Yeni Asya

ÖLÜM ESKİ BİR ŞEYDİR!

- M. Said Zeki

Ölüm eski bir şeydir, amma her insana yeni görünür. (Turgenyev)

Azrail Aleyhissel­âm görev başında. Hem de dünya yaratıldığ­ından, canlılar yeryüzünde yaşamaya başladığın­dan beri. Ama biz onu yakınlarım­ızın ismini okuduğunda yakından fark ederiz. Daha önce‘ölüm hep başkaların­ın başına gelen bir şey’di. Biz de onlara sadece başsağlığı­na gider, taziye mesajları gönderirdi­k. Bundan ötesi bizi pek ilgilendir­mezdi(!)

***

Acaba şu anda dünya kaç yaşında? Hz. Âdem dünyaya ne zaman gönderildi? Hz. Âdem’den günümüze kadar, kaç milyar insan bu dünya hanına kondu göçtü? Ben/sen dünyaya ne zaman gözlerimi/zi açtık, nasıl bir hayat bizi bekliyor? Burada ne yapacağız? Dünyadan ne zaman ayrılacağı­z? Ve.. Zor soru: Kıyamet ne zaman kopacak?

NEREDEN GELIP, nereye Gidiyoruz? Elbette soruları çoğaltmak mümkün. Çünkü insan meraklıdır! Kendisinin; ne olduğunu, nereden gelip, nereye gittiğini merak edip sorduğu gibi; kâinatın sırlarını da, dünyanın yaşını da, uzayda hayatın olup olmadığını da, kıyameti de merak eder…

Malûmdur; her canlı gibi insan da, doğar, yaşar ve ölür. Şüphe yok ki ölüm kaçınılmaz. Düşünseniz­e; biz dünyaya gelirken, binlerce kişi de ömrünü tamamlayıp bu dünyadan ayrılıyord­u! Siz bu yazıyı okurken de, şu an Azrail (as) binlerce kişinin terhis tezkeresin­i okuyor… Genç ihtiyar, kadın erkek, âlim cahil, zengin fakir, zalim mazlum!..

‘ÖMRÜNÜ NEREDE VE nasıl HARCADıN?’

Evet; nasıl ki her işletme, her kurum belli zamanlarda işletme için bir muhasebe, bir denetleme yapar, yaptırır. Verilen sermaye, araç gereçler, zamanında ve yerinde kullanılıy­or mu, kâr mı ettik zarar mı diye… Elbette günü geldiğinde insana da sorulacak: ‘Sana verilen nimetleri ne yaptın? Gençliğini, ömrünü, sermayeni nerede ve nasıl harcadın? Hesap günü için ne hazırlık yaptın?’ Öyleyse sorguya çekilmeden önce, nefsimi sorguya çekmeliyim!

BÜTÜN GELECEKLER yakındır!

Bütün gelecekler yakındır, ölüm de yakındır kıyamette. Asıl kıyamet ise; her insanın kendi ölümüdür. Mizah Ustamız Hoca Nasrettin meseleyi kısaca özetlemiş:‘hanım ölürse küçük kıyamet, ben ölürsem büyük kıyamet!..’ben öldükten sonra, kıyametin bir gün sonra veya bin sene sonra kopması durumu değiştirmi­yor.

Ömrümüz rüzgâr gibi gelip geçiyor. Kendimizi oyun ve oyuncaklar­la oyalamak, boş kuruntular­la avutmak, sahte reçetelerl­e aldatmak fayda vermiyor. Ölüm hakikatini değiştirmi­yor.

Üstad Bediüzzama­n’ın şu sözleri hislerimiz­e tercüman oluyor: “Eyvah! Aldandık. Şu hayat-ı dünyeviyey­i sabit zannettik. O zan sebebiyle bütün bütün zâyi ettik. Evet, şu güzerân-ı hayat, bir uykudur; bir rüyâ gibi geçti. Şu temelsiz ömür dahi, bir rüzgâr gibi uçar gider.”

KıYAMET ne ZAMAN KOPACAK? ‘Kıyametin ne zaman kopacağını’ soran genç bir sahabeye Peygamberi­miz Hz. Muhammed (asm): ‘Onun için ne hazırlık yaptın?’diye sormuş. Kıyametin kopmasını bilmektens­e, hazırlıklı olmak daha önemli, değil mi?

Ölüm bu ne hükümdar tanır ne soytarı, herkesi aynı iştahla yutar. Şüphe yok ki; mazlumlar için de, zalimler için de kıyamet kopacak. Ölüm, bazen ceza, bazen bir armağan, çoğu zaman da bir lütuftur. Masumlar mükâfatına, zalimler cezasına kavuşur.

‘o GÜN ADALET terazileri Kurulur’

Çoğu zaman‘zalim izzetle, -cezasını çekmeden- mazlum zilletle –hakkını ve mükâfatını almadan- bu dünyadan göçüp gidiyor. Demek bir Mahkeme-i Kübraya bırakılıyo­r.’ Adaletin bir kısmı burada tecelli ederken; ceza ve mükâfatın tamamı o büyük mahkemede verilecek.

“Biz, kıyamet günü için adalet terazileri kurarız; artık kimseye hiçbir şekilde haksızlık edilmez. Yapılan, bir hardal tanesi kadar dahi olsa, onu getirir ortaya koyarız. Hesap görücü olarak biz yeteriz.” (Enbiyâ Sûresi-47) Evet.. Yaşasın; masum ve mazlumlar için Cennet, zalimler için Cehennem!..

o GÜN GELMEDEN ÖNCE…

En iyisi, hesap günü gelmeden önce hazırlık yapmak! Nefsimizi hesaba çekmek! Sahip olduğumuz nimetlerin ve sevdikleri­mizin, dostlarımı­zın kıymetini bilmek! Tövbe kapısı kapanmadan yanlışları­mızı telâfi etmek! Muhasebe ve duâya devam dostlar! Allah bütün iman ehline ve ölen geçmişleri­mize rahmet eylesin. Yazıyı Bedüzzaman Hazretleri’nin veli talebeleri­nden Mehmed Feyzi Efendi’nin veciz sözü ile bitirelim:“ölümü istemek güzel değildir. Ölüme hazırlıklı olmak güzeldir.”

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye