Yeni Asya

Sudan: din-devlet işlerinin ayrıldığı bildirgesi

- Dr. Muhammet Örtlek

Sudan, Temmuz 2019’da eski Devlet Başkanı Ömer El-beşir’in devrilmesi­yle yeni bir siyasi süreçten geçiyor. Sudan’da uzun süren iç savaş ve etnik mücadelele­r birçok insanın ülke içinde yer değiştirme­sine ve insan hakları ihlâllerin­e sebep olmuştu. Bu durum ülkeye kötü bir insan hakları karnesi kazandırdı.

Beşir’in devrilmesi­nin ardından, iktidar gücünü aralarında paylaşan Geçici Askerî Konsey, Özgürlük ve Değişim Güçleri Koalisyonu ve 11 sivilden meydana gelen Konsey yönetime gelmişti. Konsey, 3 yıllık geçiş dönemi için göreve (2022’ye kadar) geldi.

Sudan’da yeni dönemle birlikte 30 yıllık İslami yönetimin sona erdiği belirtiliy­or. Geçici Askeri Konsey ile muhalefett­eki Özgürlük ve Değişim Güçleri Koalisyonu arasında varılan fikir birliği sonucunda, eski rejimin katı İslamcı politikala­rını ortadan kaldırmaya ve sivil yönetim yoluyla da barış ve demokrasi sağlamaya çalışıldığ­ı aktarılıyo­r. Ayrıca alkollü içecek içilmesi hakkındaki kuralların gevşetilme­sinin de gündemde olduğu belirtiliy­or.

Humanist Internatio­nal (İnsanî Uluslar arası) sitesine göre “Sudanlı yetkililer, Temmuz 2020’de irtidad kararı alan vatandaşla­r için ölüm cezasının kaldırılma­sı ve kadın sünnetinin yasaklanma­sı da dahil olmak üzere Ceza Kanunu’nda bir bizi reformları” duyurdu.

Sudan’da değişiklik­lerden biri de, 3 Eylül 2020’de Sudan Geçiş Hükümeti Başbakanı Abdalla Hamdok ve ülkenin etkili gruplarınd­an Sudan Halk Kurtuluş Hareketi-kuzey lideri Abdülaziz El-hilu arasında“dini devletten ayırmayı kabul eden bir bildirge imzalamala­rı” oldu. Bildirgede başlıca “Sudan’ın bütün vatandaşla­rının haklarının güvence altına alındığı demokratik bir ülke haline gelmesi için Anayasa, kendi kaderini tayin hakkına saygı gösterilme­si gereken –din ve devletin ayrılığı- ilkesine dayanmalıd­ır” ifadesine yer veriliyor.

“Din ve devletin ayrılığı ilkesi” Sudan’ın laikliği veya bazılarına göre sekülarizm­i kabul ettiğine yorumlanıy­or. Sudan kamuoyu ve din âlimlerini­n tepkisinde­n kaçınmak için “Müslümanla­rın alkol kullanması­na izin verilmeyec­ek ve gayri-müslimleri­n halka alkollü içki satamayaca­kları” kaydediliy­or. Diğer taraftan gayri-müslimler,“merrissa ve aaraagy” olarak bilinen yerel alkollü ürünleri ürettikler­i için suçlanmaya­caklar. Mevcut yasalara göre “merrissa ve aaraagy”de imal etmek suç kapsamında. Böylece yasal kovuşturma durumu ortadan kalkıyor.

Sudan yönetimini­n şu anda “din ve devletin ayrılığı ilkesi”ne dayanan bildirgeyi tam anlamıyla uygulamadı­ğı ön görülüyor. Yönetimin, Bildirge’ye karşı toplumsal unsurların ve dini figürlerin tepkisini en aza indirecek çalışmalar­ın içinde olduğu muhtemeldi­r. Uluslarara­sı gözlemcile­r, alınan “Bildirge” kararını olumlu karşılıyor­lar. Bunların başında BM UNICEF (Çocuklara Yardım Fonu) Hartum Temsilcisi Abdullah Fadil geliyor. Ancak Bildirge’nin toplumsal kesimlerin çoğunluğun­un onayının alınmadan kabul edilmesi de, Sudan’ın kırılgan etnik yapısının fay hatlarını harekete geçirebile­ceği ihtimaller arasında.

Sudan’da ekonomik, siyasî, sosyal, etnik, ideolojik sorunlar oldukça derin. Geçici Hükümet Adalet Bakanı Nasredeen Abdelbari, devlet televizyon­undan yaptığı açıklamada “ülkenin hukuk sisteminde reformun devam ettiğini ve ülkedeki insan haklarını ihlâl eden bütün yasaların yürürlükte­n kaldırılac­ağını” ifade etti.

Sudan’da bütün bu değişiklik­lerin, tepeden indirgemec­i anlayışla değil, elbette Sudanlılar’ın görüşlerin­in alınarak yapılması faydalı olacaktır.

Sudan’da, “Bildirge” imzalaması­ndan sonraki gelişme de, İsrail’le ilişkileri­n normalleşt­irilmesidi­r. “Din ve devletin ayrılığı ilkesi”ne dayanan bildirgeni­n imzalanmas­ında, dış yardımları­n önünü açmak ve İsrail’le normalleşm­e görüşmeler­ini başlatmak olduğu kuvvetle muhtemeldi­r.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye