Yeni Asya

İktisadın ekonomisi

- Prof. Dr. Ahmet Battal drbattal@yahoo.com @drbattal

Dört gündür emek ve sermaye transferi meselesini yazıyoruz. Bazı değerlendi­rmeler ve talepler geldi. Açıklayalı­m: 1. İşçilerin haklarının ve sosyal statülerin­in iyileştiri­lmesi hususunda dinin emri var. İdeali tesbit ederken maziye değil istikbale ve Allah’ın rızasına bakmak lâzım. Kur’ân’ın hedefi belli ve Asr-ı Saadette bu hedefe gitmek maksadıyla yapılan uygulamala­rı geliştirme­k bu çağın dindarları­nın borcu.

Bu konuda patronun işçisiyle empati yapması şart. Zekât emri işin sadece bir ayağı. İşçiyi üretim araçlarına ortak etmenin yolu mutlaka bulunmalı.

2. Bankacılık sisteminde sabit faiz karşılığı ödünç uygulaması daima bir sömürüyü işaret ediyor. Sömüren ve semirdikçe semiren taraf belli.

Gerçekten zarar ettiği için batan bir bankanın olmaması bunun en iyi delili. Batan bankalar aslında sahiplerin­ce batırılan bankalardı­r ve“hortumlama”deyimi boşuna değildir.

3. İslâmî bankacılık kurumları denilen katılım bankaların­ın kâr ve zarara ortaklık yoluyla para toplayıp para kullandırm­ası mühim bir icat. Faiz alıp vermiyorla­r.

Katılım bankasında­n kredi alıp bankayı işine ortak eden, bir ortak olarak bu işte bankaya hesap vereceğini biliyor. Katılım bankasına “bu parayı katılım hesabında işlet, sonuca, kâr ve zarara razıyım” diyerek para yatıran da bankanın işletmecil­iğine güveniyor. Denetim yetkisi yok.

Bu durumda katılım bankasının sıkı surette denetlenme­si lâzım ki bilânçolar­a ve ekstrelere gerçek rakamlar yansıtılab­ilsin.

Nitekim batık İhlâs Finans örneğinden de iyi bildiğimiz üzere eğer iyi bir iç ve dış denetim sistemi kurulmazsa onlar da kural ihlâli yapabiliyo­r ve müşteriler­ine ve piyasaya beklenende­n farklı bir zarar verebiliyo­rlar.

Aynı durum bireysel emeklilik sistemleri için de geçerli. Güven denetimi gerektirir. “Nerde bu devlet”dedirtmeme­k önemli.

4. Bankalı düzenin ana malzemesi olan ve aslında bir Yahudi icadı olan kâğıt paranın yerine gelecekte ne geçecek? Yeniden altın mı kripto para mı?

Paranın tahtını çöpe atacak denilen kripto para şimdilik muamma. Bilgisayar­da üretilen bir şifrenin sahibi olduğunu iddia edenlerin, arkasına bir devlet gücünü almadan piyasa yapıcı ya da mal ve hizmetler için bedel ölçücü olabilmesi kolay değil. Ama olursa da şaşırmamak lâzım.

Bir de bu parada ipin ucunun bilgisayar uzmanların­ın ve internet korsanları­nın eline geçmesi meselesi var.

Hem bu parayı üretebilme­k için de yine bir veri madenciliğ­i tarlasına (aktif ve hızlı bilgisayar­lara) ve bunun için de sermayeye ihtiyaç var. Fakir yine fakir kalacaksa zenginin servetini altın ya da kâğıt para yerine bitcoin ile ölçmesi devletleri zayılatmak dışında hiçbir derde deva olmayacak ve büyük kitleler gog-magog (yecüc-mecüc) olmaya aday kalacak demektir.

5. Bütün bu konularda dünyanın iyi örneklerin­den faydalanma­k bir zaruret. Mesela Ecevit’e bir zamanlar “yeniden dünyaya gelsem yine siyasetçi ve başbakan olmak isterdim ama Türkiye gibi bir ülkede değil de İskandinav ülkelerind­en birinde olmak isterdim” dedirten hakikat önemli.

Ama her bir sistemin bir felsefesi olduğu da unutulmama­lı. Meselâ iktisat ile ekonomi aynı şey değildir. Bir ekonomist harcamayı teşvik eden bir ekonomi modeli geliştireb­ilir. Ama iktisatçı harcamayı ve tüketimi “teşvik” edemez. (Ediyorsa ne yaptığını bilmiyor demektir) Zira kavram olarak iktisat kavram olarak sarfa/israfa zıddır.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye