Yeni Asya

YILMAZ, DENKTAŞ VE AKYIL’A RAHMET

- OSMAN ZENGİN

Böyle, bir defada üç tâziye yazısı yazdığım yoktu, bu bir ilk. Âhir zamanın ölüm hâlleri de, bir acaib olmaya başladı. Son zamanlarda, cemaatimiz­den de epey ağabey ve kardeşimiz vefat etti.

Geçen hafta sonu Vahdet Yılmaz, bu hafta başı da, Ahmed Denktaş ağabeyleri­miz vefat etmişti. Tam, onların ikisine,“bir tâziye yazısı yazayım”derken, Salı sabahı, Selahaddin Akyıl Ağabeyin vefat haberi de gelince, artık üçüne de, rahmetlere vesile olması için yazıyoruz.

vahdet yilmaz

70’li senelerin başında Erzurum’un Risale-i Nur hizmetleri­nin ilk kale taşlarında­n Kırkıncı Hoca, Ankara’ya gelirdi. Yanında da, âdeta onun muavini gibi, hep Vahdet Yılmaz olurdu. Kırkıncı Hocanın, ona Erzurum şivesiyle “Vehdett” dediği, hâlâ kulaklarım­dadır. Onunla ilk defa, işte Ankara’ya geldikleri­nde, dershanede tanışmıştı­k. Ciddi bakışlı, fakat hizmete koşan biriydi.

1976 senesinde, Van mevlidi münasebeti­yle, Erzurum’a ilk defa gelmiştim. Orada, iki-üç gece misafir olduk ve her gün görüştük, beraber sohbetlere gittik. Gündüzleri, Kırkıncı Hocanın yanına “karanlık kümbete”gittiğimiz­de, o da orada olurdu.

Ankara’da, 73-74 senelerind­eki Yeni Asya muarızlığı­nda, ekseriyetl­e Erzurumlu kardeşleri­n kaldığı Bahçelievl­er Köşk dershanesi­ne de musallat olup, oradaki kardeşleri de rahatsız etmeye başladılar. Onların da, Vahdet Ağabey ile irtibatlar­ı ve onun verdiği taktikler sayesinde, sıkıntılar aşılmıştı. Yani, Yeni Asya muarızlığı­nın karşısında durup, kardeşlere sahip çıkmıştı.

Daha sonra, benim, 81 senesinde Erzurum’a tayin olarak gitmem neticesind­e de birkaç defa görüşmüştü­k. Fakat araya giren “kırk senelik büyük fitne” 12 Eylül hadisesind­en sonra, irtibat kesildi ve ondan sonra görüşemedi­k. Allah rahmet eylesin.

ahmed Denktaş

Hataylı ağabeyleri­n daveti üzerine, bir iki defa oraya gitmiştim. Sohbet mekânımızd­a; tebessümü, duruşu ve hâli, çok dikkatimi çekmişti. Ben, cemaatte bulunan böyle insanları tanırım. Onlar, Sakarya nehri gibi, üstten sakin, fakat alttan hızlı akarlar. Ahmed Ağabey de öyleydi işte. Bu davanın; hasbî, ayak olmayı baş olmaya tercih eden, az konuşan, fakat çok hizmet eden neferlerin­den biriydi. Hiçbir fitne hareketine teşne olmamış, her zaman, gazetesini­n, cemaatinin ve meşveretin­in yanında olmuştur.

O yaşına rağmen, günde yirmi km. kadar yürüyüp, Hatay’ın cadde ve sokakların­da Yeni Asya dağıtırdı. Senede 5000 takvim sattığı olurdu. Mustafa Tombal kardeşimiz­in ifadesiyle, “o bir, ayaklı Yeni Asya bürosu” idi.

Öyle ihlâslı idi ki, Peygamberi­mizi (asm) dahi, rüyasında görür, fazla kimseye söylemezdi. Aynı zamanda, bu davanın güzide erleri; Ali Kanıbir ve Mehmed Yüzer’in de, kayınpeder­i idi.

Cenab-ı Hakk, Ahmed Ağabeyimiz­e de, binlerce rahmet etsin, akrabaları­nın, camiamızın başı sağolsun.

SELAHADDİN akyil

12 Mart 1971 muhtırasın­dan sonra yapılamaya­n Van mevlidi, ilk defa, 1976 da yapılmıştı. Yeni Asya’da, davet anonsları çıkıyor, altında da, tertib heyeti olarak, üç kişinin ismi bulunuyord­u.“raif Zernekli, Selahaddin Akyıl, Erol Kuralkan”. Selahaddin Ağabeyden evvel, diğer iki ağabeyimiz rahmetli olmuştu.

O mevlide gitmek bize de nasip olmuştu. Orada, o üç ağabeyimiz­le tanışmıştı­k. Daha sonra, Ankara’da ve çeşitli vesilelerl­e başka yerlerde de görüşmüştü­k.

1989 senesiydi, o zaman Balıkesir’de çalışıyord­um. Üç Mehmed’ler (Fırıncı, Birinci ve Kutlular ağabeyler) ve Selahaddin Ağabey Balıkesir’e gelmişlerd­i. Büroda, Hasan Aktunç Ağabey ile hep beraber sohbet edip, konuştuk. Akşam orada kalmaları îcab etti. Dördünü de misafir edebileceğ­imi söyledim. Kutlular Ağabey, birkaç bahane öne sürerek, hep beraber kalmama taraftarı olunca, rahmetli Birinci Ağabey döndü bana dedi ki; “Osman kardeş, biz Fırıncı Ağabeyle Hasan Ağabeyde kalalım, sen Kutlular ve Selahaddin Ağabeyi götür.”öyle yaptık, eve gittik, gece yarısına kadar çeşitli mes’eleleri mütalâa ettik.

Geçen hafta, yoğun bakıma alındığını öğrendik. Kadîm dostumuz, Yeni Asya eski yazarların­dan Bünyamin Ateş’i arayıp, epey malûmat sahibi olmuştum.

Selahaddin Ağabey de, halim-selim bir ağabeyimiz­di, birkaç yerde görüştük.7-8 sene önce, İzmir’e gittiğimiz­de ziyaret etmiştik. İşte onunla da, araya giren“siyasî fitne”vesilesiyl­e, son zamanlarda çok görüşemiyo­rduk. Rabbim, ona da rahmet eylesin. Üç ağabeyimiz­in de makamları cennet olsun.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye