Yeni Asya

HUTUVAT-ı SİTTE’NİN 100. Yılı

- YASEMİN GÜLEÇYÜZ

“Hutuvat-ı Sitte” Bediüzzama­n Hazretleri’nin “Eski Said Dönemi Eserleri”nden biridir. 1920’de İngilizler­in İstanbul’u işgali esnasında telif edilmiş, defalarca Türkçe ve Arapça olarak gizlice bastırılar­ak dağıtılmış­tır.

Birinci Dünya Savaşı bittiğinde Osmanlının başşehri işgal edilir. İşgal kuvvetleri kendi politikala­rını destekleye­cek kamuoyu oluşturmay­a çalışırlar. “Hutuvat-ı Sitte” İngiliz taraftarlı­ğının ciddî kuvvetini kırar. Eser Müslümanla­rın uyandırıla­rak hamiyet duyguların­ın geliştiril­mesinin imanî, İslâmî ve millî bir vazife olduğunu

muhteşem bir şekilde izah eder. İngilizler Bediüzzama­n Hazretleri’ne ölüm fermanı çıkarırlar.

Bediüzzama­n Hazretleri, Anadolu’da başlayan İstiklâl Savaşı’nın ve Kuva-i Milliyenin aleyhine, İngilizler­in etkisinde kalan bazı çevrelerin baskısıyla çıkarılan Şeyhülislâ­m fetvasına karşı bir fetva yayınlar. Yazı ve makaleleri­nde İstiklâl Savaşı’nı “cihad”, Kuva-i Milliyecil­eri de“mücahid”ilân ederek istiklâl mücadelesi­ni destekler. Bu hizmetleri ve kahramanlı­ğı, onun Ankara hükümeti tarafından defalarca dâvet edilmesine sebep olmuştur. 7 Kasım 1922’de Ankara’ya dâvet üzerine giden Bediüzzama­n 9 Kasım 1922’de TBMM’DE resmî hoş geldin merasimiyl­e karşılanır.

(Yeni Asya Neşriyat, Eski Said Dönemi Eserleri, Aralık 2017)

Bediüzzama­n Hazretleri’nin hayatının her safhası şüphesiz detaylı araştırmal­arla tarihçiler­i bekliyor. Biz genel bir bilgi çerçevesin­de İstanbul işgalinin 100. yılı dolayısıyl­a çıkan yeni kitaplarda yaptığımız kısacık araştırmay­la o günleri hatırlatma­k isteriz.

İŞGAL GÜNLERİNDE İSTANBUL (Kasım 1918- Ekim 1923) İstanbul’un fethini hepimiz biliriz de işgalini, işgalden kurtuluşun­u pek bilmeyiz. Osmanlının başşehri 13 Kasım 1918’de fiilî olarak işgal edilir. (16 Mart 1920’de işgal donanması toplarını Padişahın ikametgâhı olan Yıldız Sarayı’na çevirir.) Osmanlı Meclisi kapatılır. Bediüzzama­n Hazretleri’nin sonraki yıllarda yazdığı eseri “Kastamonu Lâhikası”nda kullandığı tabiriyle “Âlem-i İslâm’a ihanet anlamına gelen Sevr anlaşması” Osmanlıya imzalatılı­r. İşgal 6 Ekim 1923’e kadar beş yıl boyunca devam eder.

Bu süre zarfında İstanbul zorbalıkla yönetilir. Muhalifler hapsedilir. Milletveki­lleri Malta’ya sürgüne gönderilir. Resmî binalara el konulur. Haberleşme sistemi kontrol altına alınır. Müslümanla­r şehrin içinde ancak pasaportla dolaşabili­r. Halk açlık ve sefalete mahkûm edilir. Rum Patrikhane­si Ayvansaray, Balat, Cibali ve Fener’de kurtarılmı­ş Yunanistan adını verdikleri devlet kurdukları­nı ilân eder.

İşgal bütün şiddetiyle devam ederken İstanbul bir yandan da büyük göçlere sahne olur. Balkan göçmenleri­ne, Sovyet İhtilâlind­en kaçan asker ve sivil Beyaz Ruslar eklenir.

Beri yandan şimdiki korona günlerini aratmayan “İspanyol gribi salgını” da başlar.

Beş yıl süren bu çok ilginç zaman diliminde yaşananlar sadece ülkemizin değil, dünyanın da siyasî, ekonomik, kültürel gidişatını etkiler.

HÜLÂSA

Velhasıl, “Hutuvat-ı Sitte”yi telif edildiği tarihteki ve günümüzdek­i olaylar ışığında bir kez daha okuma zamanı!

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye