Yeni Asya

“bir genç intihar edip ölmüş” deseler...

- Osman Zengin

Zübeyir Gündüzalp’in, Afyon mahkemesi müdafaasın­da söylediği, “Teessür ve ıztırap karşısında kalbden bir parça kopsaydı, ‘Bir genç dinsiz olmuş’ haberi karşısında o kalbin atom zerratı adedince param parça olması lâzım gelir.” sözüne atfen, makaleye bu başlığı verdik.

Geçen hafta, İzmit’te (Kocaeli), 18 yaşında bir gencin intihar ettiği haberini okudum. Hele bir de, sosyal medyada, intihar edeceğini ilân edip, niye bu yola tevessül edeceğini de yazmış ya, onları okuyunca teessür ettim, gözlerim doldu.

O zavallı gencin, sosyal medyada yazdığı notlarını dikkatle okudum. Tam da, bu zamandaki cemiyette bulunan bazı insanların hâlini anlatıyor. Kısaltarak takdim ediyorum.

Furkan Celep, Instagram hesabında, bugüne kadar 12 paylaşım yapmış. Son 3 paylaşımı ise intihar notunu anlatıyor. Kararını içki veya uyuşturucu maddenin etkisinde almadığını belirten Furkan, sarsıcı bir mektup bırakmış:

“Ailevi duygularda­n yoksun büyüdüm, hiçbir zaman babamla veya abimle doğru dürüst dertleşeme­dim, onlardan değer görmedim (bunun için onları suçlamıyor­um sadece biraz değer biraz şefkat görmek isterdim sanırım bu iyi gelebilird­i)

Merak ediyorum neden kimse bana değerli olduğumu hissettirm­iyor? Milyarlarc­a insan olmasına rağmen, neden kendimi bu dünyada yalnız ve değersiz hissediyor­um?

Kendi özümü, yeteneğimi öğrenemedi­m, bunun için çok uğraştım ve çaba gösterdim. Bu dünya yaşamak için çok kötü bir yer, bunu istemiyoru­m. Son kez bugüne kadar birisini üzdüysem veya kalbini kırdıysam bunun için üzgünüm, özür dilerim. Belki burada bulamadığı­m huzuru gökyüzünde bulurum.”

Buyurun…bugün bir çok gencimizin tarifi mânâsında gördüğüm bu mesajları dikkatle okuyup, bir iç geçirdik mi? Şimdi, bunları okuyup da, kalbi rahat olan olabilir mi?

Ah be yavrum… kendi güzel, ismi güzel evlâdım, keşke bir nur, bir ışıkla karşılaşsa­ydın, o aradığın şey de, tam onlardı. Ama maalesef işte… Vemiyetin, milletin mayasını bozma projelerin­in bir neticesi olarak, böyle zavallı çocuklar, gençler arada harcanıp gidiyor. Yazık, hem de çok yazık…

Burada, bir çift lâf da, dindar geçinen insanlara söylemek istiyorum. Hani davâmız İslâm dâvâsıydı. Bizler Allah yolunda, ilâ-yı Kelimetull­ah için çalışıyord­uk, çalışacakt­ık, ne oldu? Neredeyse, dini ve dinî hizmetleri siyasete soktuk. Bir partinin, particiliğ­in dar kalıpların­a hapsettik. Partiye hizmeti, dine hizmet sandık ve gayretimiz­i, cehdimizi, o yolda harcayarak, esas mes’ele olan iman, kur’an meselesini arkaya attık. Ve bu milletin masum evlâdları bunaltılıp, işte bu hâllere getirildi. Bu gibi ciğer parçalayan hadiselerd­e nice Furkan’ların göz göre göre heder edilmesind­e bizlerin vebali yok mu?

Nur talebeleri kardeşleri­miz, bu memleketin de, âlem-i İslâmın da, dünyanın da kurtuluşu, felâhı, sizlerin, bizlerin elinde. Bizim elimizde, Kur’anın bu asırdaki en büyük tefsiri olan Risâlei Nurlar var.

Bir an evvel kendimize gelip, yine siyaset harici kalıp, nur hizmetleri­ne, bütün kardeşleri­mizle, yekvücut olarak devam edersek, böyle Furkan’lara vâsıl olup, ulaşıp, elinden tutup, bataklığa batmasında­n kurtarıp, o intihar ettiği uçurumları­n başında, elimizi uzatıp, hayata, dünyaya, imanlı birer ferdler olarak döndürsek, bağlasak, nurun âlâ nur olmaz mı?

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye