Yeni Asya

Herkese niyet ettiğinin karşılığı vardır

- Süleyman Kösmene

Ahmet Bey: “Îman ile niyet arasında nasıl bir bağ vardır? Îmân’da ne gibi dereceler vardır?”

BİRBİRİNİT­AMAMLAYANM­EFHUMLAR

man ile niyet birbirini doğuran, birbirini doğrulayan, birbirini gerekli kılan, birbirini tamamlayan iki temeldir. Biri olmazsa diğeri de olmaz. İman ve itikat, halis ve makbul niyetin tarlasıdır. İyi bir niyet de doğru imanın ve itikadın meyvesidir.

Peygamber Efendimiz’e (asm), hicretle gelenlerin arasında bir kadını nikâhlamak için gelen bir kişinin de bulunduğu söylenince, “Ameller niyetlere göredir. Herkese ancak niyet ettiğinin karşılığı vardır.” buyuruyor.

1

Bedîüzzama­n Hazretleri’nin ifadesiyle niyet eşyanın mahiyetini değiştirir. Günahı sevaba, sevabı günaha çevirir. Niyet, adi bir hareketi ibadete; gösteriş için yapılan bir ibadeti de günaha dönüştürür. Varlıklara sebepler hesabıyla bakılırsa cehalettir; Allah hesabıyla bakılırsa mârifet olur, ilim olur, irfân olur; îmânı olgunlaştı­rır.

2

Peygamber Efendimiz (asm) buyuruyor ki: “Mü’minin niyeti amelinden hayırlıdır. Münâfığın ise ameli niyetinden hayırlıdır. Herkes kendi niyetine göre amel işler.”

3

İÂDÎDAVRAN­ıŞNASıLSÜN­NETOLUR?

Üstad Said Nursî Hazretleri, niyetin sıradan âdetleri ve âdî davranışla­rı ibadete çeviren bir rûh olduğunu, ölü halleri ibadetle canlandırd­ığını kaydeder. Bediüzzama­n’a göre niyetin ruhu da ihlâstır. Öyle ise gerçek kurtuluş ancak ihlâs ile mümkündür. Az bir ömürde, bütün lezzetleri­yle ve güzellikle­riyle Cennet ancak böyle bir halis niyetle kazanılır. Çünkü iman ile, niyet ile insan dâimî bir şükredici olur, daimi şükür sevabı kazanır.

4

Niyetin mahşerdeki yansımasın­ı Peygamber Efendimiz’den (asm) dinleyelim:

* “Allah hak edenlerin üzerine azabı indirdiğin­de bazı salih kimseler de ölürler. Onlar da diğerleri ile birlikte helâk olurlar. Sonra âhirette niyetleri ve amelleri üzerine diriltilir­ler.”

5

* “İnsanlar niyetlerin­e göre diriltilec­ek ve hesaba çekilecekt­ir.”

6

İmanda olgunlaşma ve kemale erme süreci söz konusudur. Yani imanda dereceler vardır. İmanda olgunlaşma üç yol ile mümkündür:

İMANDAYAKİ­NDERECELER­İ

İmanda yakin dereceleri üçtür:

1- Akıl ile algılama yolu: Bu mertebede iman taklididen tahkike geçer. Yani çevreden duyarak ve işitilerek elde edilen iman, akıl ile elde edilen marifetler ve bilgilerle, yapılan tahkikat ve araştırmal­arla olgunlaşır. İlme’l-yakin mertebesin­e çıkar.

2- Göz ile görme yolu: İlme’l-yakîn mertebesin­den sonra kâinat bahçesi incelenmey­e devam edilir. Görülen her varlık, şahit olunan her yaratık incelenir. Allah’ın isimlerini­n tezahürler­i gözle görülür. Allah’ın isimlerini­n mahlûklar üzerindeki tecelliler­i görüldükçe imanda yüksek inkişalar ve açılımlar başlar. Bu olgunlaşma sürecine “ayne’lyakîn”denmektedi­r. Çünkü imanda görürcesin­e bir aydınlık ve genişleme başlamıştı­r.

3- Gerçeğini yaşama yolu: İlme’l-yakîn ve ayne’l-yakîn mertebeler­inden sonra, kâinât bahçesinde­n iman balı toplanmaya devam edilir. Birçok iman nüktesi yaşanarak elde edilmeye başlanır. İmanın hakikati yaşanırcas­ına açılmaya başlar. Bu mertebe çok yüksek bir iman mertebesid­ir. Bu mertebede îmânî olgunluk yaşandığın­dan, buna hakka’l-yakîn mertebesi denmiştir. Bu mertebedek­i imanla insan Allah’tan başka hiçbir şeyden korkmaz. Kâinâta meydan okuyabilir.

Bu üç mertebe basitçe şu örnekle de anlatılmış­tır: Uzaktan duman görmek, ateşe delâlet ettiği bilgisiyle ilme’l-yakîndir. Yakınlaşıp ateşi gözle görmek ayne’l-yakîn bir bilgidir.

Daha yakınlaşıp ateşin ısısıyla, rengiyle ve sair tezahürler­i ile bizzat iç içe yaşamak hakka’l-yakîn derecede ateşi bilmektir.

Risâle-i Nûr sadâkatle okunmaya devam edildiğind­e bu üç mertebede inkişaf kaydetmeni­n yolları da açılmaktad­ır. Meselâ Yedinci Şuâ, imanı taklitten alıp tahkike çıkarmaya; tahkikten de bu üç dereceyi kazandırma­ya yeterli müşahedele­ri ihtiva etmektedir.

7

D pnotlar:

1- Buhârî, 1,50; Müslim, İmâre, 155; Riyâzu’s-sâlihîn, 1; Câmiü’s-sağîr, 1/1. 2- Mesnevî-i Nûriye, s. 45. 3- Câmiü’s-sağîr, 4/3810. 4- Mesnevî-i Nûriye, s. 61. 5- Câmiü’ssağîr, 955. 6- Câmiü’s-sağîr, 1436. 7- Şuâlar, s. 160; Daha geniş bilgi için: Emirdağ Lâhikası, s. 91.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye