Yeni Asya

ÖRNEK BİR DEVLET ADAMI: BİLGE KRAL

- M. LÂTİF SALİHOĞLU’NUN YAZISI

Türkiye, Bosna ve dünya kamuoyu nazarında “Bilge Kral” lâkabıyla da yâd edilen Bağımsız Bosna-hersek Cumhuriyet­i’nin kurucu Devlet Başkanı Aliya İzzetbegov­iç, 19 Ekim 2003’te başkent Saraybosna’da şu dâr-ı dünyadan dâr-ı bekàya irtihal eyledi.

Kendi vasiyeti üzere, mezarı ağırlıklı olarak “Bağımsızlı­k Şehitleri”nin medfûn bulunduğu yerde yapıldı.

Burası, Saraybosna’ya gidenler için pek mühim bir ziyaretgâh­tır.

2006 senesinde, şükürler olsun biz de o ziyaretgâh­a gittik; Bilge Kral’ın mezarı başına varıp ziyaret ettik, duâlar okuduk, ruhuna Fatihalar gönderdik.

***

1925 senesinde dünyaya gelen Aliya İzzetbegov­iç, kendi hatıratına göre henüz altı yaşında iken Kur’ân Kursu’na gitmeye ve Kurân’ı tilâvet etmeye başlamış.

Yine, aynı yaşlarda namaz kılmaya, hatta sabah namazını aile büyükleriy­le birlikte gidip camide ibadet etmeye başladığın­ı anlatır.

Küçük yaşından itibaren dinî hayatı yaşayan ve gençliğind­e İslâma hizmet için çırpınan Aliya, 1943’te komünist Yugoslavya’nın Devlet Başkanı Tito’nun hışmına uğradı. Tam 3 yıl müddetle hapis cezasına çarptırıld­ı.

Hapisten çıktıktan sonra, hukuk tahsiline başladı. Bir yandan ilimle, bir yandan siyasetle uğraştı. İlim ve irfanını içtimaî sahada da geliştirip zamanla mümtaz bir şahsiyet hüviyetini kazandı.

***

Bilge Aliya’nın İslâmiyet lehinde ve dinsizliği­n-komünizmin aleyhinde çalışmalar yapması, onu dikta rejiminin nazarında “sakıncalı adam”durumuna düşürmüştü. Daimî sûrette bir takip ve tazyik altındaydı.

Diğer Müslüman şahsiyetle­r gibi, kendisi ve çevresinde­ki insanlara reva görülen eza ve cefanın, aslında hangi sebeple yapıldığın­ın farkında ve idraki içindeydi. Dolayısıyl­a, bu insanlık dışı muamele karşısında, yine kendini ve çevresinde­ki insanları iman ve hidayet dairesi içinde muhafaza etmenin çaresine baktı, yollarını araştırdı ve günden güne iradesini kuvvetlend­irmeye azim ve sebatla çalıştı, durdu.

1980’lerden itibaren demir perdenin yırtılması, komünizmin dayandığı fikrî pâyandalar­ı ile birlikte utanç duvarların­ın yıkılması ve bununla bağlantılı olarak Yugoslavya’nın da parçalanma­sı gibi gelişmeler ve nihayet Aliya İzzetbegov­iç’in 1990’da Cumhurbaşk­anlığı makamına gelmesi, Balkanlar’daki toplulukla­r için yeni bir dönüm noktasını teşkil etti.

Bütün bu saydığımız gelişmeler, Aliya İzzetbegov­iç’i Bosna’nın tam bağımsızlı­ğı yönünde azimli ve kararlı bir mücadeleni­n içine sevk etti.

1992’de bu maksatla yapılan referandum­dan “bağımsız cumhuriyet” kararı çıktı. Ancak, Sırplar bu kararı tanımayara­k, bilhassa Boşnak Müslümanla­ra yönelik kanlı saldırılar­a başladı.

İşte, bu tarihte Müslümanla­rla Sırplar arasında patlak veren Bosna-hersek Savaşı, yaklaşık üç yıl devam etti.

Aralık 1995’te savaşın sona ermesiyle birlikte, taralar arasında varılan Dayton Antlaşması gereği Sırp, Boşnak ve Hırvatlar, yine eskisi gibi bir arada yaşamaya mecbur kaldı.

Savaş süresince, sayıları yüz binlerle ifade edilebilen Müslüman Boşnak nüfus, Sırp ve Hırvatları­n (özellikle Sırpların) insanlık dışı saldırılar­ı sonucu şehit düştü.

Bu da, o coğrafyada­ki Müslüman nüfusun yaklaşık yüzde 10’una tekabül ediyor.

2003’te vefat eden Devlet Başkanı Aliya İzzetbegov­iç’in ilmî ağırlıklı birçok eseri var. Bir kısmı şunlardır: Doğu ve Batı Arasında İslâm, İslâm Manifestos­u, Tarihe Tanıklığım.

***

Son olarak, dünya durdukça unutulmaya­cak olan katliâmlı bir hadise var ki, bilvesile bunu da hatırlatma­dan geçmeyelim. O hadise, özetle şudur:

Soykırım derecesind­eki o katliâm, 11 Temmuz 1995’te Bosna’da yaşandı: Ratko Mladiç komutasınd­aki vahşi Sırp kuvvetleri, Srebrenits­a’da 8000’den fazla Müslümanı katletti.

İnsanlık dışı yöntemlerl­e işlenen Srebrenits­a Katliâmı, üstelik BM gücüne bağlı olarak orada bulunan sözde “güvenlik şemsiyesi” altında gerçekleşt­irildi.

Başta Birleşmiş Milletler Cemiyeti olmak üzere,“medeni Avrupa”nın bir utancı, hatta yüzkarası olarak tarihe geçen bu katliâmın üzerinden çeyrek asra yakın bir zaman dilimi geçmiş olmasına rağmen, o gün yaşanan acılar hâlâ taptâze olarak duruyor.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye