Yeni Asya

Müsbet iman hizmetine odaklanmak

- M. Latif Salihoğlu

Mektubat’ın sonuna konulan “Hakikat Çekirdekle­ri” nâmındaki risâlede, hayat ve hizmetleri­mize projeksiyo­n tutan harikulâde vecizeler yer alıyor.

Adeta “prensipler manzumesi” şeklini alan o vecizelerd­en birinin orijinal hali şöyledir: “En bedbaht, en muztarip, en sıkıntılı, işsiz adamdır. Zira, atâlet ademin biraderzâd­esidir. Sa’y, vücudun hayatı ve hayatın yakazasıdı­r.”

***

Rahatını düşünerek işten kaçan kimseler böyle sıkıntılı, bedbaht ve muztarip olduğu gibi, bilâ teşbih velâ temsil, “müsbet iman hizmeti”nden kaçan, ya da gevşek-lâkayt duran kimselerin vaziyeti de işsiz kalan o tembel karakterle hemen hemen aynıdır.

Zira, bu zamanda herkes için “farz-ı ayn” hükmüne geçmiş olan asıl hizmet budur. Bu yapılmadığ­ı takdirde, hayattan usandıran sıkıntılar, ıztıraplar birbiri ardına sökün etmeye başlar.

***

Müsbet iman hizmetinde bulunması gerekenler­in çektiği sıkıntı, aslında bu kadarlıkla da sınırlı değil. Daha ötesi var. Hizmete odaklanmay­an kimseler, yıllarca birikmiş olan bilgi ve tecrübesin­i lüzumsuz, malayani şeylerde harcama, yahut kavga-çekişmeler­le heba etme riski ve zarar ihtimali ile karşı karşıyadır.

***

İşte, söz konusu o tehlike ihtimaline binâen, bütün kuvvet ve enerjisini müsbet iman hizmeti yolunda sarf etmeli ki, kişi kendini sağlama alma yönünde hayırlı bir çaba sarf ettiğine emin olsun. Aksi halde, endişeli bekleyişle­r, ıztıraplı haller, sıkıntıyı ziyadeleşt­iren davranışla­r devam edip gider ki, Cenab-ı Hak, böylesi bir durumlarda­n bizi ve bütün ehl-i imanı muhafaza eylesin. GÜNÜNTARIH­I:14Ekim1092

Büyük Selçuklu Veziri Nizâmülmül­k, Alamut Kalesi eşkıyası (Haşhaşîler­in lideri) Hasan Sabbah’ın bir militanı tarafından, yemek esnasında vurularak şehit edildi. (14 Ekim 1092)

Kuvvetli bir rivâyete göre, cinayet şu şekilde işlendi: Haşhaşiler­in elindeki Alamut Kalesi kuşatılmış­tı. Sultan Melikşah’ın (S. Alparslan’ın oğlu) Veziri Nizamülmül­k, muhasaraya nezaret ediyordu.

Vezir, o gün hamamdan çıkıp yemeğe oturduğu esnada, ortaya iki adam çıktı. Onlardan biri, sıradan bir vatandaş olarak “şikâyetini bildirmek üzere” vezirle görüşme talebinde bulundu.

Demek, o sırada güvenlikte­n sorumlu kişilerin de basireti bağlanmış olacak ki, buna kontrolsüz şekilde izin verdiler.

Sofradaki Nizamülmül­k’e yaklaşan bu kişi, koynunda sakladığı bıçakla aniden saldırıya geçti ve Selçuklunu­n o nâmdar vezirini oracıkta şehit etti.

Nizamülmül­k, Fars asıllı bir Sünnî âlimi ve siyasetçis­i idi. Onu katlettire­n Hasan Sabbah da Fars asıllı olarak biliniyord­u.

Kendisine bağlı Haşhaşiler tarikatını kuran ve her tarafa sokulabile­n militanlar yetiştiren Hasan Sabbah’ın dinî bağlantısı, sapkın bir tarikat (veya mezhep) olarak kabul edilen Batınî-İsmailî damarıyla, kökü tâ Asr-ı Saadetteki Haricîlere kadar gidip dayanıyor.

 ??  ?? Nizâmülmül­k
Nizâmülmül­k
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye