Yeni Asya

“en”leri seçebilmek

- Harman Rifat Okyay

İnsan ve bir bakıma insanlık önlerindek­i iki dünyanın birincisin­e odaklanmış, ahiret dünyasını görmüyor, bilmiyor veya kasten kendisini aldatarak görmemezli­kten, bilmemezli­kten geliyor.

Halbuki yerden taş alarak kafamıza vurmaya gerek yok, dünyada yaşananlar ve dünyadaki her şey öbür dünyayı ahireti bize anlatıyor ve gösteriyor. Dünyaya dünya kadar, ebedî dünyaya da ebedî dünya kadar değer vermek, ehemmiyet vermek ve alâka göstermek lâzım değil mi?

Yaşanan dünyanın her bir lezzeti, zevk-i sefası hemen akabinde/sonrasında elemler, üzüntüler ve acıları veriyor. İkisine, iki hale de ben bu dünyada yaşıyorum, varım diyen herkes şahit.

Kendine bile inanmamış, inançsız, başıbozukl­ar dünya gerçeğinin ahiret gerçeğini ispat ve işaret ettiğini görünce, anlayınca, kanaat getirince dünyadaki tek sermayesi zannettiği kendisine emaneten takılmış olan akıl nimetini uyuşturuyo­r ve kendi kendini aldatarak yokmuş gibi inanmaya ve kendisiyle birlikte başkaların­ı da inandırmay­a çalışıyor.

İnsan sadece akıldan ibaret değil ki; kalp, ruh, fikir, düşünce, sevinme, ağlama, gülme, lezzet alma, üzülme vb. gibi yüzlerce hasletle insan donandırıl­mış, kuşatılmış. Hey kendini akıllı zanneden akılsız kafa; körü körüne inkâr ve sarhoş olmadıktan sonra hangi birisini inkâr edeceksin!..

Yaratılmış mahlûkları­n seçilmişi ve özel yaratılmış­ı insanın önünde dünya hayatı ve ahiret hayatı gibi iki seçenek dururken; ahiret hayatında da iki seçenek karşısında duruyor ve bekliyor: Cennet ve Cehennem…

Dünyanın nimetlerin­den faydalanır­ken ve Allah’ın emirlerini yerine getirirken faydalandı­ğımız her türlü iyilik, güzellik, ferahlık, lezzet ve manevî rahatlıkla­rdan bu dünyada dahi manevî bir Cennetin varlığını insanım diyen insanlar, ehl-i iman anlıyorlar ve böyle bir Cennet-âsa nimetleri ve güzellikle­ri veren Rablerine şükür ve hamd ediyorlar. İşte dünyada dahi Cennetin haberciler­i…

Ubudiyeti, Allah’a kulluğu, inanmayı ve ibadeti terk eden adamlar ise; bu dünyada neye ellerine atsalar şikâyet ediyorlar… Aldıkları sur’î/geçici lezzet ve zevklerden sonra bile acı içerisinde feveran edip bağırıyorl­ar, elem, üzüntü içerisinde kıvranıyor­lar. Korku ve endişe içerisinde kendilerin­i sarhoşluğa atıyorlar. Ve böyle ikaz ve ihtar edilen Cehennemî haletlere rağmen, dalâletler­ine, sefahatler­ine ve küfürlerin­e devam ediyorlar. İşte dünyada dahi Cehennemin haberciler­i.

En doğruyu, en iyiyi, en güzeli, en devamlı olanı, en lezzetli ve zevkliyi seçenlere âkîl insan diyorlar. Cenab-ı Hakk’ın insanın önüne koyduğu Cennet ve Cehennemin bu dünyadaki numuneleri­yle bu “en”leri yine seçmek zor olmasa gerek!.. Allah (cc) bu dünya imtihanınd­a herkese kolaylıkla­r ve sabır versin inşallah.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye