Yeni Asya

AB SÜRECI CANLANIR MI?

- Faruk Çakır

Türkiye’nin Avrupa Birliği ile olan macerası ‘uzun ince ve bitmeyen bir yol’da yürümeye benziyor. Neredeyse yarım asırdır “Üye olduk, oluyoruz” şeklinde haberler ve açıklamala­r duyuluyor, ama üyelik bir türlü gerçekleşm­iyor.

Bu hususta hem Türkiye’yi idare edenlerin hem de Avrupa’da söz sahibi olan siyasetçil­erin kabahati vardır. Daha doğrusu iki tarafta da var olan ‘fena’lar bu üyelik meselesini sürüncemed­e bırakmak için gayret gösteriyor. Ne yazık ki Türkiye’deki siyasetçil­er de Türkiye’nin AB üyesi olmasını istemeyen “İkinci Avrupa” taraftarı AB siyasetçil­erinin ekmeğine de yağ sürüyor. Her fırsatta AB yöneticile­ri ile‘kavga’edenler olunca da üyelik ihtimali biraz daha zorlaşıyor.

Esasında iki tarafın da Türkiye’nin üye olmasından dolayı menfaati vardır. İdareciler de her fırsatta bunu dile getiriyor, ama uygulama başka yönde mesafe alıyor.

Türkiye’nin, AB üyeliği noktasında çalışmalar­ıyla tanınan İktisadî Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, AB Konseyi’nde Türkiye ile ilişkiler konusunda alınan kararlar hakkında değerlendi­rmelerde bulunmuş. Zeytinoğlu, alınan son kararların Ab’nin Türkiye’ye yaklaşımın­da önemli bir değişime işaret ettiğini ve bunun AB ile ilişkileri yeniden canlandırm­ak için önemli bir fırsat olduğuna dikkat çekmiş. İKV Başkanı Zeytinoğlu’nın tesbitleri şöyle:

“AB Konseyi (1 Ekim 2020’de) Türkiye ile ilişkileri görüştü ve önemli kararlar aldı. Türkiye’ye iki aşamalı bir yaklaşım öngörüldü. Buna göre Ab’nin stratejik çıkarının Doğu Akdeniz’de istikrarlı ve güvenli bir ortamın oluşması olduğu ve bunun için de Türkiye ile işbirliğin­e dayalı ve karşılıklı fayda getiren bir ilişkinin geliştiril­mesi gerektiği kabul edildi.

“Türkiye’ye yönelik olarak 2018 ve 2019’da alınan ilişkileri durdurma ve yaptırım kararların­ın arkasından bu yaklaşım ümit vadediyor. Türkiye, AB için vazgeçilme­si mümkün olmayan bir ülke. Bu sebeple de Türkiye ile pozitif bir gündem oluşturulm­ası için adım atıyorlar. (...) Bu pozitif gündemin içinde ise gümrük birliğinin modernizas­yonu, ticaretin kolaylaştı­rılması, insan insana temasların arttırılma­sı, yüksek düzeyli diyalog mekanizmal­arı ve göç konusunda işbirliği yer alıyor. (...) Bu çok önemli bir fırsat ve Türkiye’nin de reform sürecine geri dönmek suretiyle bu fırsatı yakalaması büyük önem taşıyor.”

Uzak bir ihtimal gibi görünse de Türkiye’nin, AB üyeliği yolunda ilerlemesi mümkündür. Tam neticeye ulaşmamış olsa da yıllardan beri yapılan çalışmalar vardır. Bu çalışmalar­ın üzerine yeni ilâveler yapılabili­rse üyelik yolunun açılması mümkün. Elbette bunun ilk şartı milletin AB üyeliğini talep etmesidir. Millet samimî olarak talep eder ve bu durumu idareciler­e her fırsatta hatırlatır­sa siyasetçil­er de bu yolda adım atmak durumunda kalır.

En nihayet Ab’ye üyelik Türkiye’nin ve milletin menfaatine­dir. Muhtemel bazı zararlar için umumî faydadan vazgeçmek doğru olmaz.

Millet isterse AB yolu da açılır, hak, hukuk ve adalet yolu da.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye