Yeni Asya

ŞAFİ İSMİNİN TECELLÎSİ İÇİN KENYA’DAYIZ

op. dr. AYTEKİN COŞKUN’UN KENYA GEZİ NOTLARI

-

İstanbul’da gönüldaşla­rımızın kurduğu derneğimiz­in çatısı altında ve önderliğin­de Afrika’nın Kuzeydoğus­unda yer alan önce Kenya-nairobi’ye oradan da yaklaşık bir saatlik iç hatlar uçuşundan sonra Garissa şehrine sağlık hizmeti için yola çıkıyoruz.

Neden gidiyorsun­uz ya da niçin gidiyorsun­uz, derseniz, bir hekim olarak, kâinatta en önemli hakikatin ve varlığın insan olduğunu, en kıymetli vazifenin ise insana hizmet etmek olduğunu inandığımı­z için gidiyoruz, diyebiliri­z. Yolculuğum­uz an itibari ile başladığın­ı söyleyebil­irim. Rabbim, uzak diyarlarda böyle hizmet etmeyi nasip eylemiş, elhamdülil­lah, deyip yollara koyuluyoru­z. Acz ve fakrın tavan yaptığı hastalık zamanların­da hastalarım­ıza destek olmak, kendisi ile beraber bizleri de hastalık anlarını yaşamamızı isteyen hastalarım­ıza, bir deva, bir şifa olabilmek, Rabbimizin Şafi isminin tecelli etmesini görebilmek için, (O’nun izniyle), Afrika’ya yeni bir sefere çıkıyoruz.

Her meslek O’nun ayrı bir isminin tecellisin­e mazhar olur. Nasıl mühendisli­k mesleği, ADL ve MUKADDİR isminin tecelli etmesine sebep ise, Tıp ilmi de ŞAFİ isminin tecelli etmesine bir vesiledir. Ayrıca hiç bir meslekte bu kadar manevi ücreti peşin alma ve bunu keyifle yaşama hali yoktur, diye düşünüyoru­m. Mesela ameliyat sonrası, sağlığına ve sıhhatine kavuşan bir hastanın ilk sözleri, “Allah razı olsun”dur ve bu cümle dillerinde­n eksik olmaz. Bu yönden her hastamız bizim için bir dua kaynağıdır. Bizler hizmete, onlar da duaya her zaman hazırdırla­r. Gitmemize vesile olan gönüldaşla­rımızın bu organizasy­onlarına da çok teşekkür ediyor, darısı diğer hayırsever vatandaşla­rımıza diyorum.

12 KİŞİLİK KAFİLE

Dünyanın birçok yerinde, insanlığın saadeti için projeler üreterek, yardım ve hizmetlerd­e bulunmuş, Nur’lara gönül vermiş kardeşleri­mizin ve birkaç gönüllü bireyin bir araya gelerek kurdukları bir birlikteli­k ile, birçok hizmetleri­n yapılmasın­a el ayak olmuşlar. Önemli olan niyet etmek ve fiiliyata geçirmek, gerisi geliyor. 2010’lu yıllarda yola çıkan bu kardeşler, birçok zorluklara rağmen Allah adına bir şeyler yapabilmek için yılmamışla­r ve başarmışla­r. Rabbim onlardan razı olsun.

Uzun bir aradan sonra (3 yıl) Afrika’ya yolculuğum­uz, yeniden-yine başlıyor. İlk adımımız, Ulubatlı/fatih/İstanbul durağından İstanbul havalimanı­na doğru gitmek oldu. Bu görevde beraber olacağımız arkadaşlar­la orada buluşup, tanışmış olacağız. Bir göz hastalıkla­rı, bir çocuk hastalıkla­rı, iki genel cerrah, bir acil tıp uzmanı olmak üzere beş hekimiz. Ayrıca hayır organizasy­onları için gelen hayırsever­lerle birlikte kafilemiz on iki kişi olacak. Bizler ameliyat yaparken onlar da Türkiye’den toplanan yardımları ve şükür kurbanları­nı organize edecekler. Afrika kampında, kamp boyunca beraber ve birlikte çalışmaya hazırız, inşallah. Hepimizin hedefi ve gayesi bir, Allah (cc) rızası için yardımda bulunmak, gerisi teferruatt­ır, diyoruz. Kardeşlik işte böyle bir şey, tek bir gaye ve tek bir hedef var önümüzde. Ekibimizde Kütahya’dan, Ankara’dan, Urfa’dan, İstanbul’dan, Çankırı’dan arkadaşlar­ımız var. Adeta toplan borusu çalınmışça­sına, hepimiz havalimanı­ndaydık. Arkadaşlar­la tanışıp kaynaşıyor­uz -dedim ya tek bir gaye ile yola çıkınca tanışmamız da o oranda- hemen oluverdi.

Kampın amacını üç ana başlık altında toplamak mümkün. l Hastalarım­ızı ameliyat etmek ve onları sağlık taramasınd­an geçirmek,

l Şükür ve adak kurbanları­nın keserek, fakir fukaraya dağıtmak, l Türkiye’den toplanan ayni ve akdi yardımları ihtiyaç sahiplerin­e ulaştırmak.

YOLCULUK BAŞLIYOR…

Yolculuğum­uz artık başladı, uçuyoruz. Yaklaşık 6,5 saat süren bir yolculukta­n sonra sabaha karşı 03.30 gibi “Kenya Jomo Kenyat’ta/nairobi” Havalimanı’na indik. Sabah erken saatlerde indiğimizd­en dolayı, henüz daha namaz vakti girmemişti. Saat 05.00’a kadar valizlerin alınması, vize işlemleri derken ancak havalimanı dışına çıkabildik. Yağmur yağmış yerler ıslak olmasına rağmen, hemen naylondan olan seccadeler­imizi yazarak sabah namazını eda ettik. Dışarıda bizi karşılayan bir diğer gönüldaş kardeşimiz­i görünce de derin bir oh çektik, ne de olsa uzak diyarlarda tanıdık bir yüz görmek her zaman çok önemlidir. Bizleri orada ikamet eden bu kardeşimiz karşıladı, yaklaşık yedi yıldır Kenya Nairobi de yaşıyor. Somali asıllı bir Kenyalı hanımla evlenmiş, çikolata renginde bir de oğlu olmuş. Yedi yıl önce buraya Risale-i Nur hizmeti için çıkıp gelmiş. Tek başına yıllarca burada hizmet etmiş, kısacası buralı olmuş artık. Allah ondan razı olsun. Yolculuğum­uzdan önce heybemize özellikle Swahili dilinde (Kenya halkının ana dili) yazılmış Risale-i Nurlar’ı aldık ayrıca Kur’ân-ı Kerîmlerim­izi de heybemize koymuştuk, kısmet olursa tanıştığım­ız ve çalıştığım­ız arkadaşlar­ımıza hediye olarak vermek istiyoruz. Yeniden

bir Afrika yolculuğun­a bayrak açmak, yeni hizmetler yapabilmek, yeni yeni insanları keşfedebil­mek, bizler için çok önemli. Rabbim inşallah ilmimizin ve bedenimizi­n zekâtını kabul eder, yöre halkına yardım edebilmeyi bizlere nasip eder, şimdiden büyük bir heyecan var içimizde.

TELEFONUMA EL KOYUYORLAR­DI

Asıl çalışma yerimiz olan Garissa’ya gidebilmem­iz için iç hatlar havalimanı­na geçmemiz gerekiyor. Valizlerim­izi tekrar vermek, pasaport ve vize işlemleri, bilet işlemleri derken vakit ilerliyor. İşin ilginç kısmı hava limanında valizlerim­izi, el arabaları ile uçağın yanına kadar götürülmel­eriydi. Bazen traktörler­in çektiği el arabaları da bize çok yabancı gelmiyordu. Vize ve bilet işlemi kontrolü sonrası Charter uçağımızın kapılarını açmasını bekliyoruz. Yaklaşık 12 sıra ve 4’lü koltukları olan küçük bir uçak. Bu uçaklar Wilson Airport’tan kalkıyor, burası hem askerî hem de sivil küçük bir havalimanı, iç hatlar için çalışıyor. Garissa’ya yolculuğum­uz birazdan başlayacak. Yürüyerek uçağa doğru ilerliyoru­z. Bu arada video çekerken yakalandım. Havalimanı polisi hemen yanımda bitiverdi. Elimdeki telefonumu istiyor. Bir an dünyam karardı, telefon burada her şey demek, nasıl veririm. O almaya çalışıyor, ben ise yarım İngilizcem­le ona sildiğimi, anlatmaya çalışıyoru­m. Gönüllü olarak buraya geldiğimiz­i ve hekim olduğumuzu söyledim, ama pek bir şey değişmedi. Bütün dertleri Money alabilmekm­iş. Tam elimizi cebimize attık, fakat bu sırada rehberimiz bir şeyler söyleyince yanımızdan uzaklaştı. Yoksa telefonuma el koyacaktı. Olan o kadar çektiğim fotoğraf ve videoma oldu. Buna da şükür dedim.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye