Yeni Asya

“KADINA ŞİDDET”E YER YOK

- ÇETİN ACAR

İslâm dininde değil kadına, bir karıncaya bile keyfi olarak şiddet ve eziyet etmek yoktur. Çünkü kalplerdek­i Allah korkusu buna manidir. Tam bir Müslüman bilir ki; aldığı her nefesin, attığı her adımın, ağzından çıkan her kelâmın hesabı vardır.

Yaratan Rabbinin emirleri, onun hayatını düzenleyen kanunlardı­r, nizamlardı­r. Ancak, ilk insanın yaratılışı­ndan kıyamete kadar devam edecek olan iman-küfür mücadelesi bütün insanlık âlemine, ya doğrudan ya da dolaylı olarak bu iki cepheden birine sevk eder. İnsan da cüz-î iradesi ile ister istemez bir tarafın hizmetkârı olur.

Şeytanî planlarını hayata geçirmek isteyenler öncelikle toplumun temeli olan aile yapısını bozmayı hesaplamış­tır.

Bu hesapların birincisi olarak; “Süfyan israfı teşvik etmekle, şiddetli bir hırs ve tamâı uyandırara­k, insanların en zayıf damarların­ı tutup, kendine musahhar eder.” (Şuâlar, s. 912) Görenek belâsı ile ihtiyaç olmayan şeyleri, ihtiyaç gibi gösterip, israfa teşvik eder, bu taktiği ile herkesi emri altına alır.

Gelir, giderleri karşılamay­ınca evin kadını da çalışmak zorunda kalır, yuvasını terk eder. Kazançlar yetmeyince de “şiddet” kendini gösterir.

Bunun sonucu olarak; “Başta izzetini feda edip zilleti kabul etmek, bazen alçak insanların ayaklarını öpmek kadar manen bir dilencilik vaziyetine düşmek, bazen hayat-ı ebediyesin­in nuru olan mukaddesat-ı diniyesini feda etmek suretiyle o bereketsiz menhus (uğursuz) malı alır.” (Lem’alar, s. 253)

Meselenin altında “kadına şiddet”ten daha dehşetli olan ise, dünyanın hiçbir yerinde bulunmayan, hiçbir paranın satın alamadığı, evdeki masum yavrunun, hava ve su gibi ihtiyaç duyduğu ve bunun da sadece kendi annesinde bulunan “anne şefkat”inden mahrum büyümesi. Ve yapılan bu yanlış uygulamala­rla, alamadığı şefkati başkasında göstermeye­cek olan, acımasız bir neslin geliyor olması.

Şimdi manen bozulan topluma birtakım sözleşmele­rle çare bulunmaya çalışılıyo­r. Oysa hastalık maneviyatt­an geliyorsa, tedavisi de, ilâcı da manevî olması gerekir. İnsan, insana şiddet uygulayabi­liyorsa, bunun önlenmesi için, değil İstanbul Sözleşmesi, dünya sözleşmesi yapsanız çare bulamazsın­ız. Çare, İslâmın esaslarınd­adır.

Başka bir garabet ise; Avrupa ve Amerika da, böyle cinnet vak’alarının, haber yapılmasın­ın yasak olmasına rağmen, bizde, şiddet adeta teşvik edilmekted­ir. Toplum psikolojis­ini bozmaktan başka bir işe yaramayan bu tip haberlerde­n vaz geçilmesi şarttır.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye