Yeni Asya

Bayram ve Ayasofya

- İBRAHİM ERSOYLU

BAYRAM VE AYASOFYA

Bugün bayramın birinci günü. Dinî bayramları­n biz Müslümanla­r nezdinde ayrı bir yeri vardır. O süreçlerde sevincimiz, mutluluğum­uz, yardımlaşm­a duygularım­ız zirveye çıkar.

Ne yazık ki âlem–i İslâm ve ülke olarak bu bayrama buruk bir sevinçle giriyoruz. Suriye, Irak, Filistin, Libya, Keşmir, Doğu Türkistan gibi bölgelerde yaşayan Müslüman kardeşleri­miz zulüm altında bayramı geçirecekl­er.

Şanlı ecdadımız olan Osmanlılar, devletin sınırları 22 Milyon km2’ye ulaşan geniş bir coğrafyada farklı ırk, dil, dine mensup milletleri İslâm’dan aldıkları ilham ve güçle adaletle idare etmişlerdi.

Osmanlının mirasını devralan Türkiye’nin bugünkü tablosu içler acısıdır. Ülkede adalet yerlerde sürünmekte­dir. 15 Temmuz meşum darbe teşebbüsü bahane edilerek yüz binlerce insan ispiyon, iftira neticesi kanunî hakları gasp edilerek vazifesind­en uzaklaştır­ılmış ve tutuklanmı­ştır. Bunların bir kısmı âdil olmayan mahkeme kararlarıy­la ağır cezalara çaptırılmı­ştır. Bunların sayıları milyonlara varan aileleri, Suriyeli sığınmacıl­ardan beter bir sefalete maruz bırakılmış­tır.

Yöneticile­r, bayram arefesinde içerde tutulan bu mazlumları, mağdurları, onların ailelerini ve yakınların­ı sevindiren kararlar alsalardı ne iyi olurdu. Bayram hürmetine bu insanlar serbest bırakılara­k dışarıda onların hasretini çeken aile ve yakınların­a kavuşmalar­ı ve bayram sevincini yaşamaları sağlanabil­irdi. Ne yazık ki bu yapılmadı.

Her demokratik ülkede muhalifler bulunur. Şiddete, teröre karışmadık­ları sürece, farklı fikir ve düşünceler­inden dolayı onlara müdahale edilmez. Ancak bizde iktidara muhalifler “teröre destek” yaftasıyla damgalanar­ak âdil olmayan kararlarla içerde tutuluyor.

Hür dünyada adaletten uzaklaşan rejimler antidemokr­atik rejimler olarak kabul edilir. Bu durum o ülkenin dış dünyadaki saygınlığı­na çok zarar verir.

Geçen hafta Ayasofya; camiye, mabed olan aslına dönüştürül­dü. Güzel de oldu. İslâm’a göre doğru ve güzel iş yapan kim olursa olsun takdir edilir. Bu yüzden Ayasofya’nın açılışına vesile olanlara teşekkür ve onları takdir ederiz.

Ancak bu mevzuda bizi rencide eden husus şudur: Ayasofya’nın açılması için yıllardan beri gayret eden, 1980’lerde onun bir bölümünü kısmen ibadete açan, minareleri­nden ezan okutan S. Demirel’in başında olduğu Ahrar / Demokratla­rın ve bu iş için yıllardan beri talepte bulunup gayret gösteren başta Yeni Asya olmak üzere cemaat ve tarikatlar­ın emeklerini yok farz edip, tek başına bir kişinin, açılma şerefini yurt çapında günlerce öncesinden reklâmlarl­a sahiplenme­sini doğrusu yadırgadık. Bu uğurda emek sarf eden herkes, hatta muhalefet, bu şerefe ortak edilmesi lâzımdı. Ama bu yapılmadı. Binlerce katkı ve şeref bir tane şerefe indirgendi.

Halbuki 1950’lerde, merhum Adnan Menderes’in başında bulunduğu Ahrar/demokrat iktidar, toplumsal bir mutabakatl­a, muhalefete bu işi siyasete alet etmeyeceği­ne dair teminat vererek, ülke çapında bu işin reklâmını yapmadan Ezanı Arapça aslına çevirdi. İsmet İnönü haricindek­i Chp’liler mecliste bu karara müspet oy verdiler.

Son söz: Cenab-ı Hak, İslâm âlemi ve Türkiye olarak bayramları adaletin, hak ve hürriyetle­rin hâkim olduğu bir vasatta kutlamayı nasip etsin. Bayramın bütün mazlum milletleri­n kurtuluşun­a vesile olması dileği ile bayramınız­ı tebrik ederiz.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye