Sahabiler ve hadis uzmanları
Bazı sahabiler ve yüz binlerce hadis imamları/otoritelerinin “hafıza şampiyonları” hafızasına sahip olabilecekleri hiç de akıldan uzak değildir.
Peygamberimizin (asm) irtihalinden dört sene önce Müslüman olan malı-mülkü, her şeyini terk edip kendisini hadis-i şerileri ezberlemeye adayan Ebu Hureyre (ra), 5374 hadis-i şerif rivayet etmiştir.
“Bir milyon hadisi hıfzına alan İmam-ı Ahmed ibn-i Hanbel ve beş yüz bin hadisi hıfzeden İmam-ı Buhârî…” (Bediüzzaman, Şuâlar, s. 348)
Bunu maddî (hafıza ve ezberleme teknikleri), hem de manevî (Resulullah’tan (asm) feyiz ve duâ almaları) gibi iki boyutu vardır. O zamanın çöl insanının zihinleri safi, hafızaları güçlü, muhakemeleri sağlamdı.
Zira, zihnini meşgul eden çok az şey vardı.
Hz. Peygamberin (asm) mü’minlere en büyük bir örnek/rehber, mürşid-i ekmel olarak gönderildiğinin şuurunda idiler. Dolayısıyla her sahabî ondan gördükleri ve duyduklarını en değerli varlığı, hazinesi gibi korumakla vazifeli biliyorlardı kendilerini.
Dolayısıyla akıl, kalp, zekâ, hafıza vs., bütün istidat ve kabiliyetlerini Kur’ân’a, Resul-i Ekreme (asm), hadis-i şerilere ve Sünnet-i Seniyyeye yöneltmişlerdi.
Ortadoğu’daki meşhur hadis profesörü Faruk Hammade sahabelerin yanında, diğer büyük zatların katkılarına şöyle dikkat çeker:
Ebu Hanife için ‘İmam-ı Azam’, (...) İmam-ı Gazali için ‘Hüccet-ül İslâm’ vb. sıfatlarla bu zatlar yad edilegelmiştir. Ümmet, her zaman bu zatların etrafında olmuş ve onlardan nur alarak istifade etmişlerdir. Bu asrın başına geldiğimizde ise, İslâm ümmetinin çok zor bir devrinde, büyük bir İmamı görürüz. İmam Bediüzzaman Nursî... “O, (rh) muhakkak Lisan-ı ümmetti. Halk kitlesinin fakihi idi. Neslin muslihi idi. Asrın ve insaniyetin dâvetçisi idi. Cenab-ı Hak, ona çok hususiyetler vermişti.”
(Hadis Profesörü Faruk Hammade, http://www.saidnur.com/yemen/fas. htm)