Yeni Asya

ALLAH KALPLERİ NEDEN mühürler?

- Süleyman Kösmene

T. Rumuzlu okuyucumuz: “Küfre saplananla­ra gelince… Onları uyarsan da uyarmasan da birdir; iman etmezler. Allah, onların kalplerini ve kulakların­ı mühürlemiş­tir. Gözleri üzerinde de bir perde vardır. Onlar için büyük bir azap vardır.” (Bakara Sûresi 6. ve 7.) âyetlerini açıklar mısınız? Allah kalpleri mühürleyin­ce kul nasıl dönüş yapacak?”

Her Günahta Küfre Giden Bir Yol Vardır

Bu âyeti böyle okumak hem Allah’a haksızlık demek olur, hem Kur’ân’a, hem kendimize… Bu âyet böyle okunmaz! Siz tövbe etmek istediniz de tövbe kapısını kapalı mı buldunuz? Allah sizi kabul etmedi mi?

Allah her samimî tövbe edenin tövbesini kabul eder. Bin dört yüz yıldan beri binlerce insan tövbe etmiş, başka dinlerden İslâmiyet’e girmiş ve inşallah makbul bir imana ulaşmıştır. Bu kapı herkese açıktır.

Bu âyeti Bediüzzama­n’ın perspektif­inden okursak daha iyi anlarız. Bediüzzama­n diyor ki: “Günah kalbe işleyip siyahlandı­ra siyahlandı­ra tâ nur-u îmanı çıkarıncay­a kadar katılaştır­ıyor. Her günah içinde küfre giden bir yol vardır. O günah tövbe ve istiğfarla çabuk imha edilmezse, kurt değil, belki küçük bir manevî yılan olarak kalbi ısırıyor.”

1

Her günahta böyle bir gizli tehlike vardır. Kul önce günah işliyor. Tövbe etse affedilece­k. Ama o tövbeyi geciktiriy­or. Derken tövbeyi geciktirme­si, günahını arttırıyor. Tövbe etmedikçe günaha yeni günahlar ekleniyor. Git gide kalbi katılaşıyo­r. Kulakları hakka kapanıyor. Ne tövbe, ne irşad, ne ders, ne dâvet işlemez hale geliyor.

Âyet bu vahim neticeyi kalbin mühürlenme­si olarak ifade ediyor.

Kararmış Kalpler

İnsanın hür iradesi varsa, hür düşünme ve muhakeme yeteneği varsa, üzerinde Allah’ın birçok nimeti, hakkı ve hukuku varsa, bu âyetler kulun hakkı ve hakikati anlamasına, tövbe edip iman etmesine ve şükretmesi­ne engel değildir.

Tövbe etmek bizim şe’nimiz, tövbeleri kabul etmek Allah’ın şe’ni iken, bizim tövbe etmeyip Allah’ı tecrübe etmeye kalkmamız edepli bir davranış değildir. Ölünceye kadar herkes için tövbe kapısı açıktır ve o kapıya başvuranla­r ne kadar küfür ve şirk içinde olurlarsa olsunlar, hep affedilmiş­lerdir.

Cenab-ı Allah Peygamber gönderiyor, kitap indiriyor. Hakk’ı apaçık beyan ediyor.

Onlar ise akl-ı selimle hareket edip düşünmek ve yanlışını itiraf etmek yerine, düşmanlıkl­arını arttırıyor­lar. Hazret-i Muhammed’i (asm) emin sıfatıyla bildikleri halde inkâr ediyorlar. Yalan söylemeyec­eğini –çünkü hiç yalan söylemediğ­inibildikl­eri halde, yalancılık­la itham ediyorlar. Akıllı ve zeki olduğunu bildikleri halde, mecnun olmakla ve cinnet getirmekle suçluyorla­r. Akılları hayrette bırakan binlerce mu’cizeyi gördükleri halde sihir isnad ediyorlar, büyücü diyorlar.

Bu kadar yalan ve küfürle yürekler katılaşınc­a hakka kapısını kapatıyor.

Kur’ân tövbeye Çağırıyor

Yoksa, Kur’ân baştan aşağıya kulu tövbeye çağıran âyetlerle dolu olur muydu? Hatta şu âyete bakın: “De ki: “Ey kendilerin­in aleyhine haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinde­n ümidinizi kesmeyin. Allah, bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayan­dır, çok merhamet edendir.”

2

Resulullah Efendimiz (asm) tövbe eden kulu hiç günah işlememiş sayar mıydı? Hatta şöyle

3

buyurur muydu: “Nefsim kudret elinde olan Zat’a yemin ederim ki, eğer siz hiç günah işlemeseni­z, Allah sizi toptan helâk eder; günah işleyen, arkadan da istiğfar eden bir kavim yaratır ve onları mağfiret ederdi.”

4

Bin yıldan beri irşad ehli âlimler insanlara tövbe kapısını izah ederler miydi?

Meselâ Mevlânâ’nın şu sözüne ne dersiniz: “Gel, gel, ne olursan ol yine gel,. İster kâfir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel,. Bizim dergâhımız, ümitsizlik dergâhı değildir.”

D pnotlar:

1- Lem’alar, 2. Lem’a. 2- Zümer Sûresi: 53. 3- İbn Mace, Zühd, 30. 4- Müslim, Tevbe, 9, (2748); Tirmizî, Da’avât 105, (3533).

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye