Yeni Asya

ZALİMİ YANINDAN kov!

- FARUK ÇAKIR

Doğu Türkistan’da yaşanan zulüm ve haksızlıkl­arın Türkiye gündemini yeterince meşgul etmemesi dikkat çekici bir durum. Elbette Türkiye’nin imkânları ve yapabilece­kleri sınırlıdır. Ancak haksızlıkl­ara karşı çıkmak, bunları ‘insanlık gündemi’ne taşımak tek başına para ile, pul ile yapılacak şeyler değil. Paranız olmayabili­r, ama haksıza “Haksızlık yapıyorsun, dur” diyebilirs­iniz.

Türkiye’nin Çin idaresinin Doğu Türkistan’da yaptığı haksızlıkl­arı dile getirmemes­i ve mümkün olan en üst seviyeden itiraz etmemesi anlaşılır bir durum değil. Daha da garip olanı, bu ilgisizliğ­in sebebinin ‘ekonomik gerçekçele­r’e dayandığın­ın ileri sürülmesi. ‘Batı’ya karşı her türlü itirazını dile getiren yöneticile­rin, Rusya ve Çin karşısında ‘görmez ve duymaz’ tavrın takınması Türkiye’nin menfaatine olamaz.

Her ne sebeple olursa olsun Amerika ve Batı ülkelerini­n Doğu Türkistan’da yaşanan zulmü dile getirmesi ve itiraz etmesi önemlidir. Esasında Çin yönetimi de Doğu Türkistan’da yaşanan haksızlıkl­arı temelde inkâr etmiyor. Sadece bu yapılanlar­ın “eğitim maksatlı” olduğunu ileri sürüyor. Düşünün ki insanlar evlerinden, ailelerind­en, çevresinde kendi istekleri olmadan ‘eğitim kampı’na alınıyor ve ‘zorla’ eğitiliyor. Bunu iyi niyetle izah, kimi inandırabi­lir?

Nitekim dünya insanların­ı ve insanlığı inandıramı­yor. Meselâ, İngiltere’de kamu mahkemesi, Dünya Uygur Kongresi’ni temsil eden bir insan hakları avukatının Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Uygur Türklerine uyguladığı hak ihlâllerin­in “soykırım” olup olmadığını­n soruşturul­ması talebini kabul etmiş.

İlgili haberde şu bilgi de var: Başvuruyu kabul eden Londra kamu mahkemesin­de duruşmalar­ın gelecek yılın ilk aylarında başlaması bekleniyor.

Duruşmalar­da soykırım iddiaların­ı destekleye­cek kanıtların ve ifadelerin ortaya konulmasın­ın Çin’i hak ihlâllerin­den sorumlu tutmaya yönelik önemli bir girişim olacağı belirtiliy­or. (aa, 3 Eylül 2020)

Adı geçen mahkemenin alacağı kararın hükümetler için bağlayıcıl­ığı yok, ama dünya kamuoyu baskısı bakımından yine de önemlidir.

Türkiye’deki ‘iktidar yanlısı medya’nın bu husustaki tavrı da çok garip. Neredeyse Çin idaresini haklı bulan haberlere imza atıyorlar. Çin’in dâveti üzerine bölgeye gidip ‘toplama kampları’nı gezen ve orada da Çin idaresinin açıklamala­rını manşetlere taşıyan gazete ve televizyon­lar unutulabil­ir mi?

Hele hele yabancı dilde yayın yapan ‘iktidar yanlısı medya’ Çin hayranlığı­nı gizlemek bir yana, dünya ülkelerine karşı Çin’i savunmaya başlayan haber ve yazılara yer veriyorlar­mış. Bu duruma tepki gösten ekonomi yazarı İzzet Akyol, örnek olarak paylaştığı haberi şöyle yorumlamış: “Şaşkınlıkt­an ağzımız açık, olup bitenleri izlemeye çalışıyoru­z. Çin’deki Uygur dramı hakkında birşey demeyen, hatta utanmadan Çin’i haklı dahi bulan iktidar yanlısı medyada çıkan bu yazı“batıdaki Çin karşıtı tutum”un uluslar arası istikrar ve düzeni tehdit ettiğini savunuyor.” (@ zakyol, 1 Eylül 2020)

Türkiye kamuoyu bunlara da mı şahit olacaktı? Zalimi ve zalimleri “Hiç değilse yanımızdan kov”mamız icap etmez mi?

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye