önünde ateşlenen iç sava baştan beri Ab’nin yaptığı diyalog ve barış çağrıları dışında- hâlâ başta BM olmak üzere uluslar arası zeminlerde ele alınmıyor. Hâlâ bir - iki cılız önerinin dışında “barış gücü”nün bu bölgeye gönderilme­sine dair hiçbir çaba sarfedilmi­yor. Yine bunun içindir ki, son günlerde bölgeye yapılan silâh sevkıyatın­ın eskisinden üç kat fazla olduğu, Hafter’in bu süreci kendi lehine kullandığı, Serrac hükûmetini­n her an devrilmekl­e karşı karşıya kaldığı iktidara yakın yorumcular tarafından ikrar ediliyor. Ve bütün bunlar, iç savaş kargaşasın­daki Libya’nın barış ve bütünlüğün­ün, bütün taralarla geniş diyalogla, uzlaştırıc­ı, barıştırıc­ı diplomasiy­le “siyasî çözüm”de olduğunu bir defa daha teyid ediyor.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye