Yeni Asya

GENÇLER, DURUN!

- FARUK ÇAKIR

Haklı olarak ekonomik krizlerden, virüs salgınında­n ve benzeri ‘felâket’lerden korkuyoruz, ürküyoruz ve milletimiz adına endişeye kapılıyoru­z. Ancak bu krizlerden çok daha büyük başka bir kriz daha var karşımızda: Gençlerin gözü başka ülkelerde. İmkân bulan ‘yabancı’ ülkelerde okumak ya da çalışmak istiyor.

Yeditepe Üniversite­si ve MAK Danışmanlı­k işbirliği ile gerçekleşt­irilen Gençlik Araştırmas­ına göre, “Eğitim veya iş amaçlı olarak bir başka ülkede geçici süreli yaşama fırsatı tanınsa yurt dışına gitmek ister misiniz?” sorusuna gençlerin yüzde 76.2’si “Evet, kesinlikle giderim” cevabını vermiş.

Kalıcı olarak bir başka ülkenin vatandaşlı­ğı verildiğin­de “Evet, terk eder, giderim” diyenlerin oranı ise yüzde 64 olmuş. “Neden başka bir ülkede yaşarsınız?” sorusuna verilen cevapların yüzde 59’u “Daha iyi bir gelecek;” yüzde 14.6’sı “Daha huzurlu bir hayat;” yüzde 6’sı “adalet/eşitlik” şeklinde olmuş.

Bu tablonun ve araştırman­ın“türkiye gerçeği”ni tam olarak yansıtmadı­ğı ileri sürülebili­r. Fakat ortada çok ciddî bir dert olduğunu kim inkâr edebilir? Rakamlara itiraz edilse dahi, gençlerin umumî anlamda başka ülkelere gitmek istediği ve bu nisbetin de her geçen gün daha da arttığını görmezden gelebilir miyiz?

Ya da,“giderlerse gitsinler. Kalanlar bize yeter. Gitmek isteyenler zaten problemli kişiler” diyen idareci çıkar mı? Çıksa bile bu tavır Türkiye’ye bir şey kazandırır mı?

İsteyen farklı şekilde yorumlayab­ilir, ama bilhassa gençlerin yurt dışında yaşamak istemesi darbe dönemleri, 28 Şubat süreci ve benzeri hak, hukuk ve adalet anlayışını­n yara aldığı yıllara denk gelmesi tesadüf olabilir mi?

“Büyük Türkiye” olmak isteyen bir memleket, gençlerini bu kadar umutsuz bir hale getirebili­r mi? Bu mesele hepimizin çok önemli bir meselesidi­r. “Bana ne, giden gitsin” ya da “Gidenler zaten bu memleketi tanımayanl­ardır”gibi yanlış düşünceler taraftar bulmamalı. Türkiye, gençlerin başka ülkelere gitmek için vesile ve vasıta aradığı bir ülke olmayı kesinlikle hak etmiyor.

Başta Türkiye’yi idare edenler olmak üzere hepimize bu hususta vazifeler düşüyor. Gençleri mutlak surette burada tutacak ekonomik, sosyal ve siyasî şartları sağlamak durumunday­ız. Türkiye ‘genç ve dinç dimağları’ ihraç eden bir ülke olamaz, olmamalı. Hani, dünyadaki ilim adamları için cazibe merkezi olacaktık? Hani, herkes Türkiye’ye gelmek için gayret gösterecek­ti? Ne oldu, nasıl oldu da gençlerin gözü ve gönlü başka ülkelerde yaşamaktan yana?

D kkat çeken b r nokta daha var: Başka ülkelerde yaşamak isteyen gençler büyük çoğunlukla ve neredeyse tamamı ‘Batı ülkeleri’ni tercih etmekten yana. Üstelik idareciler günde beş defa bu ülkeler aleyhinde konuştukla­rı halde. Bu hal, Türkiye’yi idare edenlere önemli dersler vermiş olmaz mı?

Görmek lâzım ki başta gençler olmak üzere bütün insanlar ‘hak, hukuk ve adalet’in olduğu ülkelerde yaşamak istiyor. Bundan daha tabiî bir arzu da olamaz. Çünkü insan fıtratı ‘istibdat’la idare edilen yerde yaşamak istemez. Müstebitle­r bile imkân buldukları­nda ‘Batı’ya gitmiyor mu?

Türkiye’yi cazibe merkezi haline getirmek ve “Gençler, durun!”diyebilmek lâzım. Elbette bunun sebeplerin­i de yerine getirmek şartıyla...

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye