İlâhî kudretin bir delili: Sarımsak

Mu’cize bir yaradılışla, dünyadaki hayat meydanına gönderilen insanın, yaşadığı süre içinde sağlığını koruyarak güçlü bir organizma halini koruyabilmesi için, İlâhî kudret bu makinenin iç yapısındaki hafıza kartına OTOİMMÜN sistem yani mahiyetini insan aklının henüz tamamen çözemediği bağışıklık sistemini, nizam ve intizam içinde programlamıştır. Bu mu’cizevî sistemin korunup, geliştirilmesi için mülkün sahibi (cc) gerekli maddeleri sonsuz ilmiyle bildiğinden, kudret laboratuvarlarında halk ederek, aciz kullarını gıdasız ve devasız bırakmayıp, sayısız nimetlerle kuşatmıştır. Bu nimetler bolluğunda bağışıklık sistemimizi güçlendirip, enfeksiyon hastalıklarına karşı direnç kazandıran, herkesin kolaylıkla ulaşabilecek olanlarını tanıtmaya gayret edeceğiz. İlk önce mu’cize bitki sarımsak ile başlamamız yerinde olacaktır.

Sarımsak nimeti Şafî-i Hakikî’nin (cc) ilim dünyasını hayrette bırakan, kudretinin harika bir eseridir. Bir diş sarımsağa 160 kadar şifa kaynağı kimyasal bileşik depo edilmiş ve adeta drajeler halinde İlâhî bir sanat eseri olarak, toprak hazinesinde olgunlaştırılıp, insan sağlığının korunma ve tedavisi için bol miktarda ikram edilmiştir. Asırlardan beri halk tababetinde, geniş kullanım alanı bulunan sarımsağın “Antibakteriyal, antimikotik (mantarlara karşı), antispazmodik (sancılara karşı), antidiyabetik, antioksidan (serbest radikal süpürücü etkili), antikanser, hipotansör (tansiyon düşürücü), vazodilatatör (damar genişletici), ANTİVİRAL (virüslere karşı), solunum yolu enfeksiyonlarında (bronşit, nezle, grip, pnömoni (zatürre), idrar yolları enfeksiyonlarında, cerahat toplayıcı, sindirim sisteminde salgı arttırıcı, anti hepatotoksik (karaciğeri toksinlerden arındıran), anti aterosklerotik (damar sertliğinden koruyucu) etkileri vardır. Özellikle total kolesterol ve LDL (kötü kolesterol) düzeyini düşürücü, HDL (iyi kolesterol) düzeyini arttırıcı, serum trigiserid ve arteriyel kan basıncını (tansiyon) düşürücü etkileri de bulunmaktadır. Sarımsağın antimikrobiyal etkisi, yapısında bulunan ALLİSİN’DEN ileri gelir. Zararlı mikroorganizmaların gelişimini engeller. Sarımsağın özellikle metilli bileşenlerinin gram-pozitif ve gram-negatif bakteri ve mayalara karşı geniş spektrumlu antimikrobiyal aktivitesi olduğu gözlenmiştir. Virüs çeşitleri ve candida mantarlarının da gelişimlerini engeller. Yapılan çalışmalarda ağız içi enfeksiyonlara karşı tedavi edici etkisi olduğu gösterilmiştir.” Sarımsağın bu geniş etki alanına

1

bakıldığında, koronavirüs’ün de bu kapsam içinde bulunduğu kolaylıkla anlaşılabilecektir.

Sarımsağı içindeki kimyevî bileşenlerin sebep olduğu özel kokusundan dolayı, sofralardan dışlamak genel sağlık açısından ve güçlü bir bağışıklık sisteminin inşa edilmesinde önemli kayıplara sebep oluşturabileceği unutulmamalıdır. Nefesteki sarımsak kokusunu azaltmak için, çiğ meyve veya sebze, nane ya da fesleğen gibi otlar, rezene veya kakule tohumu çiğnemek, pilav ya da 1-2 tane karanfil veya 1 tatlı kaşığı bal kokunun yoğunluğunu azaltarak yok eder. “Bir başka özelliği de, ezilen sarımsaktan buhar 20 cm. kadar uzaklıktaki bakterileri öldürebilir. Bakteriler sarımsaktaki allisin’e karşı direnç geliştiremez, çünkü pek çok antibiyotiğin tersine allisin içlerine nüfuz ederek, etkisiz hale getirir. Allisin bazı virüslere, mantara ve tekhücrelilere karşı da etki eder. Amerika’da antibiyotik ve mantar önleyici etkileri için patentlidir.”2 Günde bir diş sarımsak çiğnemek, özellikle bu KORONAVİRÜS PANDEMİSİNDE organizmaya koruyucu bir güç kazandıracağından, kendimize de büyük bir iyilik yapmış olacağız. Bağışıklık sistemini sarımsakla desteklemek için, iki diş sarımsak ezilerek, 1-2 tatlı kaşığı süzme bal ve yemek kaşığı limon suyu karıştırılarak gün içinde tüketilir.

Sarımsak tam donanımlı İlâhî eczahanenin ürünü olduğundan, evlerde kullanıldığı gibi, şifahanelerde (hastahane) yatarak tedavi gören hastaların beslenmesinde kullanıldığında hiçbir yan etkisi olmadan, büyük katkılar sağlayacaktır. Çok önemli bir etki mekanizması da “Sarımsağın önemli bir bileşeni olan AJOEN, insan lösemi hücrelerinde APOPİTOZ’U (hasta hücrelerin intiharı), peroksit üretiminin uyarılması ve nükleer faktörün aktive edilmesi yoluyla başlatır. Normal sarımsak tüketiminin, kalp ve dolaşım sistemindeki etkilerinden dolayı MYOKARD ENFARKTÜSÜ ve felç geçirme riskini % 50 oranında düşürmektedir. Klinik çalışmalarla ispatlanmıştır. Ayrıca sarımsak tozunun, özellikle meme dokusunda tümör başlangıcını geciktirdiği gözlenmiştir. Selenyum’un tümör oluşumuna karşı koruyucu olduğu bilinmektedir. Yüksek selenyum muhtevalı sarımsak ekstresi devamlı olarak verildiğinde, meme kanseri oluşumunu engellemiştir. Sarımsak tüketimi ile gastro-entestinal lora (mide ve bağırsaklardaki faydalı mikroplar, mikrobiyota) önemli ölçüde değişebilir.”

3

Sarımsağın bir dişine bunlardan başka daha birçok şifa ve hikmetleri yerleştiren Kudret’in azameti, bilimsel araştırmalarla ve kitaplar yazılarak detaylarıyla anlaşılmasına devam edilecektir.

SAĞLICAKLA KALIN

D pnotlar:

1) Komisyon (Ed. Prof. Dr. L. Ömür Demirezer), Tedavide Kullanılan Bitkiler/ FFD Monograları, s. 24, MN Medikal/ Nobel Yayınları 2011. 2) Dr. Penny STANWAY, Sarımsak, s. 29, Kuraldışı Yayıncılık 2013. 3) Komisyon, Age. s. 29.