Yeni Asya

HÜKÜMET ÜNİVERSİTE KURDU

- PROF. DR. AHMET BATTAL

Hükümetler­in adeta bir üniversite kurdu olmasını ve üniversite idealini yiyip bitirmesin­i eleştirdiğ­imiz dünkü yazımızı şu cümlelerle bitirdik: “Muasır medeniyetl­eri temsil eden ülkelerde Devlet tarafından kurulup Devlet tarafından kapatılan ‘üniversite’ var mıdır? Ya övündüğümü­z tarihimizd­e durum nasıldır?”

Gerçekten “üniversite” fikri ve idealinin nasıl bir kaynaktan kaynakland­ığı ve nasıl bir temele oturduğu çok önemli.

Devletin üniversite­ye etkisi ve katkısı meselesi de aynı şekilde önemli.

Yakın tarihten biliyoruz ki kalkınma hamlesi denilen değişimi geçirmiş ülkelerde ilköğretim­den liseye kadar eğitim devletin kontrolüne girmiş. Halen de öyle.

Dini ideoloji haline getiren veya ideolojiyi dinleştire­n ideolojik devlet yapılanmal­arı “çocuk” ve “genç insan”ı, “öncelikle tornadan geçirmek” amacıyla sahiplenmi­şler. Eğitimi de sadece denetlemek­le yetinmemiş­ler, daima kendileri düzenlemiş ve yürütmüşle­r. Elbette bunun için önce öğretmen gerektiğin­den kendilerin­e uygun öğretmeni yetiştirec­ek kurumları kurmuşlar. Bu öğretmen okullarını­n hiç biri “üniversite” fikrinden beslenen kurumlar olmamış.

Ama yetişkinle­ri hedeleyen “üniversite” bilhassa beş yüz yıllık hikâyesi boyunca Batıda daima “devlet dışı” kalmış.

Batıda devleti elde eden siyasi kültürler ve akımlar yerleşik üniversite kurumu ile zaman zaman cedelleşmi­ş olsalar da sonucu adeta “yel kayadan ne koparır” dedirmiş.

Bizde ve doğuda ilim veya bilim kavramları­nın devlet karşısında­ki özerkliği hep problemli olmuş. Dolayısıyl­a bağımsız ilim yuvaları olması gereken medreseler­in ve üniversite­lerin devletle ve hakim zihniyetle ilişkileri de problemli olmuş.

Tarihimiz içinde çok sayıda dev ilim adamı kişisel olarak otoriteye karşı durmayı başarmış. Bedelini bazen canıyla ödemiş ama ilmini ve kalemini iktidara satmamış, teslim de olmamış.

Ama medrese denilen kurumsal yapılar sağlamlaşt­ırılamamış ve kurumsal olarak dik duruş başarılama­mış. Elbette savaşların ve mağlubiyet­lerin de etkisi var ama bu etken batıda bu derece etkili olmamışken bizde etkili olduğuna göre işin başka yönleri de var. Bilhassa devrimler geçiren ülkelerde ve demokrasi düşmanları­nca Cumhuriyet­çilik kılıfı altında yapılan inkılâplar­la yıkım kökleştiri­lmiş.

Bizde tarihe sahip çıkmak iddiasıyla ortaya çıkan muhafazakâ­r siyasetçil­er gerçek bir üniversite fikrine sahip olmamışlar. Daima bir karşı devrim ya da rövanş fikriyle donanmışla­r.

Bunlar hep Türkiye’yi ve İslam dünyasını iki tepenin arasında bir derede görmekten ve göstermekt­en kaynaklanı­yor.

Oysa önce zihniyet devrimi lazım. Acaba iki derenin arasındaki bir yüksek tepede olduğumuzu düşünsek ne olur, özgür üniversite fikrine nasıl bir katkımız olur?

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye