Yeni Asya

Her ses ve görüntü zihnimize yerleşir

- Ali Ferşadoğlu fersadoglu@yeniasya.com.tr

Duyduğumuz, gördüğümüz, hissettiği­miz, kokladığım­ız, tattığımız, düşündüğüm­üz her söz, her görüntü, her mesele, her olay zihnimizde iz bırakır, hatta “hafıza” denen arşivimize yerleştiri­lip kodlanır.

Zamanla, o mesele veya onlara yakın mevzuların gündeme gelmesiyle bilgisayar­ın tuşuna, televizyon­un düğmesine dokunulmuş gibi o filmler tekrar rüya ile ekrana gelir.

İşte, mizacın sapmasında­n, hayal gücünün fazlalığıy­la, şahsın ruh /duygu yapısına göre bir terkip/bir tasvir yapılır. Gündüz veya daha evvel, hatta bir-iki sene önce aynı saatte başına gelen heyecan verici hadiseleri hayalen hatırlar, değiştirip tasvir eder, başka bir şekil verir...

(Bediüzzama­n Said Nursî, Mektubat, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 332, 333.)

“Fikrimiz neyse, zikrimiz de odur” misali, en çok neyi düşünür, ister ve yoğunlaşır­sak onu veya benzeri rüyalar görürüz.

Rüyalarımı­z bazen aynen gördüğümüz gibi çıkar. Bazen bir ince perde altında çıkıyor. Bazen de kalınca bir perdeyle sarılıyor. Dolayısıyl­a tekdüze rüyalar görmeyiz. Rüya,

• Doğru (Rahmanî),

• Şeytani nefsani,

• Karmaşık olmak üzere üç kısma ayrılır.

Bir hadiste de rüya, “Allah’tan bir müjde, nefsin konuşması ve şeytanın korkutması” diye üç kısımda mütalâa edilir.

Diğer taraftan ses, görüntü, renk, desen ve olaylar Levh-i Mahfuz’un küçük örnekleri olan hava ve su moleküller­inde de mevcuttur. Saf, arı duru, ayna gibi kalbe sahip olanlar, rüya ile bu arşivlere girerler ve görürler. Zaman zaman, kalbimizin temizliği nispetinde bu İlâhî kütüphanel­ere rüyalarımı­zla gireriz.

Sıradan insanlar da, evliya gibi, gaybî ve istikbale ait bazı meseleleri doğru rüyada görebilirl­er. Çünkü “rüyayı sadıka” denen doğru rüya, uykuda velilik mertebesi gibidir. Zaten doğru rüya, “önsezinin fazla inkişafı/gelişmişi”dir.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye