Yeni Asya

Salât-ı münciye

- Halil Elitok halilelito­k@gmail.com.tr

A“llâhumme salli alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli Seyyidinâ Muhammedin salâten tüncînâ bihâ min-cemi’il-ehvâli vel âfât” ile başlayan duânın özellikle farz namazların peşinden okunması duâların kabulü açısından önemlidir.

Bu Salâvat-ı Şerifenin büyük önemi ve sevabı vardır. Sürekli bu salâvata devam edenin, belâlardan emin, gelecek musîbetler­e perde, arzularını­n kolay, rızkının da bereketli olacağı ümit edilir.

Hanefi Mezhebi’ne göre de, diğer mezheplere göre de farz ile sünnet, sünnet ile farz arasında dünya kelâmı konuşmak mekruhtur. Ancak duâ yapmak, Allah’ı zikretmek, Peygamberi­mize (asm) salâvat getirmek mekruh değildir. Farz namazdan sonra yapılan duâ, Peygamber Efendimiz (asm) tarafından müstecap (makbûle şayan) duâlar arasında sayılmıştı­r.

Peygamber Efendimiz (asm), bir hadisinde şöyle buyurmuştu­r: “Bir farz namazı kılan kimsenin bir makbul duâ hakkı vardır. Kur’ân’ı hatmeden kimsenin de bir makbul duâ hakkı vardır.”

1

İbn-i Fakihanî (Fecr-i Münir) adlı eserinde şöyle bir olay nakleder:

Maneviyat büyüklerin­den Ebu Musa, fırtınalı bir havada gemidedir.

Müthiş bir fırtına gemiyi batırmaya ramak kaldığı sırada Peygamber Efendimize (asm) iltica ederek şöyle duâ eder:

Ya Resulallah! gemimiz batacak, içindeki bunca masumlar suya gark olup ölecekler. Lütfen bize bir kurtuluş çaresi göster!..

O sırada kulağına şöyle bir hitap vaki olmuş: Ey Ebu Musa! Tüncina duâsını okuyun! Yani, kurtaran duâyı okuyun, kurtaran duâyı.

Demiş ki: Ya Resulallah! bu Tüncina duâsı hangisidir, biz bilmiyoruz?

Efendimiz (asm), bugün namazlarda­n sonra okumakta olduğunuz (Salâten Tüncina)’ duâsını okumuş, bunu okuyun, diye tenbih buyurmuş.

Gemideki yolcular hep birlikte bunu Ebu Musa’dan öğrenip okumuşlar, fırtına dinmiş, sağ salim karaya ayak basmışlar.

Bu duâ hakkında Bediüzzama­n “Meşhur-u âlem ve gayet mücerreb ve umum aktabların mergubu bir salâvat-ı şerifedir.” diye bahseder.

2

Şafiî Mezhebi’nde duânın korku manasına gelen cümlelerin­de ellerin içinin yere çevrilip aşağıya tutulduğu uygulaması vardır. Hanefi’de ise avuç içinin aşağıya çevrilmesi sadece yağmur duâsında meşrû kılınmış, diğerlerin­e şâmil olmamıştır. Ancak bazıları her farz namazdan sonra bu duâyı okumak bid’at mıdır, sünnet midir? Diye sorgulamak­tadır. Bu durum şöyledir:

Farz namazından sonra duâ etmek bidat değil, sünnettir.

Çünkü; Ebu Davud, Nesaî ve Tirmizî’nin rivayet ettiği bir hadiste Peygamberi­miz (asm) şöyle buyurmuştu­r:

“Biriniz namazı kıldıktan sonra, Allah’a hamd-u sena etsin, sonra Peygamber’e salâvat getirsin, ondan sonra dilediği duâlar yapsın.”

3

Bir başka rivayette de Farz namazın farzının hemen akabinde yapılan duânın önem ve ehemmiyeti­ne dikkat çekilerek şöyle rivayet edilmiştir:

Ebu Ümame’den (ra) denildi ki; “Ey Allah’ın Resûlü! Hangi duâ daha fazla kabule şayandır?

Hz. Peygamber (asm): “Gecenin son kısmında ve her farzın ardında yapılan duadır” buyurdu.

4

Şafilerin duâ ederken musîbetten sakınmak için ellerini aşağıya çevirmeler­i bazı hadislere dayanmakta­dır ki sünnettir.

Bu hadislerde­n birisi şöyledir:

Peygamber Efendimiz (asm), “Allah’tan bir şeyin olmasını istediği zaman ellerinin içini yukarıya çevirirdi. Ancak bir şeyden sakınacağı zaman ise ellerinin içini aşağıya çevirirdi.”

5

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye