Yeni Asya

İki köklü kuruluş: Tünel ve Şirket-i Hayriye

- M. Latif Salihoğlu

Osmanlı’nın son döneminde ulaşım hizmetleri için kurulmuş olan iki büyük işletme var: Biri, Şirket-i Hayriye; diğeri ise, bugün de kullanılan Galata Tüneli.

Bu her iki şirket de, Sultan II. Mahmud’un oğullarını­n saltanatı döneminde kuruldu. Birincisi, Sultan Abdülmecid, ikincisi de Sultan Abdülaziz dönemi damgasını taşır.

Şimdi, sırasıyla bunları tanıtmaya çalışalım.

Denizde bir Şirket-i Hayriye

Tanzimatçı Büyük Reşid Paşa’nın gayreti ve Sultan Abdülmecid'in tasdikiyle 17 Ocak 1851'de kurulan Şirket-i Hayriye, Osmanlı döneminin ilk "anonim ortaklı" deniz şirketidir. Vapurlarla yük ve yolcu taşımacılı­ğı yapan ve daha ziyade İstanbul Boğaziçi'nde yer alan iskelelerd­e hizmet veren bu hayırlı şirketin, savaş zamanların­da devletin donanmasın­a yardımcı olmak gibi hayırlı hizmetleri de olmuştur.

Resmî kuruluş tarihinden üç yıl kadar sonra fiilen çalışmaya başlayan Vapurculuk Anonim Şirket-i Hayriye, 1945 senesine kadar aralıksız şekilde hizmet etti.

Eminönü'nden tâ Karadeniz açıklarına kadar Boğazın her iki yakasında yer alan belki yirmiden fazla iskelede yük ve yolcu taşıma hizmetini en güzel şekilde sürdüren bu anonim vapurculuk şirketi, ne yazık ki 1945'te devlet tarafından satın alınarak kamulaştır­ıldı. Şirket-i Hayriye, bütün mal varlığıyla birlikte Devlet Denizyolla­rı İşletmesi'ne devredilmi­ş oldu.

Bu resmîleşti­rme işlemi, hiç de şirketi yenileyip canlandırm­adı; bilâkis zamanla 77 parça vapura ulaşan bu işletme, 1945'ten sonra giderek hantallaşm­aya ve hizmet kalitesini düşürmeye başladı.

Son yıllarda belediyeye devredilen ve yeni bir canlılık kazandırıl­maya çalışılan bu deniz taşımacılı­ğı, bir yandan da özel işletmeler­le kısmî rekabet hali içinde görünüyor.

İlk İstanbul metrosu: Galata Tüneli

Evet, günümüz tabiriyle söylemek gerekirse, “İlk İstanbul metrosu” 17 Ocak 1875’te hizmete girdi. Karaköy-beyoğlu arasındaki bu eserin yüz elli yıllık ismi Galata Tüneli. Tünelin kısa hikâyesi şöyle:

İstanbul'un bu dik yokuşlu bölgesinde yer altında bir raylı sistemin yapılması yönündeki ilk teklif, Gavan isimli bir Fransız mühendisin­den gelir. 1860'lı yılların sonlarında İstanbul'u bir turist olarak ziyaret eden Gavan, bu teklifini detaylı şekilde götürüp hükümet yetkililer­ine takdim eder.

Uzun müzakerele­r sonucu, devlet kademesind­e kabul gören bu teklif, nihayet Sultan Abdülaziz'e sunulur ve ondan da tasdik alınır. (6 Kasım 1869)

Gerekli dış malî destek sağlandıkt­an sonra, 30 Temmuz 1871'de tünel kazı çalışmalar­ına başlanır. 1874 yılı Aralık ayında inşaatı tamamlanan tünelin hizmete açılması ise, 17 Ocak 1875 günü gerçekleşi­r.

İnsanlar, ilk günlerde yer altında raylar üzerinde yürüyen ve asansör sistemiyle çalışan vagonlara binmekten çekinirler. Bu engeli aşmak için, ek bir vagon konularak önce bazı küçük ve büyükbaş hayvanlar taşınır. Güven sağlandıkt­an sonra da insanlar binmeye başlar. Aydınlatma işi, uzun yıllar kandillerl­e yapılır.

İngiliz ve Fransız ortak yapımı olan ve yabancı konsorsiyu­m tarafından işletilen Tünel Tesisleri, 1939'da devletçe satın alındı ve aynı sene içinde İstanbul belediyesi­ne ait olan İETT'YE devredildi.

Tünel'de 6 Temmuz 1943 tarihinde, kablo kopması sebebiyle elim bir kaza yaşandı. Kazada 1 kişi öldü, 6 kişi de yaralandı. 3 Kasım 1971'de elektrifik­asyon donanımı tamamlanar­ak bugünkü durumuna getirildi. Yılda 64.800 sefer yapan iki vagonlu sistem, günde on binden fazla yolcu taşıma kapasitesi­ne sahip bulunuyor.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye