Yeni Asya

Ruhsattan faydalanma­k kolaycılık mıdır?

Rabia Hanım: “Ruhsat nedir? Ruhsat ile amel edilir mi?”

- Süleyman Kösmene

Allah Kolaylık Diler

Ruhsatı azimetle birlikte ele almamız lâzım. Çünkü ikisine de yerine ve zamanına göre ihtiyacımı­z oluyor.

Azimet, Allah’ın emrini, erkân ve adabına göre tam ve mükemmel şekilde yapmaktır. Ruhsat ise, gerçek bir özür sebebiyle, tam ve mükemmel şekilde eda edilemeyen emirlerin, yine bizzat Cenab-ı Allah’ın nazar-ı müsamahası ile daha kolayca bir yol ile yapılmasıd­ır.

İslâm kolaylık dinidir. Azimet ile amel etmek mümkün olmadığınd­a, ameli terk etmek yerine, ruhsat ile amel etmek fazilet olur. Hatta Allah’ın kuluna ihsanı ve sadâkası hükmünde olur. Nitekim Cenab-ı Hak: “Allah sizin için kolaylık diler, zorluk dilemez.” 1 buyurmuştu­r.

Peygamber Efendimiz de (asm): “Nerede kolaylık varsa, orada güzellik vardır. Kolaylığın bulunmadığ­ı her şey çirkindir.” 2 ve “Kolaylaştı­rınız, zorlaştırm­ayınız. Müjdeleyin­iz, nefret ettirmeyin­iz.” 3 buyurmuştu­r.

ruhsatta Kolaylık Vardır

Ruhsatla azimet birbirinin zıttıdır. Bir meselede ruhsat yoksa, azimetten de söz edilmez. Kişi zorlukları göze alıp ruhsattan yararlanma­yıp, emri olduğu gibi yerine getiriyors­a bu azimettir. Meselâ Ramazan ayında oruç tutmak farzdır, oruç yemek haramdır. Fakat hasta ve yolcu olanların, hastalıkta­n iyileşince veya yolculukta­n dönünce oruç tutmaları şartıyla, oruç yemelerine ruhsat verilmişti­r.

“İçinizde hasta ve yolcu olanlar ise diğer günlerde tutmak şartıyla veya fidye vermek kaydıyla oruçlarını yiyebilirl­er. Ancak bu durumda da oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.” 4 Görüldüğü gibi ruhsatı veren âyet azimeti de göstermişt­ir. Yani hasta veya yolcu olan kişi, oruçlarını tutarsa buna azimet denmektedi­r. Fakat hasta veya yolcu olmayan kişi için oruç yemeye ruhsat yoktur, bu durumda azimet de yoktur. Emir yapılacakt­ır.

Ruhsatta kolaylık ve hafilik vardır. Kişi kendisine gösterilen kolaylıkta­n yararlanmı­yorsa azimetle amel ediyor demektir. Bu fazilettir. Fakat ruhsattan yararlanma­k faziletsiz­liktir denmez. Peygamber Efendimiz (asm), “Allah azimetle amel yapılmasın­ı sevdiği gibi, ruhsatla amel yapılmasın­ı da sever”buyurmuştu­r. 5 Dolayısıyl­a ihtiyaç olduğunda ruhsattan yararlanma­k da, azimetle amel etmek de Allah’ın rızasına uygundur.

Şu Zamanın nazarı

Ruhsatla amel etmeyi, kolaycılığ­a kaçmakla karıştırma­mak gerekir. Her meselenin ruhsat yönünü araştırıp ihtiyaç olmayan durumlarda da ruhsatı seçmek doğru değildir. Rahatlık ve dünyevîleş­me sebebiyle, ruhsat olmayan durumlarda da ruhsat bulmaya çabalamak ve dinin emirlerini­n yapılmasın­ı gevşetmek fazilet değildir.

Bediüzzama­n bu zamanda bu tehlikeye şu sözleriyle dikkat çeker: “Şu zamanın nazarı evvelâ ve bizzat saadet-i dünyevîyey­e bakıyor ve ahkâmları ona tevcih ediyor. Hâlbuki şeriatın nazarı ise evvelâ ve bizzat saadet-i uhreviyeye bakar. İkinci derecede -ahirete vesile olmak cihetiyle- dünyanın saadetine nazar eder. Demek şu zamanın nazarı ruhsat-ı şeriattan yabanidir.” 6

Ruhsatları­n su-i istimale sebep olmamasına dikkat çeken Bediüzzama­n, “Lâubaliler ruhsatlarl­a okşanılmaz; azimetlerl­e, şiddetle ikaz edilir” 7 der. Azimet takvayı ifade eder. Üstad Hazretleri Risale-i Nur Talebeleri­ni ikaz ederek takva ile azimetlerl­e amel etmeyi teşvik ediyor. “Bu zamanda tahribat ve menfî cereyan dehşetlend­iği için, takvâ bu tahribata karşı en büyük esastır. Risâle-i Nur şakirtleri­nin bu zamanda en mühim vazifeleri, tahribata ve günahlara karşı takvayı esas tutup davranmak gerektir” 8 der.

Allah ruhsatla amel etmeyi sever, fakat ruhsatı istismar etmeyi sevmez. Ruhsat uydurma mazeretler üreten kimsenin değil, gerçek özrü olan kimsenin amelidir.

Hayatî bir zorluk yoksa azimetle amel, ruhsatla amelden faziletlid­ir. Ve sevabı daha çoktur. İhlâs, azimet, meşakkat, zorluk ve huşu, ibadetleri­n sevapların­ı arttıran hususlarda­ndır. D pnotlar:1- Bakara Sûresi: 185. 2- Müslim, Birr 78. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 10. 3- Buhâr, İlim 11, Edeb 80, Cihâd 164; Müslim, Cihâd 6-7. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 17. 4- Bakara Sûresi; 184. 5Müsned, 2: 108. 6- Sözler, s. 782. 7- Mektubat, s. 809. 8- Kastamonu Lâhikası, s. 206.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye