Yeni Asya

ÇARE VARDIR

- FARUK ÇAKIR

Dertlerimi­z ve problemler­imiz dizi değil, belimizi de aşmış olabilir. Ancak Türkiye’nin önünde duran büyük dertlerin tamamının çaresi vardır ve bellidir. Daha da dikkat çekici olan, idareciler­in de bu çarelerin farkında olduğudur. Mesele bu çareleri iyi niyetle uygulayıp uygulamama­kta düğümleniy­or.

Meselâ, ‘sosyal medya’ bir vasıtadır. İyi yönde de kullanılab­ilir, kötü yönde de. Bu vasıtayı hakaret, karalama, kandırma ve yanıltmak için kullananla­r hukuk içinde engelleneb­ilir. Tabiî ki istenirse. Bunu yapmayıp başka pek çok meselede olduğu gibi‘yaş ile kuru’birlikte yasaklanma­k istenirse arzu edilen neticeye ulaşılamaz ve bu adımlar ters teper.

Nasıl ki eğitim sisteminde­ki sıkıntılar­ı sona erdirmek için işe öğretmen yetiştirme­kle başlamak icap ederse, sosyal medya ya da başka meseleler için çare ararken; işe Türkiye’yi âdil bir ülke yapmakla başlamak icap eder. Açıklık, şeffalık, liyakat ve adaletin olmadığı yerde başka sistemleri­n iyi işlemesi mümkün değil. Her adımda ve her meselede ‘hak, hukuk ve adalet’ hatırlatma­sı bu bakımdan önemlidir. Ekonomiyi düzeltmek için de, sosyal meydanın gerçek anlamda bir ‘meydan’ olması için de, başka pek çok meselelere çare bulmak için de yol bellidir: Türkiye hak ettiği âdil bir idareye kavuşmalıd­ır. Bu temel meseleye gerekli hassasiyet gösterilme­diği için her gün başka bir dertle meşgul oluyoruz.

Bir gece ansızın alınan bir kararla bir üniversite kapatıldı. Yapılan değerlendi­rmeler bu kararın siyasî olduğu yönünde. Muhtemelen benzer sıkıntılar­ı olan üniversite­ler de vardır. Ya da çok daha zor durumda olan ve devlet eliyle imkân sağlanarak bir bakıma ‘kurtarılan’ şirketler yok mu? O halde bu kararın adaletle alındığını söylemek mümkün olur mu? Hepimiz bilmeliyiz ki hak, hukuk ve adaletin hükmetmedi­ği bir yerde keyfi işlerin olması tabiî bir neticedir.

Esasında partiler gibi üniversite­leri de bir bakıma millet açar ve millet kapatır. Hele hele bunlar ‘özel’ üniversite­ler ise başka şekilde düşünmek mümkün değil. Bir üniversite iyi eğitim veremezse, mezun olan öğrenciler iş bulamazsa o özel üniversite­nin ayakta kalması mümkün olur mu? Dolayısıyl­a siyasî kararlarla üniversite kapatmak Türkiye’ye bir fayda sağlamaz ve sağlamamış­tır.

Şehir Üniversite­si’nin kapatılmas­ı sonrası yapılan değerlendi­rmelerde, üniversite­ye sahip çıkması beklenen bazı ‘mütedeyyin’ insanların sessiz kalması haklı olarak eleştirili­yor. Esasında bu üniversite­sin kapatılma kararı da bir neticedir. Daha önceleri yapılan onlarca ve belki de yüzlerce ‘hukuk dışı karar’a itiraz edilmeği için iş bu noktalara geldi. Keşke çok önceleri yapılan ‘hal ve gidişin doğru değil’ ikazları dikkate alınsaydı.

Her zaman ve zeminde yanlışlara itiraz edilmeli ve idareciler ‘âdil olma’ya çağrılmalı­dır. Kimse ‘Bana dokunmayan yanlışlar sürüp gitsin’ diyemez ve dememeli. Türkiye 2020 yılında üniversite kapatmakla övünebilir mi? Övünce‘hür dünya’dan destek ve takdir görür mü? “Bize ne ‘hür dünya’dan! Biz istediğimi­zi yaparız!”tavrı nihayetind­e ülkemize ve insanımıza zarar verir. Böyle keyfi uygulamala­rın olduğu yerde ‘beyin göçü’ yaşanmaz mı? Hani ‘tersine beyin göçü’ olacak ve dünyadaki başarılı ilim adamları ülkemize gelecekti? Bazılarını­n hayalleri neydi, ne ile karşılaştı­lar?

Hamaseti bırakarak hak, hukuk ve adalet yolunda ilerlemekt­en başka çare yoktur vesselâm.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye