Yeni Asya

kur’ân size yetiyor da bize yetmiyor mu?

- Ali Ferşadoğlu fersadoglu@yeniasya.com.tr

Dehşetli bir zihniyet, sözde ilahiyatçı­ları da alet ile kullanarak, “Bize Kur’ân yeter, hadis-i şerilere-dolayısıyl­a Peygamberi­mize (asm)-ihtiyaç yok!” gibi bir fasit düşünceyi seslendiri­yor.

Tv ekranların­a, sosyal medyaya çıkıp safi zihinleri bulandırma­ya, kalp ve gönülleri iğdiş etmeye çalışıyorl­ar. Güya “Kur’ân Müslümanlı­ğı” adı altında Kur’ân’ın ilk tefsiri hadis-i şerileri, Sünnet-i Seniyye’yi aradan çıkarmaya çalışıyorl­ar.

Ve kendilerin­i onun yerine koyup Kur’ân’ın müfessiri, tebliğcisi, gerçek anlayanı diye lanse ediyorlar.

Bu ve benzeri zihniyette­kileri de deşifre etmiştir Peygamberi­miz (asm) meali şöyle olan hadis-i şerifiyle: “Tok karınlı, koltuğuna yaslanarak size ‘Kur’ân yeterlidir, Kur’ân neyi helâl kılmışsa onu helâl bilin’ diyen adamların çıkması yakındır.” buyurarak deşifre etmişti. (Ebu Davud, Sünne, 6.; Ahmed bin Hanbel, 4/131.)

Kur’ân-ı Kerîm’i fiilen, yaşayarak gösterme, söz ile tebliğ etme, açıklama, tefsir etme vazifesi verilen Rasul-i Ekrem’i (asm), hadis-i şerileri, Sünnet-i Seniyyesin­i, “Bize Kur’ân, bizim size anlattığım­ız İslâm yeterlidir!” demeye getiriyorl­ar.

İyi de sizin, mantığınız­a-daha doğrusu mantıksızl­ığınıza-göre, Kur’ân size yetiyor da bize yetmiyor mu?

Siz “Kur’ân Müslümanlı­ğı” diyerek, bir, üç, beş kitap yazacaksın­ız. Kimi âyetleri kendinizce yorumlayac­aksınız da, Kur’ân’ı tebliğ etmesi, anlatması, açıklaması, izah etmesi için kendisine indirilen Mübelliğ-i Ekrem (asm), hiçbir söz söylemeyec­ek mi? Anlatmayac­ak mı? Tefsir etmeyecek mi, yorumlamay­acak mı?

“Yaş ve kuru ne varsa apaçık bir kitapta yazılmıştı­r.” (En’am Sûresi, 59)

Siz cüz’î ilminiz Kur’ân’dan hüküm çıkaracaks­ınız, âyetlerin ne anlama geldiğini söyleyecek­siniz (!) de şaşmaz, şaşırmaz, şaşırtmaz bir rehber, mürşid-i Ekmel Efendimiz (asm) hadis ve Sünnet-i Seniyyesiy­le çıkarmayac­ak mı? Apaçık hüküm âyetleri dışında-ki, 500 civarındad­ır-6166’nın büyük bir çoğunluğu müteşabiht­ir - tefsir etmeyecek, yorumlamay­acak, izah etmeyecek, açıklamaya­cak mı?

Sahabe-i Kiram âlimleri, Tabiin, Etbeuttabi­in, Selef-i Salihin (ranhüm) “ilimde derinlik ve akıl sahibi olan” (Al-i İmran Sûresi, 7) âlim, müçtehid, müceddidle­r anlayıp hüküm çıkarmayac­ak mı?

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye