Uygurlara evde ÇİN İşkencesİ
Çİn’de
bir milyondan fazla Uygur ve diğer etnik Türk Müslümanlar, Pekin’in “eğitim kamplarında” gözaltında tutuluyor. Euronews’in haberine göre, dışarıda olanlar ise, okullarda, iş yerlerinde, camilerde hükümetin yakın takibi altında yaşıyor. Fakat Çin Komünist Partisi, Müslüman azınlıkların sadece dışarıdaki hayatını kontrol etmekle yetinmiyor. Uygur ailelerini, yönetime bağlı Çinli memurları evlerinde misair etmeye zorluyor. Pekin hükümeti, 2016’da başlattığı “tek ailede etnik grupların birleşmesi” adlı programıyla, 100 binden fazla memur ve yöneticiyi Uygurların evinde kalarak yönetimi bilgilendirme görevini verdi. “Kuzenler” olarak adlandırılan Han Çinlileri her ay en az bir haa boyunca Uygur ailelerin evlerinde misair oluyor. Çinli “kuzenler”, olası radikalleşmeye karşı hükümetin oluşturmuş olduğu kriterlere dayalı değerlendirme tabloları dolduruyor. Bu tablolarda, “bir erkeğin kadınlarla tokalaşması, komşularına ‘Selamün Aleyküm’ demesi gibi en ince ayrıntılar bile yer alıyor. Memurlar kırmızı bir deerde aile bireylerine not veriyor, kabul edilebilir minimum not 90. Bunun altına düşenler de “eğitim kamplarına” gönderiliyor.
“Geldİklerİnde dİnİmİzİ yaşayamazdık”
Ailesiyle birlikte ABD’DE sığınan Zumrat Davut, evinde “zorla” misair olan memurların evde Kuran bulunmadığını, ve İslam dinine ait hiçbir ibadetin yapılmadığını kontrol ettiklerini ifade etti. Hatta Davut, memurların sıkça çocuklara “camiyle gidip gitmediklerini, evde Allah hakkında konuşup konuşulmadığını” sorduklarını söyledi. Zumrat Davut yaşadığı zorlukları şöyle anlattı: “Bize geldiklerinde biz dinimizi yaşayamazdık. Zaten onlar da bize ‘dine, Allah’a inanmayın, sadece partimize inanın’ derlerdi. Eğer onlar bizim namaz kıldığımızı görürlerse hemen ihbar eder ve bizi polis evden alırdı. Benim en çok zoruma giden kendi evimde helal olmayan Han yemeği yapmamdı.”
‘dİnİ kİtapları yok etmek zorunda kaldık’
Çinli memur ayrıca geceyi Davut ve eşinin odasında geçiriyor. Zumrat’e göre, “kuzenler” evlerinde kaldıkları bütün süre boyunca ailelere hiçbir özel yaşam alanı bırakmıyor. Hollanda’ya sığınan 51 yaşındaki Kelbinur Sıddık ise, gelen memurların çoğu zaman kendisi ve ailesine karşı kaba ve saygısız olduklarını da ileri sürdü. Kelbinur Sıddık, ayrıca merkezi yönetiminin talebi üzerine, “kuzenlerle” evde mutlu olduklarını gösteren fotoğralar çekip yetkililere göndermeleri gerektiğini ifade etti. Evinde kendi kültürüne ait hiçbir kitap bulundurmadığını ifade eden Sıddık, “2016’da, sahip olduğumuz tüm dini kitapları, Türk ilm dvd ve müzik cd’lerini yaktık. Yerine Çin Komünist Partisi ile bağlantılı kitaplar aldık” şeklinde konuştu.