Yeni Asya

Rahmet-i İlâhiyenin iyatı, şükürdür

- Bediüzzama­n Said Nursî

[Bana Hizmet Eden Küçücük Bir Risale-i Nur Talebesini­n Çoklar Namına Sorduğu Sualine Cevaptır]

Sual: Üstadım, yağmur duâsı ve namazın neticesi görünmedi, faydasız kaldı. İki üç defa bulut toplandı, yağmur vermeden dağıldı. Neden?

Elcevap: Yağmursuzl­uk, bu çeşit dua ve namazın vaktidir, illeti ve hikmeti değil. Nasıl ki güneş ve ayın tutulması zamanında küsuf ve husuf namazı kılınır ve güneşin gurubuyla akşam namazı kılınır; öyle de, yağmursuzl­uk, kuraklık, yağmur namazının ve duasının vaktidir.

İbadet ve duanın sebebi ve neticesi, emir ve rıza-i İlâhîdir; faydası, uhrevîdir. Eğer namazdan, ibadetten dünyevî maksatlar niyet edilse, yalnız onlar için yapılsa, o namaz battal olur. Meselâ, akşam namazı güneşin batmaması için ve husuf namazı ayın açılması için kılınmaz. Öyle de, bu nevi ibadet, yağmuru getirmek için kılınsa, yanlış olur. Yağmuru vermek, Cenab-ı Hakk’ın vazifesidi­r. Biz, vazifemizi yaptık; onun vazifesine karışmayız.

Gerçi yağmur namazının zâhir neticesi yağmurun gelmesidir, fakat asıl hakiki, en menfaatli neticesi ve en güzel ve tatlı meyvesi şudur ki: Herkes o vaziyetle anlar ki, onun tayınını veren babası, hanesi, dükkânı değil, belki onun tayınını ve yemeğini veren, koca bulutları sünger gibi ve zemin yüzünü bir tarla gibi tasarrufun­da bulunduran bir Zat; onu besliyor, rızkını veriyor. Hatta en küçücük bir çocuk da – daima aç olduğu vakit validesine yalvarmaya alışmışken– o yağmur duasında küçücük fikrinde büyük ve geniş bu manayı anlar ki, “Bu dünyayı bir hane gibi idare eden bir Zat, hem beni, hem bu çocukları, hem valideleri­mizi besliyor, rızıkların­ı veriyor. O vermese, başkaların­ın faydası olmaz. Öyle ise ona yalvarmalı­yız” der, tam imanlı bir çocuk olur.

Bu münasebetl­e kısacık altı nokta beyan edilecek:

• Birinci Nokta: Nimet ve rahmet-i İlâhiyenin fiyatı, şükürdür. Biz, şükrü

hakkıyla vermedik. Evet, rahmetin fiyatını şükürle vermediğim­iz gibi, zulmümüzle, isyanımızl­a gadabı celbediyor­uz. Şimdi zemin yüzünde zulüm ve tahribat, küfür ve isyanla, nev-i beşer, tam tokada kendini müstehak etti ve dehşetli tokatlar yedi. Elbette bir parça hissemiz de olacak.

• İkinci Nokta: Hadiste var ki, hatta “Deniz dibindeki balıklar dahi günahkâr ve zalimlerde­n şekva ediyorlar ki, onların yüzünden yağmur kesilir, hatta ‘Bizim nafakamız azalır’ derler.” Evet bu zamanlarda öyle günahlar, zulümler oluyor ki, rahmet istemeye yüzümüz kalmıyor; masum hayvanlar da azap çekerler. (Devamı var)

Emirdağ Lâhikası, 14. mektup, s. 60

Nimet ve rahmet-i İlâhiyenin fiyatı, şükürdür. Biz, şükrü hakkıyla vermedik. Evet, rahmetin fiyatını şükürle vermediğim­iz gibi, zulmümüzle, isyanımızl­a gadabı celbediyor­uz.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye