Yargıya rağmen ihlaller sürüyor
KEYFÎ KISITLAMALARIN SONA ERDİRİLMESİ İSTENDİ
İnsan Hakları Vakfı, Barış Akademisyenlerine yönelik ihlallerin devam ettiğini, yetkililerin âcilen yeni adımlar atması gerektiğini vurguladı. Hazırladığı raporda ihraçlarla alâkalı 126 bin 300 başvuru yapıldığını ve bunların yüzde 88’inin reddedildiğini belirten TİHV, akademisyenlerin uğradığı hak ihlallerine dikkat çekti.
türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Barış İçin Akademisyenler Güncel Durum Raporu’nu açıkladı. 24 Ağustos tarihli raporda, 26 Temmuz 2019’da, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) kamuoyunda “Barış Bildirisi” olarak bilinen ve Türkiyeli 2 bin 210 akademisyen tarafından imzalanmış olan “Bu suça ortak olmayacağız!” başlıklı bildirinin ifade özgürlüğü kapsamında olduğuna hükmettiği hatırlatıldı. Bildiriyi imzaladığı için mesnetsiz suçlamalara maruz kalan, ağır ceza mahkemelerinde yargılanan ve hapis cezalarına çarptırılan akademisyenlerin devlet organları eliyle adaletsizliğe uğratıldığı ve haklarının ihlâl edildiği, böylece hukuken tasdik edilmiş olduğu belirtildi. “Ülkedeki en yüksek yargı organı tarafından verilen bu kesin ve bağlayıcı karar akabinde, Barış İçin Akademisyenlere (BAK) yönelik hak ihlallerinin son bulması ve ihlalden doğan zararların giderilmesi için gerekli adımların ivedilikle atılması beklenirdi” denilen raporda, Barış İçin Akademisyenlere yönelik ihlallerin devam ettiğinin altı çizildi.
Keyfi Kısıtlamayı Sona erdirmedi Raporda şu ifadelere yer verildi; “Barış Bildirisi’ni imzaladığı için OHAL döneminde çıkarılan Kanun
Hükmünde Kararnamelerle (KHK) üniversiteden ihraç edilen çok sayıda akademisyen görevlerine iade edilmemiştir. İhraçtan kaynaklanan çok boyutlu ihlal durumu aynen ve tüm sonuçlarıyla sürmektedir. Az sayıda olmakla birlikte, bazı imzacı akademisyenlerin yargı süreci hala sona ermemiştir. Bu durum, lekelenmeme hakkının ihlali olduğu gibi, beraat kararının kesinleşmemesinden kaynaklanabilecek yeni mağduriyetlere de zemin hazırlamaktadır. Barış Bildirisinin imzacıları arasında halihazırda pasaport başvurusu reddedilenler mevcuttur. Gazete Duvar’ın haberine göre, 2019 yılı sonunda Pasaport Kanunu’nda yapılan değişiklik, seyahat özgürlüğüne getirilen keyfi kısıtlamayı sona erdirmemiştir.” ‘yerel Mahkemeler
Süreci uzatıyor’
BAK’A yönelik ceza dâvâlarının seyrinin AYM kararıyla birlikte değiştiği ve birinci derece mahkemelerde süren yargılamaların beraat kararıyla sonuçlanmaya başladığı ifade edilen raporda, toplam 57 ayrı mahkemede açılmış olan 822 davanın en az 622’sinde AYM kararını takip eden bir yıl içinde beraat kararı verildiğine dikkat çekildi. TİHV dâvâları takip eden avukatlarla görüştü ve henüz sonuçlanmayan dâvâlardan bazılarında yerel mahkemelerin dava sürecini taammüden uzatma ve beraat kararlarını geciktirme eğiliminde olduğu izlenimini edindi. Raporda özellikle birinci derece mahkemelerde süren davaların AYM kararına rağmen neden hâlâ sonuçlandırılmadığının hiçbir makul izahı olmadığı vurgulanırken, “Beraat kararlarındaki her gecikme yeni ihlâl ve mağduriyetlere zemin hazırlamaktadır” denildi.
itirazların yüzde 88’ine ret OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu’nun 3 Temmuz 2020 tarihli duyurusuna göre, başta KHK ile ihraç işlemlerine itirazlar olmak üzere, Komisyon’a toplam 126 bin 300 başvuru yapıldı ve bu tarih itibariyle 108 bin 200 başvuru hakkında karar verildi. Kararlarda kabul oranı yüzde 11,3, ret oranı ise yüzde 88,7 oldu. Raporda, Komisyon’un, kendi açıklamasını da hiçe sayarak AYM kararını ve birinci derece mahkemelerin verdiği çok sayıda beraat kararını görmezden geldiği, komisyonun bazı dosyaların incelenmesini özellikle beklemeye aldığının anlaşıldığı ifade edildi. TİHV, kendi bünyesinde gerçekleştirdiği Akademisyen İhraçları başlıklı araştırmaya da dikkat çekti ve ihraç işleminin gerek sosyal, ekonomik ve mesleki, bilimsel kayıplar bakımından, gerekse akademisyenlerin ruhî ve fizikî sağlığı bakımından ne denli kapsamlı ve yıkıcı sonuçlara yol açtığını ortaya koyduğunun da altını çizdi.