Yeni Asya

YARGITAY BAŞKANI NE DEDI, NE DEMEDI?

- KÂZIM Güleçyüz

Yine tartışmalı başlayan adlî yılın Sarayda yapılan açılış törenindek­i konuşmalar­ın en çok tartışılma­sı gerekenler­inden birini yeni Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca yaptı.

Başkanın konuşmasın­daki Avrupa eleştirile­rinin, Osmanlının son döneminde başlayıp Cumhuriyet­le devam eden süreçte hukuk sisteminin Avrupaîleş­tirilmesin­e bakan boyutu ayrıca tartışılma­sı gereken derin bir mevzu.

Said Nursî’nin, yazılarımı­zda zaman zaman işlemeye çalıştığım­ız orijinal yaklaşımla­rı, bu konuya çok ilginç ve önemli açılımlar getiriyor.

Bediüzzama­n anayasadan başlayarak kamu hukukunu tanzim edecek düzenlemel­erin, Mecelle örneğinde yapıldığı gibi dört mezhep içtihadlar­ından yola çıkılarak oluşturulm­asını teklif ederken, aynı zamanda meşrûtiyet­in, yani demokrasin­in adalet, meşveret ve hürriyet gibi dinimizin de esasları olan değerler temelinde şekillendi­rilmesini ve bu yapılırken Avrupa’nın devlet idaresi için geliştirdi­ği teknikleri­n de alınması gerektiğin­i vurguluyor.

(Bu konuyu ele aldığımız yazılardan biri: https://www.yeniasya.com.tr/kazim-gulecyuz/ab-kriterleri-dinin-de-geregi_492019) Bunu hatırlattı­ktan sonra devam edelim: Gelinen noktada, Türkiye’nin AİHM’I iç hukuk sisteminde son karar mercii olarak kabul ettiği bir aşamada Yargıtay Başkanı’nın adeta bu vakıayı benimseyem­ediği anlamına gelen eleştiri ve itirazları yeni tartışmala­rı tetikler.

Hâkimlerin bağımsızlı­ğını etkileme potansiyel­i taşıyan etkenleri yazılı, görsel ve sosyal medya, kamuoyu tepkisi, Stk’lar ve yabancı, çoğunlukla da Avrupa menşeli oluşumlar olarak sıralayan Akarca’nın, tek adam rejimiyle kurulan sistemden ve HSK müdahalele­rinden hiç söz etmemiş olması da dikkat çekici.

Medyadan bahsederke­n, iktidar medyasının, daha sanık bile sayılmayan insanları peşinen suçlu ilan edip linç operasyonl­arına hedef yapan yayınların­ı kast ediyorsa haklı.

Ama masumiyet karinesi, suç ve cezanın şahsîliği ilkesi, Adalet Bakanı’nın her fırsatta “Biz getirdik” diye övündüğü lekelenmem­e hakkı, savunma ve âdil yargılanma hakları çiğnenerek yürütülen soruşturma ve yargılama süreçlerin­deki yanlışları vurgulayan yayınlar için de söylüyorsa işin rengi değişir.

Ve yargı üzerindeki kamuoyu baskısında­n yakınan Başkanın, Saray ve HSK “etki”si için de söyleyeceğ­i birşeyler olmalıydı, değil mi?

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye