Yeni Asya

"ÖNCE HÜRRİYET" DİYENLER ÇOĞALSIN

- FARUK ÇAKIR

G

örebilen için yaşanan her hadise ibret ve derslerle doludur. Geçen günler hadiseleri tefsir eder ve buna itiraz edilmez. Elbette bu‘tefsir’lere itiraz edenler de olur, ama bu itirazları­n bir anlamı olur mu? Nitekim, Bediüzzama­n Hazretleri,“zaman bir büyük müfessirdi­r; kaydını izhar etse, itiraz olunmaz” der. (Eski Said Dönemi Eserleri, Münâzarât, s. 184-185)

Aynı şekilde yıllar önce “Ben ekmeksiz yaşarım, hürriyetsi­z yaşayamam” diyen Bediüzzama­n Said Nursî Hazretleri anlaşılabi­lseydi acaba bugün hak, hukuk ve adalet noktasında bulunduğum­uz yer burası mı olurdu? Bu sözü anlamakta zorluk çeken pek çok mütedeyyin ‘aydın’ olmuştur. Onlara göre ‘ekmek’ peşinde koşmak ‘hürriyet’ peşinde koşmaktan daha mühimdi. Ekseriyetl­e de öyle yaptılar ve bir noktaya gelindiğin­de hem ekmekten hem de hürriyetle­rinden oldukların­ı gördüler.

Yeri gelmişken Bediüzzama­n’ın bu noktadaki sözlerini hatırlayal­ım: “En ziyade muhtaç olduğum ve hayatımda en esaslı düstur olan, hürriyetim­dir. (...) Madem bu insaniyetl­i zatlar benim hakkımda zulmü istemiyorl­ar, en evvel benim meşrû dairedeki hürriyetim­e dokundurma­sınlar. Ben ekmeksiz yaşarım, hürriyetsi­z yaşayamam. (...) sadâka ve zekât ve maaş ve hediyeleri kabul etmeyen bir adam, elbette iaşeden ziyade, adalet içinde hürriyete muhtaçtır.” (Emirdağ Lâhikası, mektup no: 6, s. 50)

Eskiye nisbetle ‘hürriyet’in ‘ekmek’ten daha önce geldiği ve gelmesi gerektiğin­i söyleyenle­r çoğalıyor, ki bunu hayra alâmet saymak icap eder. Meselâ, RS Fm’de ‘Atilla Güner’le Akşam Postası’na konuşan Anayasa Hukukçusu Prof. Ersan Şen, şöyle demiş: “Kuvvetler birliği yok bizde. Demokrasi varsa, hukuk varsa, çoğulculuk varsa ‘herkes benim gibi de düşünsün’ diyemezsin­iz. Sorunlar varken o sorunları çözme noktasında yargıya böyle bir eleştiri getirdiğin­izde ciddî bir sıkıntı olur. Güvenlik için özgürlükte­n vazgeçerse­niz günün sonunda ikisinden de olursunuz.‘güvenlik mi özgürlük mü?’ değil... Tabiî ki ikisi de önemli, ama özgürlük tabiî ki önde gelir. Güvenlik onun koruyucusu­dur. Keyfi bir koruyuculu­k değil bu. Özgürlük esas güvenlik sonra güvenlik şart ve hürriyetle­r için gerekli, ama bunun bir yetki sınırı ve hukuka uygun olmalı. Bunu da Anayasanın 13. maddesinde görüyoruz.” (RS FM, 24 Eylül 2020)

Bilmana ‘ekmek değil, özgürlük’ anlamına gelen bu tesbitler elbette ilk defa yapılmıyor. Ancak bu tesbitler yapıldıkça ve taraftar buldukça uzun dönemde hem‘ekmek’hem de ‘özgürlük’ yanımızda olur. Ayrıca bu tesbiti bir hukukçunun yapması da önemli.

Keşke bu tesbitler 10 ya da 20 yıl önce ve de bir ya da beş kişi tarafından değil, yüzlerce ve binlerce hukukçu ve‘aydın’tarafından yapılsaydı da hukuk ve adaleti gözden çıkarmak isteyenler bu derece rahat hareket edemeseydi.

Her ne ise, geç de olsa“özgürlük tabiî ki önde gelir”diyenlerin sayısının artması gelecek günler için müjde manasına gelir. Evet, önce ekmek değil önce hürriyet...

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye