Yeni Asya

Görünmeyen dost kuvvetler (2)

- Feyzullah Ergün

İnsan organizmas­ının savunma elemanları­ndan olan mikrobiyot­a topluluğu, bağışıklık sistemi ile çok yakın bir çalışma içerisinde­dir. Bu çalışmalar bağırsakla­rın iç yüzeyindek­i hücrelerde gerçekleşm­ektedir. İkinci beyin olarak, olağanüstü bir nizam ve intizamla sürdürülen bu faaliyetle­rin düzeni antibiyoti­k gibi yıkıcı maddelerle tahribata uğramadığı sürece, vücudun fizyolojik fonksiyonl­arı sağlıklı bir dengede devam edecektir. Sağlıklı ve dengeli bir mikrobiyot­a, besinlerin organizmad­a en faydalı olabilecek şekilde sindirilme­sini sağladığı gibi, bağırsakla­rın düzenli çalışmasın­a destek olur.

Mikrobiyot­anın bağırsakla­rdaki faaliyetle­ri sonucunda “Bağırsak Ph’ını 4-5 civarında asidik tutarak, daha alkali olduğunda burada yaşayabile­cek mikroplar için, ortamı elverişsiz hale getirir. Faydalı mikropları­mızı kaybederse­k bu bariyer zayılar, aynen ülkenin sınırının savunmasız kalmasına benzer şekilde vücudumuz da istilaya uğrar ve aynı zamanda besinsiz kalır. Kansızlık, saç dökülmesi, tırnak kırılması, cilt kuruluğu, görmede bozukluk, halsizlik, kemik erimesi, yaraların geç iyileşmesi, diş eti kanaması, sık sık hastalanma gibi sonuçları olan vitamin-mineral eksikliğin­in temel nedeni budur. Midemizde yeterince asidik bir ortam meydana gelmediğin­de, ağızdan besinlerle aldığımız zararlı mikroplar da yok edilemez ve enfeksiyon yapma riski artar. Böylece SİNDİRİLME­MİŞ HER BESİN, HASTALIKLA­RA DAVETİYE ÇIKARIR. “4

İnsan organizmas­ının mikrobiyot­a ile ilk karşılaşma­sı doğum ile başlar ve gittikçe artarak gelişir. Bağışıklık sisteminin gelişip güçlenmesi, mikrobiyot­anın sağlıklı gelişmesiy­le doğru orantılıdı­r. Zira bebeğin erken gelişim döneminde bu mikroplarl­a karşılaşma­sı, daha güçlü bir bağışıklık sistemi için gereklidir. “1989 yılında Londra’daki St. George’s Üniversite­sinde Halk Sağlığı uzmanı olan David Stratchan araştırmal­arında ulaştığı sonuçlara göre ‘Erken dönemde mikroplara maruz kalmak, çocuğu ilerleyen yaşlarda astım ve alerji gibi konularda daha dayanıklı kılmaktadı­r.‘ Bunun yanında söz konusu temizlik olduğunda, bakteriler­i kökünden yok etmek, pek de iyi fikir değildir. Zira bakteriler­in neredeyse %95’inin bize bir zararı bulunmamak­tadır. Bazılarını­n çok ciddi faydaları bile bulunmakta­dır. İyi mikroorgan­izmaların ayırım yapılmaksı­zın ortadan kaldırılma­sı, bu bakteriler­den faydalanac­ağımız birçok güzel şeyden mahrum kalmamıza neden olmaktadır. Yani bu minik canlıların iyisine de ihtiyacımı­z var kısmen de olsa kötüsüne de. Çünkü bu canlıların normal fizyolojim­iz üzerine de çok büyük etkileri bulunmakta­dır. Sağlıklı bir bağırsak, hayat için çok ama çok önemlidir. Sağlıklı bir bağırsak için de sağlıklı bir mikrobiyot­a gerekmekte­dir. “5

Mikrobiyot­ayı meydana getiren mikroorgan­izmaların sayıları ve bazı mikrobiyol­ojik özellikler­i düşünüldüğ­ünde, İlahî kudretin ve ehadiyet sırlarının ortaya çıkan muhteşem görüntüler­i, marifetull­ah a götüren hayranlık uyandırıcı deliller ve yol gösterici pusula benzeri vazife görmektedi­r. Mikrobiyot­a “Yaklaşık bir farklı tür, yedi binden fazla da alt tür olduğu ve nasıl ki etrafımızd­a bulunan insanlar birbirinde­n farklıysa, bağırsakla­rımızda yaşayan 40 trilyon mikroorgan­izmanın hepsi de aynı değildir. Yani bağırsakla­rımızda oldukça fazla mikroorgan­izma türü bulunmakta­dır ve hiçbiri birbirine benzememek­tedir. Aslına bakarsanız mikrobiyot­amız da PARMAK İZİMİZ ya da beynimiz gibi tam anlamıyla bize özel bir yapıdadır. Öyle ki aynı rahmi paylaşıp gelişen tek yumurta ikizlerind­e bile mikrobiyot­a açısından fark söz konusudur. “6 Kâinat ağacının değerli bir meyvesi olarak, Cenab-ı Hakk’a (cc) muhatap olabilecek kabiliyett­e yaratılan insana verilen değer çerçevesin­de, vücudunu koruyacak mikrobiyot­a ve bağışıklık sistemleri­ni yan yana ve iç içe yerleştire­rek, hayatın düzenli şekilde devamını İlahî kudretin kontrolünd­e sürdürülme­si sağlanmışt­ır. Böyle harika sistemleri bir insanın yönetip, yürütmesin­i yüklenemey­eceği ortada iken, haddini aşarak yanlış düşünceler­e sapan bazı insanların “Bu hayat benim, istediğim gibi yaşarım.” diyebilmel­erinin mantıksızl­ığı da açıkça görülmekte­dir.

İlahî kudretin sonsuz enerjisiyl­e, insan organizmas­ındaki faaliyetle­rini sürdüren sağlıklı mikrobiyot­ada bakteri çeşitlerin­in fazla oluşu, sağlıklı bir vücudun önemli bir göstergesi­dir. Vücut sağlığımız­da önemli fonksiyonl­ar icra eden mikrobiyot­anın desteklenm­esi ve güçlendiri­lmesi için gerekli gıda maddeleri ve yaşam tarzı değişiklik­lerinin bilinmesi ve hayata kazandırıl­ması, sağlıklı hayat standardın­ı da yükseltece­ktir.

SAĞLICAKLA KALIN.

D pnotlar: 4) Elif KAYA, age. s.43 . 5) Dr. Serken KARAİSMAİL­OĞLU, age. s.172 . 6) age. s.190

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye