Kuvvetler ayrılığı çatışma değil, işbirliği gerektirir
AYM İLE İlgİlİ tartışmaları YORUMLAYAN Prof. SERAP Yazıcı “Kuvvetler Ayrılığı Devlet Organları ARASıNDAKİ BİR çatışmayı DEĞİL İş BİRLİĞİNİ İFADE EDER” DEDİ.
Prof. dr. serap yazıcı, “anayasa mahkemesi kararları bağlayıcıdır. kuvvetler ayrılığı devlet organları arasındaki bir çatışmayı değil, işbirliğini ifade eder. bunun üzerinde çatışmacı üslûp olmamalı. ben aym üyesi olsam tweet atmazdım, ama bir fotoğraf üzerinden niyet okumayla hareket etmek de doğru değil” dedi.
Mahkemenin Aym’nin Enis Berberoğlu kararına rağmen yeniden yargılamaya gerek yok kararını ve AYM üyesi Engin Yıldırım’ın “Işıklar yanıyor” tweetiyle başlayan tartışmayı anayasa hukukçusu Prof. Serap Yazıcı RS Fm’de Atilla Güner’le Akşam Postası’na yorumladı. Prof. Serap Yazıcı’nın Atilla Güner’le Akşam Postası’na yaptığı açıklamanın satırbaşları şöyle: “Anayasanın, anayasa mahkemesi kararları yönünden yani iptal dâvâsı ve bireysel başvuru dâvâsı kararları bakımından hiçbir ayrım gözetmeksizin bunların kesin olduğunu söylüyor. Bütün devlet organlarını bağladığını da söylüyor. Dolayısıyla bu açıklamalar karşısında artık derece mahkemelerinin karara uyması gerekir.
141. Maddenin son fıkrasında, yargı kararları mümkün olan sür’atle ve en az maliyetle en düşük maliyetle verilmelidir” dedi.
ANAYASAYI İHLÂLE SEBEP OLACAK
“Bu hükmü dikkate aldığımız zaman eğer derece mahkemesi, Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuru kararında tesbit ettiği hak ihlâli kararının gere- ğini yerine getirmezse bunun sonucunda ne olacak?” diye soran Yazıcı şu şekilde devam etti: “Başvurucu çok doğal olarak iç hukuk yollarını tükettikten sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin
yolarını tutacak. AİHM’DE gene Anayasa Mahkemesi kararına benzer bir karar verecek. Ortada hak ihlâli olduğunun tesbit edecek ve bunun neticesinde de Türkiye’ye tazminata mahkûm edecek. Böylece derece mahkemesinin, Anayasa Mahkemesi’nin kararını gereğini yerine getirmemesi aynı zaman Anayasamızın 141. Maddesinin de ihlâl edilmesi sonucunu yaratacak.”
ÇATIŞMACI ÜSLÛBA GEREK YOK Kuvvetler ayrılığına dikkat çeken Yazıcı, “Süre gelen çatışmacı üslûbun ülkeye bir faydası yok. Devletin hiçbir kurumuna faydası yok ve bunun sürdürülmemesi gerektiğini düşünüyorum. Anayasamız, 12 Eylül 1980 müdahalesini takiben kabul edilen bir anayasa. Bu sebeple de çok eleştiriye maruz kalmış bir anayasa. Ben de çok eleştirdim. Bu beğenmediğimiz, eleştirdiğimiz anayasanın başlangıç bölümünde kuvvetler ayrılığı ilkesi yer alıyor. Devlet organları arasındaki bir çatışmayı değil iş birliğini ifade eder diyor. Devletin üç temel organı arasında çatışmacı bir üslûba gerek yok ve aynı zamanda yargı kuruluşları arasında da çatışmacı bir üslûba gerek yok” dedi.
NİYET OKUMAYLA HAREKET EDİLEMEZ
“Ben böyle bir mahkemenin üyesi olsaydım Twitter’da herhangi bir şey yayınlamazdım” diyen Yazıcı, “Dolayısıyla doğru bulmadığımı söyleyebilirim çünkü kendisi herhangi bir kişi değil Türkiye’nin en önemli yargı kuruluşunun üyesi. Twitter’da paylaşılan bir fotoğraf üzerinden niyet okumak ve o niyetin darbe çağrıştırdığını ifade etmek veya darbeye açık bir çağrı anlamında olduğunu belirtmek benim hukuken kabul edebileceğim yorum biçimi değil. Demokratik hukuk devletinde kişilerin, fiilleri ancak bir ceza normunun içerdiği tüm unsurları açık olarak ihlâl ediyorsa o zaman o fillin suç teşkil ettiğini belirtirsiniz ve ona cezayı uygularsınız, ama böyle değil de sadece niyet okuma yoluyla hareket eder, kişileri kamu vicdanında mahkûm etmeye çalışırsanız doğru bir hareket olmaz. (…) Niyet okumak ve bu tür belirsiz müeyyideler öngörmek demokrasilerin değil totaliter yönetimlerin üslûbudur, onların yöntemidir” ifadelerini kullandı.