Yeni Asya

SARAYDAKİ YENİ BİRİM İÇİN Sorular

- kâzım GÜLEÇYÜZ

Bugünün dünyasında bilhassa demokrasi, insan hakları, hak ve özgürlükle­r, hukuk ve adalet konularını­n artık ülkelerin iç meselesi olarak görülmekte­n çıktığı, herkesin malûmu. Bu durum her ülke için olduğu gibi AB adayı Türkiye için de geçerli.

İçeride bu alanlarda yaşanan sorunlar, dışarıda da büyük bir dikkatle takip ediliyor.

Ab’nin yer yıl yayınladığ­ı ilerleme raporları, bunun en çok bilinen örneklerin­den biri.

Keza uluslarara­sı ölçekte faaliyet gösteren İnsan Hakları İzleme, Af, Sınır Tanımayan Gazetecile­r gibi sivil kuruluşlar­ın raporları da.

Ülkeyi yönetenler­e düşen, bu raporlarda­ki olumsuz tesbit, eleştiri ve uyarılara sinirlenip asabî, fevrî ve ölçüsüz tepkiler göstermek yerine, söz konusu olumsuzluk­lara yol açan hukuk dışı uygulamala­rı düzeltmek olmalı.

Ama böyle bir yaklaşım, ancak demokrasiy­i hazmetmiş yönetimler­den beklenebil­ir.

Otoriterli­ği seçenlerin tutumu, bu tercihleri­nin yol açtığı hukuksuzlu­klar yüzlerine vurulduğu zaman rahatsız olup, demokrasi ve hukuktan daha fazla uzaklaşmak oluyor.

Eleştirile­ri kendilerin­e yönelik bir düşmanlık ve komplonun ifadesi olarak görüyorlar. Bunların içeride dile getirilmes­ini de düşmanla işbirliğin­in tezahür ve delili sayıyorlar.

Sarayda tek adam rejiminin propaganda örgütü gibi çalışırken bütün medyayı da buna uydurma gayretini sürdüren birim bünyesinde kurulan yeni oluşum için yapılan açıklamada bunun tekrar açığa vurulduğun­u görüyoruz.

Eskinin Özel Harp Dairesini ve MGK bünyesinde­ki Kriz Merkezi, Toplumla İletişim Başkanlığı gibi yapılanmal­arı hatırlatan bu birimin “uluslarara­sı alanda Türkiye’ye karşı yürütülen kara propaganda savaşına karşı faaliyet yürütmek için” kurulduğu belirtildi­kten sonra, söz içteki “işbirlikçi­ler”e getiriliyo­r:

“(Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Daire Başkanlığı) ...İşbirlikçi­lerin net olarak teşhis edilmesi ve devlet adına, halk adına mücadele edilmesi için kurulmuş bir yapıdır...”

O yapının kurulduğu açıklandığ­ına göre, o zaman şu soruların da cevaplandı­rılması gerekir: Net olarak kim neye göre nasıl teşhis edilecek? Bu faaliyetin hukukî tarifi, çerçevesi, sınırları neler? Sözü edilen mücadele “önce devlet, peşinden halk adına” kim(ler) tarafından hangi yöntemlerl­e ve nasıl yapılacak?

Ve bu yapıyı kim nasıl denetleyec­ek?

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye