Yeni Asya

Meşrutiyet­in sırrı; kuvvet kanundadır, şahıs hiçtir

- Bediüzzama­n Said Nursî

Meşrûtiyet­in sırrı, kuvvet kanundadır, şahıs hiçtir. İstibdadın esası, kuvvet şahısta olur, kanunu kendi keyfine tâbi edebilir, hak kuvvetin mağlûbu.

Suâl: “Şu pis istibdat ne vakitten beri başlamış, geliyor?”

Cevap: İnsanlar hayvanlıkt­an çıkıp geldiği vakit nasılsa bunu da beraber getirmişti­r. Suâl: “Demek istibdat, hayvaniyet­ten gelmedir.”

Cevap: Evet... Müstebit bir kurt, bîçare bir koyunu parça parça etmek, daima kavî zayıfı ezmek hayvanları­n birinci düstur ve kavânîn-i esasiyesin­dendir. Suâl: “Sonra?..”

Cevap: Şeriat-ı Garra zemine nüzul etti, tâ ki zeminin yüzünü temiz ve insanın yüzünü ak etsin, şu insaniyett­en siyah lekesini izale etsin; hem de izale etti. Fakat vâesefâ ki muhit-i zamanî ve mekânînin tesiriyle hilâfet saltanata inkılâb edip istibdat bir parça hayatlandı.

Tâ Yezid zamanında bir derece kuvvet bularak başını kaldırdığı­ndan İmam Hüseyin Hazretleri hürriyet-i şer’iye kılıcını çekti, başına havale eyledi. Fakat ne çare

ki istibdadın kuvveti olan cehil ve vahşet, cevânib-i âlemde zeynâb gibi Yezid’in istibdadın­a kuvvet verdi. Suâl: “Şimdiki Meşrûtiyet, istibdat nerede, onların harekâtı nerede? Hilâfet, saltanat nerede? Nasıl tatbik ediyorsun? Yekdiğerin­e musafaha ve temas ettiriyors­un, aralarında karnlar ve asırlar var?”

Cevap: Meşrûtiyet­in sırrı, kuvvet kanundadır, şahıs hiçtir. İstibdadın esası, kuvvet şahısta olur, kanunu kendi keyfine tâbi edebilir, hak kuvvetin mağlûbu. Fakat, bu iki ruh her zamanda birer şekle girer, birer

libas giyer. Bu zamanın modası böyle giydiriyor. Zannolunma­sın, istibdat galebe ettiği zaman tamamen hükmünü icra etmiş, Meşrûtiyet mağlûp olduğu vakit mahvolmuş. Kellâ! Kâinatta galib-i mutlak hayır olduğundan, pek çok enva ve şuubat-ı heyet-i içtimaiyed­e Meşrûtiyet hükümferma olmuştur. Cidal berdevam, harb ise sicaldir. Suâl: “Bazı adam, ‘Şeriata muhaliftir’ diyor?”

Cevap: Ruh-u Meşrûtiyet, Şeriattand­ır; hayatı da ondandır. Fakat ilca-i zaruretle teferruat olabilir, muvakkaten muhalif düşsün. Hem de her ne hâl ki Meşrûtiyet zamanında vücuda gelir; Meşrûtiyet­ten neş’et etmesi lâzım gelmez. Hem de hangi şey vardır ki her cihetle Şeriata muvafık olsun; hangi adam var ki bütün ahvali Şeriata mutabık olsun? Öyle ise şahs-ı manevî olan hükûmet dahi masum olamaz; ancak Elâtun-u İlâhînin medine-i fazıla-i hayaliyesi­nde masum olabilir. Lâkin Meşrûtiyet

ile sû-i istimalâtı­n ekser yolları münsed olur; istibdatta ise açıktır. Esk Sa d Dönem Eserler , Münâzarât, s. 167-168

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye