ADALETSIZLIK HERKESI YAKAR
PROF. DR. HALİL ZAİM: ADALET ÖLÇÜ VE DENGE DEMEKTİR. ADALETSİZLİK BÜTÜN TOPLUMUN DENGESİNİ BOZAR.
ADALET BİR BÜTÜNDÜR, PARÇALARA BÖLÜNEMEZ
“Mevlâna ‘Adalet sarığın başta, çarığın ayakta olmasıdır’ der. Gazalî’ye göre adalet bir bütündür, parçalara bölünemez. Bir yerde adalet ya vardır veya yoktur. Bir toplumda adaleti sağlarsanız bundan herkes yararlanır. Adaleti sağlayamaz, zulmederseniz bundan da bir şekilde herkes nasibini alır.”
BİR KATTAKİ YANGIN BİNAYI YAKABİLİR
“Bir binanın bir katında yangın çıktığında diğer katların sakinleri ‘Nasıl olsa bizim katta yangın yok’ deyip yan gelip yatmamalı. O yangına mutlaka müdahale edilmeli. Aksi takdirde yangının kendilerine de sirayet etme ihtimali çok yüksek. Bir yerde adalet bozulursa bütün toplum etkilenir.”
“İslâmî Değerlerle Liderlik” konusunda adalet kavramını ele alan Orta Doğu Amerikan Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Halil Zaim, sosyal medya hesabından paylaştığı videoa, önemli değerlendirmelerde bulundu. Prof. Dr. Halil Zaim’in tesbitleri şöyle: “İffet, hikmet ve cesaret kavramlarının tamamlayıcısı adalet kavramıdır. Adalet tesbihin imamesi hükmündedir. Bu üç fazilet ancak adaletle hayata geçirilebilir ve gerçekten uygulanabilir. Bu bakımdan adalet hem giderlik açısından hem İslami değerler açısından çok önem arz eden kavramlardan bir tanesidir.”
adalet, ölçü ve Denge Demektir
“Hz. Mevlânâ, adalet kavramı ile ilgili veciz bir ifade kullanmıştır demiştir ki: “Adalet sarığın başta, çarığın ayakta olmasıdır.” Yani Her şeyin yerli yerinde olmasıdır. Aynı zamanda adalet ölçü ve denge demektir. Gazali’ye göre adalet bir bütünlük arz eder. Dolayısıyla parçalara bölünemez. Gazali, adaletle ilgili bir alt başlık kullanmamıştır. Şu sebepledir ki; adalet, ona göre ya vardır ya da yoktur. Bir toplumda eğer adaleti sağlarsanız bundan herkes faydalanır. Adaletin zıttı zulümdür. Eğer adaletli sağlayamazsınız, zulmederseniz bundan herkes bir şekilde nasibini alır. Bu tıpkı bir binanın bir katında çıkan yangına benzemektedir. Diğer katların sakinleri nasıl olsa bizim katta yangın yok deyip yan gelip yatmamalıdırlar. Çünkü o yangına mutlaka müdahale edilmelidir. Aksi takdirde yangının kendilerine de sirayet etme ihtimali çok yüksektir. Toplumlar da tıpkı böyle birbirine bağlı bileşenlerden oluşmaktadır. Dolayısıyla bir yerde dengeyi, adaleti bozduğunuzda bundan bütün toplumun etkilenmesi kaçınılmazdır.” Farabi’ye göre, Allah’a ait bir kavramdır ve onun adil ismi vardır ve mutlak manada adalet yalnızca ona atfedilebilir insanlar ancak göreceli nispi adaleti sağlayabilir. Adalet yalnızca maddî hususların paylaşımı değil manevî değerlerin paylaşımda da geçerlidir.”
I. murat’in mühim Tavsiyenamesi
“İslâmî değerler açısından adalete baktığımızda çok sayıda âyet ve hadis görmekteyiz. Nisa Sûresi 58 âyetinde iki kavram önemli biri emaneti ehline verilmesi, diğeri âdil olunmasıdır. Zaten emanetler ehline verilmeden adaletten bahsedilemez. Şu anda bir lider adil olmak istiyorsa yapması gereken işlerden ilki emaneti ehline vermek, ehil kişileri göreve getirmektir. Tersinden bakacak olursak bir organizasyonu yıkmak, mahvetmek istiyorsanız emaneti ehil olmayan kişileri yönetici pozisyona getirmektir. Gerisini onlar halleder zaten. Başka bir şey yapmanıza gerek yok. I. Murat’ın vali tayin ederken çok güzel veciz bir tavsiyenamesi var. Orada şöyle diyor: “Ey vali, ilk görevin 3 tane güvenilir ve işinin ehli yardımcısı seçmek olsun. Onların da ilk vazifesi üçer tane güvenilir ve işinin ehli yardımcı seçmek olsun. Eğer böyle ehliyete dayalı bir ekip kurarsanız, işinin ehli yetkin bir ekip kurarsanız ekip çalışır, siz de muvaffak olursunuz. Eğer böyle bir ekip kuramazsınız, yetkin olmayan insanlara vazife verirseniz hep beraber çok çalışsanız bile başarısızlık kaçınılmaz olur. Ve orada adaletin de sağlanması zaten mümkün olmaz.”
istanbul - Yeni Asya