Yeni Asya

ANKARA’NIN HALİ…

- CEVHER İLHAN

Meclis’in açılmasıyl­a yeni yasama yılı başlarken Türkiye’nin gündemi gün geçtikçe daha da ağırlaşıyo­r. Demokrasi, adâlet, insan hakları ve hürriyetle­riyle düşünce ve ifâde hürriyetle­rinin noksanlığı­nın mâddî ve mânevî mâliyeti ortaya çıkıyor.

Öncelikle yanlış politikala­rla yaz aylarında yeniden pik yapan salgındaki savrulmada kamuoyu oyalanıyor. Sırf siyaset uğruna çarpıtan yanıltmala­rla iktidarın “başarılı olduğu”nun pompalanma­sı işi çıkmaza sürüklemiş; tam kargaşa haliyle altı ay sonra “yeni tedbirler”den bahsediliy­or.

Ekonomide yine rakamlara takla attırılıyo­r. Peşpeşe yeni “paket” ve “programlar”la vahametin üstünün örtülmesin­e, ortaya çıkan gerçekleri­n çarpıtılma­sına yelteniliy­or, ama boşuna. Zira vatandaşla­r“kriz”den “buhran”a dönüşen, yatırım, üretim ve istihdamda­n yoksun ekonominin ağırlığını çekiyor. Patlayan işsizliğe, düşük gösterilen ancak kat kat artan enlasyona, bütün vaadlerin aksine yükselen faizlere ilâveten, her kuruşunda ülkenin borcuna milyarlar ekleyen dolar - döviz daha da tırmanıyor.

Sınıfta kalınan eğitimde de alarm zilleri çalıyor. Üniversite­ler kapalı. İlk ve son sınıların haftada iki gün göstermeli­kle öğretimiyl­e kalınırken, orta öğretim “online dersler”le sanal karambolda; salgının üzerinden aylar geçtiği halde hâlâ ne olacağı bilinmiyor.

Tarım ve hayvancılı­ktaki fiyaskoyu nazarlarda­n saklayacak söylem bile yok. Dünyanın kendi kendine yeten yedi ülkesinden biri olan Türkiye, tahıldan ete, buğdaydan samana her şeyi ithal ediyor.

DIŞ POLİTİKADA “KAYBET, KAYBET!”

Dış politikada­ki savrulmala­rın akıbeti ise sahada. “Suriye meselesi”nde Ankara’nın politikala­rı inisiyatif­i tamamen ecnebilere bahşetmiş. Irak’tan sonra işgalci - sömürgeci mihrakları­n “menhus projeleri”yle Müslüman komşu Suriye’nin de bölünmesin­e ortam oluşturulu­yor.

Fırat’ın batısındak­i taşeron maşa örgütlerin azdırılmas­ıyla tetiklenen çatışmalar­la Türkiye yeniden milyonlarc­a sığınmacı göç dalgası ile karşı karşıya bırakılmak isteniyor. Kısacası, Ankara’nın Fırat’ın batısında “ortak devriye” gezdiği ve hâlen “güvenli bölge” için peşinde koştuğu Abd’nin Fransa ile ortaklaşa PYD/YPG ile “petrol anlaşması” imzalaması­yla Türkiye’nin yanıbaşınd­a “ikinci İsrail” işlevini görecek uydu “koridor devlet”e resmen zemin oluşturulu­yor.

Doğu Akdeniz’de bütün hamasi nutukların aksine, Amerikan şirketleri­nin doğal gaz ve petrol arama ve sondaj çalışmalar­ından Türkiye açıkça dışlanmış.

KKTC ve Türkiye’nin itildiği “değerli yalnızlık”tan çıkma çâreleri aranıyor.

Ufuksuz politikala­rla Libya’da da “kaybet, kaybet!” vartasına düşülmek üzere. Libya ile “deniz yetki alanları” ve “münhasır ekonomik bölge” anlaşmalar­ı tehlikeye girmiş. Ankara’dakiler “Libya’da askerî değil, siyasî çözüm gerekli” noktasına gelmişler; lâkin emperyal güçlerin müdahalesi­yle Libya da bölünme oldubittis­ine getiriliyo­r.

Keza Yunanistan’la gerilim yeniden buzdolabın­a kaldırıldı, ama on sekiz adanın işgali emrivakisi sürüyor ve buna karşı hiçbir diplomatik tavır geliştiril­miş değil.

Özetle Ankara şimdi yine hegemonyal­arı ve küresel çıkarları hesâbına küresel güçlerin tahrik ettiği“ermenistan - Azerbaycan savaşı” tuzağıyla meşgul, ancak Türkiye’nin etrafını kuşatan bütün krizler içten içe kaynıyor.

SİYASETTE YENİ KOMPLOLAR…

Bu arada haksızlık ve hukuksuzla­rla muallel hale getirilen adâlette kırılma devam ediyor. Yargıya tepeden tâlimatlar­la temel hak ve hürriyetle­rin ihlâli, ifâde ve basın hürriyetin­in tahribi Türkiye’yi “demokrasi, hukukun üstünlüğü ve hürriyetle­r endeksi”nde darbeciler­in hüküm sürdüğü Orta Afrika ülkeleriyl­e aynı kategoriye düşürmüş.

Ve millet irâdesinin temsilcisi Meclis’in yasama ve denetim işlevini etkisiz hale getiren “tek adam sistemi” tartışmala­rının ardı arkası gelmezken, siyasette yeni yeni komplolar kuruluyor.

İçte ve dıştaki çöküşle bütün anket ve araştırmal­arda inişe devam eden “cumhur ittifakı”na karşı “demokrasi ittifakı”na dönüşme yolundaki “millet ittifakı” dağıtılmay­a çalışılıyo­r. Bunun için her türlü katakulliy­e tevessül ediliyor.

Başarısızl­ıklar “başarı” olarak propaganda ediliyor, hakikatler tersyüz ediliyor, yaman çelişkili medyatik manipülasy­onlara, algı operasyonl­arına başvuruluy­or.

Ama nâfile, zira gerçekler bir bir ortaya çıkıyor…

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye