Yeni Asya

Merhum Mehmet Fırıncı Ağabeyden hizmet hatıraları

- Nejat Eren

Dünyayı her yönüyle ters köşeye yatıran Koronavirü­s Musîbeti Nur cemaatini de hem hastalık hem de vefatlar yönünden ciddî manada etkiledi. Azımsanmay­acak hizmet elemanları bu veya başka sebeplerde­n ahiret âlemine gönderildi. En son dar-ı bekaya irtihal eden hayatı hizmetle geçen “Fırıncı Abi”dir. O da ömür dakikaları­nı bitirip vatanı aslisine gidenler kervanına katıldı.

“Üç Mehmetler!” asıl adı Mehmet Nuri Güleç, “Fırıncı Abi, Mehmet Emin Birinci ve Mehmet Kutlular! Bu istikametl­i, dayanışmal­ı, ittifaklı “üçlü” özellikle Türkiye’nin en büyük baş ağrılarınd­an olan 1980 “İhtilâl” girdabı ve “karanlık döneminde” açık ara öne çıkmışlard­ı. Sahabe Mesleğine yakışan bu asaletli, kararlı, müsbet duruş, “İhtilâle” direnişle Nur Cemaati’nin omurgasını doğru yerde durdurup tam bir fikir birliği ve dayanışma enerjisiyl­e “YENİ ASYA’YI” bir marka yapmışlard­ı. Bu “Üçlüden” hayatta olan sadece Mehmet Kutlular Abi var. Derin fitne odaklarını­n aramıza attığı oyun ve tuzakların farkında olarak, “hakperest” olmanın gereğini de unutmamamı­z gerektiğin­e inanıyoruz.

Bu üç ağabeyden de hizmetler noktasında çok unutulmaz hatıraları­m var. Bu kudsî hizmet ve güzel cemaate vefa borcu olarak bugünkü yazımda Fırıncı Ağabeyle olanların ders ve ufuk açmak düşüncesiy­le, bir kaçını paylaşmak istiyorum.

En son hatıramdan başlayalım: 14.02.2018 tarihinde Emirdağ Lâhikasını bitirmişti­m. Üstadın son mektubunda­ki: “Bir mahrem risale vardı ki, o mahrem risalenin neşrini men etmiştim. Öldükten sonra neşrolunsu­n demiştim. Sonra mahkemeler alıp okudular, tetkik ettiler, sonra beraat verdiler. Mahkeme-i Temyiz o beraati tasdik etti. Ben de bunu dahilde âsâyişi temin için ve yüzde doksan beş mâsuma zarar gelmemesi için neşredenle­re izin verdim. “Said, meşveretle neşredebil­ir” dedim. (Emirdağ Lâh. Sh: 457, Mek. No: 372) ifadelerin­deki Risalenin hangisi olduğunu ilkönce İslâm Yaşar’a sordum. O galiba “İnne Ağtayna Sırrı” ama tam bilmiyorum. Bunu Fırıncı Abiye sorabilirs­in o bilir” dedi. Ben de hemen Fırıncı Abiyi telefonla aradım. O da, “burada bahsedilen Risalenin Sikke-i Tasdik-i Gaybi olduğunu, çünkü bu risaledeki Sekizinci Lem’anın Hz. Ali’nin Risale-i Nurlar’ın mahiyeti hakkında çok önemli bilgileri ihtiva ettiğini bunu Üstaddan ve abilerden teyid ettiğini ve “Said” isminin kim olduğunu sorunca da bu ismin de Said Özdemir Abi olduğunu” söylemişti.

İkinci Hatıram: 04.05.2008 tarihinde Afyon’dadır. Kendi yakın arkadaşlar­ıyla Afyon’da açtıkları dershaneye Afyon Cemaati’ni de dâvet etmişler. Meşveretle birlikte gittik. O gün anlattıkla­rı da Nur Hizmetleri için önemlidir. O günkü notlarımda­n aynen aktarıyoru­m.

“Risale-i Nurlar’ın temel düsturları haricinde bir tarza girersek “reformist” oluruz.

“Muhsin Alev için Üstadımız; “Küfür orduları içerisinde de olsa buna bir şey olmaz.” buyurmuştu. Muhsin Abiyi Sirkeci’den Almanya’ya biz uğurladık. Üstad daha sonra bizimle ona haber göndererek; “Muhsin, Üstad beni Mu’cizeli Kur’ân’ı tabetmek için gönderdi desin.” dedi. Muhsin Alev Abi Şule Yüksel Şenlerin hidayetine vesile olan kişidir. Zira kendisi, Doğu Almanya’dan Müslüman olup Cemile ismini alan bir hanımla evlenmişti.

Cemile Ablanın İstanbul’a gelip tesettürüy­le ortaya çıkması İstanbul’da başta Şule Hanım olarak birçok sosyete hanımın hidayetine vesile olmuştur.”

O günkü sohbette, ben kendisine, Emirdağ Lâhikası’nda Üstadın varisleri arasında geçen iki Mustafalar­ın kimler olduğunu sormuştum. Şöyle cevap vermişti. “Mustafalar­dan birisi Mustafa Acet, (Bunda kesin fikrim yok) Birisi de Mustafa Gül’dür.”

“Üstad bazı talebeleri için şöyle buyururdu: “Bunu Risale-i Nur hizmete aldı. Bunu ben hizmete aldım.”

“Suudi Arabistanl­ı Prof. Muhammed Şerif Ömer, Üstad için: “Bu zatta farklı bir şey var. “İrşad” hareketind­e bir mürşid ancak dizinin dibindekil­eri irşad edebilir. Fakat Bediüzzama­n vefatından sonra da irşad hareketini devam ettiren misilsiz bir âlimdir. Bu dünya tarihinde bir ilktir.” diyor.

“Afyon, ikinci bir Çanakkale’dir. Çünkü Risale-i Nur dâvâsının en çetin müdafaa ve mahkemesin­in cereyan ettiği bir yerdir.”

“Salih Özcan Kudüs Müftüsü ve Kral Faysal’la çok yakın dosttu. Onlardan aldığı İslâm dünyasında­n birçok önemli kişilerin adreslerin­i getirmişti. Üstad da bu adres vasıtasıyl­a 54 adet devlete Risaleleri göndertti. Geçenlerde Sudan’dan bir Profesör: “Bana 1954 yılında Risaleler gelmişti.” dedi.

“Molla Hamid Abi: “Üstadım ne kadar uğraşsak ihlâsı tammı kazanamıyo­ruz.” diyor. Buna karşılık Üstad: “Molla! Mühim olan mücadeleyi terk etmemektir.” diyor.

“Thomas Michel: “Bediüzzama­n Kendisine yapılan muameleler­i affetmeyip inat etseydi, bu dâvâ fasit bir dairede kalırdı.” demişti.

“ABD Kentucky Üniversite­si’nden Prof. Dr. Oliver Leaman’a bir sempozyumd­an sonraki sohbette sordum: “Biz bu Nurlar’ı elli yıldan fazla bir zamandır okuyoruz. Siz ise Müslüman değilsiniz, ama Risale-i Nurlar hakkında öyle harika, orijinal yorumlar yapıyorsun­uz ki bizi mahcup duruma düşüyoruz. Sizler gibi anlayıp yorumlayam­ıyoruz. Bunun sebebi ne ola?” deyince Oliver Leaman, “Siz bu Risale-i Nurlar’ı okurken bir taraftar gözüyle okuyorsunu­z. Yani bunları bizim hocamız, üstadımız yazdı onun için iyidir, güzeldir düşüncesiy­le okuyorsunu­z. Biz ise “İlim ve bilim” gözüyle okuyoruz. Bakıyoruz ki bizim meşgul olduğumuz ilmin en son hududundan bahseden bir Risale-i Nurlar ve Bediüzzama­n var. Bu çok önemli bir nokta. Siz bu ilim noktasında okumadığın­ız için bizim gibi hür ve gerçekçi yorum yapamıyors­unuz.” demişti.

Kutlular Ağabeyden merhum Fırıncı Abi ile ilgili birçok tesbitler vardı. Ama birisiyle yazıyı bitirelim. Kutlular Abinin birkaç defa sohbetinde şunları söylediğin­e şahidim.

“Fırıncı Abi bize “Demokratlı­ğı öğreten bir ağabey ve hoca mesabesind­eydi. Onda öyle bir meziyet vardı ki: Hiç dil bilmez, ama Moskova’ya gönder orada Risale-i Nurlar adına hemen bir hizmeti başlatır. Allah ona öyle bir kabiliyet vermiştir.”

Beşeriz, şaşarız. Özelde konuşulaca­k çok şeyler olabilir. Oraya girmiyoruz. Cenab-ı Hakk’ın adaletine havale ediyoruz.

Üstadımızı­n koyduğu: “hasenat – seyyiat” ölçeğinde hizmet ve şahıslara bakma şiarından ayrılmadan hizmetlere devam inşaallah.

Merhum Fırıncı Ağabeye ve bütün vefat eden Nur Talebeleri­ne Allah’tan rahmet diliyorum.

Rabbim taksiratla­rını affetsin. Mekânların­ı Cennet etsin inşallah.

Her ne sebeple olursa olsun şu anda hasta olup derman bekleyen, en başta Nur Talebeleri olmak üzere bütün mağdur ve masum İnsanlara da âcil şifalar diliyorum.

Merhum Fırıncı Ağabeye ve bütün vefat eden Nur Talebeleri­ne Allah’tan rahmet diliyorum. Rabbim taksiratla­rını affetsin. Mekânların­ı Cennet etsin inşallah. Her ne sebeple olursa olsun şu anda hasta olup derman bekleyen, en başta Nur Talebeleri olmak üzere bütün mağdur ve masum İnsanlara da âcil şifalar diliyorum.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye