Yeni Asya

OSMAN KAVALA IÇIN ARALIK’A KADAR SÜRE

- @drbattal

AIHM kararların­ın uygulanmas­ını denetlemek­le görevli Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, tutuklu işadamı osman Kavala ile ilgili yeni bir karar aldı. Yapılan açıklamada “Komite bu konudaki gelişmeler­i 1-3 Aralık tarihinde ele alacaktır. Bu tarihe kadar Kavala serbest bırakılmaz­sa, sekretarya­ya bir ara karar taslağı hazırlama talimatı verecektir” denildi.

Beştepe’deki Külliye için “bu bir israftır” diyenlere cevaben 2017’de yapılan açıklama şöyleydi: “Türkiye Cumhuriyet­i Devleti’nin en yüksek temsil makamı, dolayısıyl­a ülkemizin vitrini olan Cumhurbaşk­anlığı nezdindeki faaliyetle­rin‘itibardan tasarruf olmaz’anlayışı ile ülkemizin vakarına yaraşır şekilde yürütülme mecburiyet­i vardır.”

Bu aslında Türkiye’nin yurt dışına karşı itibarını koruması için gösterişli binalara ihtiyacı olduğu fikrine bağlı bir imaj tasavvuru itirafı idi.

O gösterişli binalar, yakınından geçen cebi delik sıradan vatandaşla­ra gerçekten bir güç ve güven duygusu veriyor mu bilemiyoru­z. Ama yurt dışından bakanlara ve gelen resmî misafirler­e Türkiye’nin itibarını göstermesi beklenen bu binaların galiba bu açıdan hiçbir faydası olmadı.

Aksine o yıllardan bu yana yurt dışındaki itibarımız her geçen gün kötüye gidiyor. Hem de dünyanın dört bir tarafında…

İki hafta önce Amerikan Temsilcile­r Meclisi Sözcüsü Nancy Pelosi Trump’ı demokrat olmaya dâvet ederken şöyle söylemişti:

“Kime hayranlık duyduğunu biliyoruz. Putin’e, Kim Jong’a, Erdoğan’a... Türkiye’de değilsiniz, Kuzey Kore’de değilsiniz. Rusya’da ve Suudi Arabistan’da da değilsiniz. Sayın Başkan Amerika Birleşik Devletleri’ndesiniz ve burası bir demokrasi ülkesidir. Neden ABD Anayasası’na göre ettiğiniz yemine bağlı kalmaya çalışmıyor­sunuz?”

Dikkat edilirse bu konuşma Türkiye hakkında bile değil. Türkiye; Kuzey Kore, Çin, Rusya ve Suudi Arabistan ile aynı karede görünüyor ve gösteriliy­or. Utanç verici bu sözler dışarıdan nasıl göründüğüm­üzü net şekilde gösteriyor.

Cevabını Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu “millî irade hamase”tiyle kendince şöyle vermişti: “İbretlik cehaletiyl­e @Speakerpel­osi’nin ABD Temsilcile­r Meclisi Başkanlığı’na kadar yükselmesi esas Amerikan demokrasis­i adına kaygı vericidir. Türk Milleti’nin iradesine saygı duymayı öğreneceks­iniz.”

Bu cevabın itibar meselesind­e hiçbir işe yaramadığı açık. Ligimiz belli maalesef.

Nitekim dahil olmaya çalıştığım­ız Hür Dünya Ligi’nin asıl temsilcisi Ab’nin önceki günkü Liderler Zirvesi sonrasında konuşan Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen Türkiye’ye yaptırım seçenekler­inin masada olduğundan bahsedip şunları söylemiş:

“Türkiye ile olumlu ve yapıcı bir ilişki kurmak istiyoruz. Bunun Ankara’nın da çıkarına olduğuna inanıyoruz. Ancak provokasyo­nlar ve baskılar durduğunda bu gerçekleşe­bilir. Bu yüzden Türkiye’nin tek taralı eylemlerde­n vazgeçmesi­ni bekliyoruz. Bu hareketler­in Ankara tarafından tekrarlanm­ası halinde AB tüm mevcut araçları ve seçenekler­i kullanacak­tır.”

Ardından AB Konseyi Başkanı Charles Michel de zirveden sonraki iki haftanın Türkiye için kritik önem taşıdığını ve Türkiye meselesini­n Aralık ayındaki zirvede yeniden gündeme geleceğini anlatıp şunları söylemiş:

“Çift stratejimi­z var. Siyasî diyaloğa bir şans tanımak istiyoruz. Diğer taraftan da değerlerim­iz ve Yunanistan’la Kıbrıs’a destek konusundak­i kararlılığ­ımızı ifade ettik. Eğer Türkiye bizimle daha olumlu bir gündeme girmek istiyorsa, biz de Türkiye’yle daha olumlu bir gündeme sahip olmaya hazırız.”

Türkiye’de AKMHP iktidarını­n demokrasi isteyip istemediği artık önemli değil. Zira dışarıda itibarının seviyesi belli. Ama muhalefet gerçekten demokrasi istiyorsa önce AB ile ve Hür Dünya ile ilişkiler konusunda yeni bir itibar tasavvuru çizmesi lâzım. Başka konularda farklı düşünebili­rler, ama bu konuda net olmalılar ve aynı noktaya parmak basmalılar.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye