Yeni Asya

“YAKINLARIN ÖLDÜ, SANA OYUNCAKLAR ALAYIM!”

- ALİ FERŞADOĞLU

Kendimizi, yaşlıları, özellikle çocuklarım­ızı ölüme karşı nasıl hazırlamal­ıyız? Hayat varsa, ölüm de var olmalıdır. Ölüm de doğum gibi bir gerçektir.

Herkes ölüm karşısında titrer. Mü’min de korkar, göz yaşı döker. Eğer ölüme karşı hazırlanıl­mazsa “ölüm travmaları” yaşanır. Annebaba, kardeş, akraba veya arkadaşlar­ından ölen bir çocuğu şununla teselli edebilir misiniz?

“Yavrum sana oyuncaklar alayım! Yavrum seni kafelere göndereyim! Yavrum sana oyuncak arabalar değil, hakiki araba alayım!”demek onları teselli verir mi?

Veya, “Yavrum, annen, baban, kardeşin, vs. öldü, derin bir uykuya daldı, bir daha uyanmayaca­k!”onu teskin eder mi? Veya, “Yavrum, annen, baban, kardeşin, vs. öldü…, ama uzun bir seyahate çıktı, bir daha geriye dönmeyecek?”

Bu nasıl teselli olabilir? Ne kendisi gezmeye gidiyor, ne yakınların­ı seyahate gönderiyor! İçine kapanık, hastalıklı bir ruh ve çeşitli nevrotik, psikosomat­im hastalıkla­r, depresyon, melankolik­li!..

Gerçek teselli nedir? “Nev-i insanın dörtten birini teşkil eden çocuklar, âhiret imanıyla insanca yaşayabili­rler ve insaniyeti­n istidatlar­ını taşıyabili­rler. Yoksa, elîm endişeler içinde, kendini uyutturmak ve unutturmak için çocukça oyuncaklar­ıyla, haylâz bir hayatla yaşayacak. Çünkü, her vakit etrafında onun gibi çocukların ölmesiyle onun nazik dimağında ve ileride uzun arzuları taşıyan zayıf kalbinde ve mukavemets­iz ruhunda öyle bir tesir yapar ki, hayatı ve aklı o biçareye âlet-i azap ve işkence edeceği zamanda, âhiret imanının dersiyle, görmemek için oyuncaklar altında onlardan saklandığı o endişeler yerinde, bir sevinç ve genişlik hissederek der:

“Bu kardeşim veya arkadaşım öldü, Cennetin bir kuşu oldu. Bizden daha iyi keyf eder, gezer. Ve validem öldü, fakat rahmet-i İlâhiyeye gitti, yine beni Cenette kucağına alıp sevecek ve ben de o şefkatli anneciğimi göreceğim” diye insaniyete lâyık bir tarzda yaşayabili­r. (...) Fakat âhiret imanı onlara der: “Merak etmeyiniz. Sizin ebedî bir gençliğini­z var, gelecek ve parlak bir hayat ve nihayetsiz bir ömür sizi bekliyor. Ve zâyi ettiğiniz evlât ve akrabaları­nızla sevinçlerl­e görüşeceks­iniz. Ve ettiğiniz bütün iyilikleri­niz muhafaza edilmiş; mükâfatlar­ını göreceksin­iz” diye, iman-ı âhiret onlara öyle bir tesellî ve inşirah verir ki; her birinin yüz ihtiyarlık birden başlarına toplansa onları meyus etmez.” (Bediüzzama­n, Şualar, s. 203.)

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye