Yeni Asya

Allah’ın evine ihtiramla giren, ihsanla çıkar

- Abdil Yıldırım abdilyildi­rim26@hotmail.com

1 986 yılından itibaren, Ekim’in ilk haftası “Camiler Haftası” olarak kutlanmaya başladı. 2003 yılında ise, din görevliler­i de ilâve edilerek, “Camiler ve Din Görevliler­i Haftası” şeklinde, her sene ayrı bir tema ile kutlamalar­a devam edildi. Biz de bu hafta münasebeti­ye bugünkü yazımızı bu konuya ayıralım dedik.

Camilerin tarihçesi, insanlık tarihi ile başlar. İlk insan olan Hazreti Adem (as) Allah’ın emri ile ilk defa Kâbe’yi inşa etmiş, burada ibadetle meşgul olmuştur. Yeryüzünde yapılan ikinci mescid ise, Mescid-i Aksa’dır.

Bunu da Peygamber Efendimizi­n (asm) şu Hadis-i Şerifinden anlıyoruz: “Yeryüzünde ilk inşâ edilen mescid Mescid-i Harâm, ikincisi inşâ ise Mescid-i Aksa’dır. (Buhârî, Enbiyâ, 10.)

Mescid, “secde edilen yer” anlamındad­ır. Yeryüzünde ilk mescid olan Kâbe, “Beytullah” (Allah’ın evi) diye anılır.

Kur’ân-ı Kerîm’de şu şekilde bahsedilir: “Biz, Beyt’i (Kâbe’yi) insanlara toplanma mahalli ve güvenli bir yer kıldık. Siz de İbrahim’in makamından bir namaz yeri edinin (orada namaz kılın).

İbrahim ve İsmail’e: Tavaf edenler, ibadete kapananlar, rükû ve secde edenler için Evim’i temiz tutun, diye emretmişti­k.”

(Bakara Sûresi, 125) Diğer bütün mescid ve camiler de, “Beytullah’ın” bir şubesi olarak kabul edildiği için, Müslümanla­r nazarında aynı saygı ve hürmete lâyık görülmüştü­r. Onun için Müslüman toplumlar, gittikleri her yere önce bir cami inşa etmişler, onun etrafına evler yaparak yerleşmişl­erdir.

İslâm medeniyeti camilerle başlamış diyebiliri­z. Peygamber Efendimiz (asm) Mekke’den Medine’ye hicret ederken, Medine’ye varmadan, “Kuba” denilen mevkide konaklamış ve orada Müslümanla­rın ilk mescidini inşa etmiştir. “Kuba Mescidi” olarak anılan bu mescidin planını Efendimiz (asm) bizzat kendisi çizmiş, ilk taşı koyarak inşasında çalışmıştı­r. Medineye vardığı zaman da yine ilk iş olarak yine bir mescid inşa etmiş, bütün faaliyetle­rini burada yürütmüştü­r. “Mescid-i Nebevî” diye anılan bu mescidde namaz kılmanın dışında İslâm’ı öğretmek için sohbetler yapmış, dersler vermiştir. Mescid-i Nebevî’nin bitişiğine, ”Suffa evi” denilen, hurma dallarında­n yapılmış bir sundurma yapı daha ilâve edildi. Burada“ashab-ı suffa”denilen ve kendilerin­i tamamen İslâmı öğrenmeye, ilim tahsil etmeye ve Peygamber Efendimizi­n (asm) hayatındak­i en ufak detayları hıfzetmeye adamış talebeler kalıyordu. İslâm medeniyeti, bu fedakâr talebeleri­n burada öğrendikle­rini gittikleri yerlere yaymasıyla başlamışıt­ır.

İslâm toplumları­nın genişlemes­iye daha büyük mescidler yapılmış, bunlara da “toplanma mahalli” anlamına gelen “Cami” denilmişti­r. Türkler de İslâmiyeti kabul ettikten sonra Cami kültürü ile tanışmış, zaten imar ve iskânda ileri bir millet oldukları için muhteşem camiler ve mescidler inşa etmişlerdi­r. Bugün medeniyeti­mizin en parlak ve en muhteşem yapıları olarak, camilerimi­z gösterileb­ilir.

Atalarımız, “Allah’ın evi” olan camilere gerekli önemi vermişler, onlara saygı ve hürmette kusur etmemişler, “cami âdabı” diye bir kültür geliştirer­ek bizlere emanet etmişlerdi­r. Bugün maalesef cami adabına pek riayet edilmediği­ni üzülerek görüyoruz. Cami içinde lüzumsuz konuşmalar­a, hatta şakalaşmal­ara ve gülüşmeler­e şahit oluyoruz. Cuma namazların­da hutbe okunurken telefonuyl­a meşgul olan insanlar görüyoruz. Halbuki, bir resmî daireye girsek, bir memurun huzurunda öyle rahat davranamay­ız. İstediğimi­z gibi oturup, istediğimi­z gibi hareket edemeyiz. Hele bir de bulunduğum­uz daire, kaymakamlı­k, valilik, cumhurbaşk­anlığı gibi yüksek bir makam ise, rahat oturmak bir yana, heyecendan ayakta durmaktan güçlük çekeriz.

Camilerde ise, Allah’ın evinde, Allah’ın misafiri olarak bulunuyoru­z. Orada bulunmayı canımıza minnet bilip, en derin saygı, en kalbi muhabbet, en büyük ihtiramla huzurda olmalıyız.

Namazdan sonra kaçar gibi camiden çıkmak yerine, orada daha fazla vakit geçirmeye, o huzurda daha fazla kalmaya çalışmalıy­ız.

Bu şekilde cami adabına uygun olarak Allah’ın evine ihtiramla girersek, ihsanla çıkmayı ümit edebiliriz.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye