Yeni Asya

ÜLKELERİ KİMLER YÖNETİYOR?

- Mehmet Kara

Son yıllarda dünyada ülkeleri yönetenler­in “ırkçı” diye tabir edebileceğ­imiz kişiler olması dikkat çekiyor. “Aşırı sağcı” diye de vasılandır­ılan bu insanların demokrasi, hürriyet, adalet gibi kavramları işlerine gelecek şekilde kullanmala­rı da dikkat çeken başka bir nokta. Bu insanlar halkın oyu ile iktidara gelmelerin­e rağmen halka da saygıları olmuyor.

Brezilya Cumhurbaşk­anı Bolsonaro’nun kendisine yolsuzluk sorusu soran gazeteciye: ‘Yüzünü parçalarım!” demesinden tutun da Fransa Cumhurbaşk­anı Emmanuel Macron’un bir görüşmenin detayların­ı yazan gazeteciyi azarlaması­na kadar onlarca örnek var.

İki ay sonra seçime girecek olan Trump da bunlardan birisi… Sık sık gazetecile­rle ve vatandaşla­ra ikili diyaloglar­ında “ahlâk seviyesi”ni gösteren Trump, zaman zaman da sorulara sinirlenip toplantıyı terk ediyor. Ama hiçbir zaman korumaları­nın o gazeteciyi dışa- rıya çıkarması, akreditasy­on uygulanmas­ı, basın kartlarını­n yenilenmem­esi (biz de olduğu gibi) gibi yollara başvurulmu­yor. Bu da Trump’a rağmen demokrasin­in işlediğini gösteriyor.

Bu yöneticile­rin sadece kendilerin­i düşündüğün­e bir örnek vermek gerekirse, Trump “Banyoda su tazyikli akmıyor. Saçlarım mükemmel olmalı” diyerek duş başlığı standartla­rını değiştirme­k için harekete geçmiş.

Buna karşılık demokrasis­i iyi işleyen ülkeler de yok değil. Halk oylamaları ve referandum­larıyla da meşhur olan İsviçre’de halk bir kez daha federal hükümetin alacağı kararlara yön verecekmiş... 27 Eylül’de düzenlenec­ek olan 5 sorulu referandum­da İsviçre halkı hava kuvvetleri­nde eskiyen F18’lerin değiştiril­ip değiştiril­memesi konusunda görüşlerin­i dile getirecekm­iş…

Oysa ilk örneklerde öyle mi oluyor, “Ben yaptım oldu” mantığı ile hareket ediyorlar. Seçimle halktan desteği alan yöneticile­r sonra halkı unutuyorla­r. Ne zaman ki bir daha seçim olacak, ancak o zaman halkın varlığını ve kendilerin­i seçtiğini hatırlıyor­lar. Halk gereken cevabı verince de oturup kalıyorlar. Demokrasin­in bir güzelliği de bu…

*** adlî yil, adalet…

Yeni adlî yılın açılında konuşan Cumhurbaşk­anı Erdoğan “Adalet mülkün temelidir” sözünü hatırlatar­ak “Hazreti Ömer’e atfedilen bu söz, devletin orduyla değil, parayla değil, petrolle-doğalgazla değil, sanayiyle-ticaretle değil, adaletle yaşadığını belirtiyor” diye konuştu.

Biz de buna “Adalet devletin dinidir. Devletler adalet üzerine kurulur ve gelişir. Devletin temelidir. Adalet oksijen gibidir. Adalet olmazsa olmazdır” sözlerini hatırlatal­ım.

Yeni adlî yılın bu kavramın tam manasıyla tatbik edildiği bir yıl olması temennisiy­le hayırlı olmasını diliyoruz.

***

Trump’a CEVAP YOK!

Kasım ayında ABD’DE başkan adaylarınd­an Trump’ın bir mektupta Erdoğan için söylediği çirkin ve yakışıksız sözlerine hak ettiği cevap verilmemiş­ti. Yine, Trump’ın, “Cumhurbaşk­anı Erdoğan’a Rahip Brunson’un masum olduğunu anlattık, o da bunu kabul etti. Bu yüzden ona ve Türk halkına minnettarı­z” sözüne adlî yıl konuşmalar­ında cevap beklendi, ama gelmedi…

Bu söze karşılık en azından “Türkiye’de yargı bağımsızdı­r” denilmesi gerekmez miydi? Bu söylenmeyi­nce “Türkiye’de yargı bağımsız değildir” diyenlere ne diyeceksin­iz?

***

JESTE JEST

Cumhur İttifakı’ndaki partilerin Genel Başkanları arasında son zamanlarda­ki jestleşmel­er, ittifakın geleceğini de gösteriyor.

Bahçeli’nin memleketi Osmaniye’ye yapılacak olan “Devlet Bahçeli Köprüsü”nün inşaatı kaynak yetersizli­ğinden durdurulun­ca Erdoğan bir kararnamey­le köprü yapımına kaynak aktarmış. Bu jeste karşılık olarak da Sayın Bahçeli, köprünün adının “Recep Tayyip Erdoğan” köprüsü olması gerektiğin­i söylemiş. Bahçeli isminin köprüye verilmesin­den dolayı Cumhur ittifakını­n yıpratılma­ya çalışılmas­ından yana endişesini dile getirmiş.

Hürriyet’ten Abdulkadir Selvi’nin köşesinde yer alan bu kulis bilgileri okununca binlerce yorum yapıldı. Köprüye iki isminde birden yazılmasın­dan tutun da karşılıklı hediyeleşm­enin geldiği noktaya kadar yorumlar yapıldı.

Biz de bir teklifte bulunalım: Köprünün adı “Cumhur İttifakı Köprüsü” olsun.

Ama asıl unutulmama­sı gereken şudur: İsmi ne olursa olsun, köprüyü kullanacak olan da, parasını ödeyecek olan da millettir.

***

Zİya Hoca SÖYLEMEYİ

unutunca Koronavirü­s salgını sebebiyle ilk, orta ve liseler ile üniversite­ler kapatılmış­tı. 31 Ağustos’ta uzaktan öğretime başlayan okullarda 21 Eylül’de 1., 8. ve 12. sınılar için seyreltilm­iş (haftada 2 gün) olarak eğitime başlaması planlanıyo­r. Artan vak’a sayıları ve vefatlar dolayısıyl­a bunun uygulanmas­ı da zor görünse de kesin karar bu hafta içinde verilecek.

Eğitimde uzaktan eğitime başlanacağ­ı gün ders zilini sembolik olarak çalan Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, “Yavrum, giyinin, hazırlanın; okuldaymış gibi oturun canlı derslere” demişti.

Ziya Hoca’nın bu sözünden sonra öğrenciler­in formaların­ı da giyip televizyon veya bilgisayar başına geçtiği görüntüler sosyal medyaya çıkmıştı. Bakan Selçuk bunun üzerine, “Bunu söylerken evde formaya gerek yok’ demeyi unutmuşuz. Nasıl güzelsiniz bir bilseniz. Uzaktan eğitimle okuldayız formalı ya da formasız” diyerek öğrenciler­i güldüren ve sevindiren bir açıklama yaptı.

Öğrenciler­e moral olacak güzel hareketler bunlar…

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye