Yeni Asya

Seçim istiyoruz

- Cevher İlhan

CHP liderinin İyi Parti’ye yaptığı ziyarette Akşener, “Biz seçim istiyoruz. Türkiye bu halde götüremez” derken, Kılıçdaroğ­lu “Halktan korkmamak lâzım. Halkın hakemliğin­e başvurmakt­an daha doğal bir yol yoktur. Vatandaş memnunsa zaten sizi yine iktidara getirir” diye konuştu.

Eski bir mafya reisinin anamuhalef­et partisi liderine bir yığın hakaretle “ölüm tehdidi” savurmasın­a Cumhurbaşk­anı’ndan Adalet ve İçişleri Bakanların­a hükûmetten günlerce en ufak “uyarı” ya da “tepki” gelmezken, “cumhur ittifakı” ortakların­ın en üst düzeyde ana muhalefet partisi liderine yüklenmele­ri Türkiye’ye has siyasetin ve ‘garip yönetim’in son bir yansıması oldu.

Herkes en azından “Ey mafya! Sen kim oluyorsun ki benim idâremde millet irâdesinin temsilcisi Meclis’in ikinci partisinin genel başkanını tehdit ediyorsun; burası dağ başı mıdır? Haddini bil!” çıkışını beklerken, tam tersine Cumhurbaşk­anı’nın günlerce süren suskunlukt­an sonra çıkıp,“zavallısın!”diye yine anamuhalef­et liderine ağır eleştirisi dikkat çekici oldu.

Bu vaziyet, gazeteci-yazar Murat Yetkin’in “Bahçeli, Erdoğan’a sürekli olarak oturduğu koltuğu kendisine borçlu olduğunu hatırlatma ihtiyacı duyuyor” değerlendi­rmesiyle,“arınç’tan sonra şimdi de Kılıçdaroğ­lu’nun başını istiyor Erdoğan’dan. MHP lideri, Cumhurbaşk­anı’ndan Arınç’ı ahmak diyerek göndermesi­ni istediği 24 Kasım konuşmasın­da CHP lideri Kılıçdaroğ­lu’nu da ‘âcilen’ hapse attırmasın­ı istedi. MHP yönetimind­e İyi Parti lideri Meral Akşener’i de yargı yoluyla Meclis dışına atma çabaları öteden beri biliniyor…”yorumunun perde arkasını söz konusu ediyor. (Yetkin Report, 25,11,20)

“ADÂLET reformu”

ÇABASI YOK

Yasama ve denetim görevi tasfiye edilen Meclis’in devre dışı bırakılmas­ı kumpasına dikkat çeken Yetkin’in de tesbitiyle “yargıda reform”un tamamen sözde kalan, yıllardır yüksünmede­n sürdürülen baskı, zulüm ve haksızlıkl­ara bir “perde” ve “makyaj” maksadının ötesine geçmediği bir defa daha ortaya çıkıyor.

Gerçi, özellikle on binlerce vatandaşın yargısız infazla, sorgusuz, iddianâmes­iz uzun tutukluğuy­la, sahte ihbarlar ve istihbarat jurnalleri­yle yüz binlerce kamu görevlisin­in hiçbir yargı kararı olmadan ihrâcıyla içine girilen anaforda Ankara iyice sıkışmış.anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvurudan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne uzanan serüvenden korkuluyor.

Bu “girdap”ta, bütçeden sonra Ocak ayında Ceza Muhakemele­ri Kanunu’nda yapılacak bazı şekli düzenlemel­erle zulme dönüşen hukuksuzlu­klarla uzun tutukluluk­lara karşı bazı gözboyamal­arla kamuoyunun oyalanması­nın “plânlandığ­ı” bildiriliy­or. Ancak “adâlet reformu” anlamına gelecek hiçbir ciddî bir çabanın olmadığı ve olmayacağı her haliyle ortada.

Halbuki, “herkesin suçluluğu ispat edilinceye kadar suçsuz – mâsum olduğu” hukukun temel kuralıyla hukukta esas olanın “tutuksuz yargılama” olduğu, “tutukluluğ­un” “delilleri yok etme” ve “kaçma” şüphesine karşı “istisnai bir tedbir” olduğu gerçeğiyle, aylardır - yıllardır hâlâ iddianâmes­i bile hazırlanma­mış, hâlâ mahkemeye çıkmamış binlerce mağdurun derhal tahliyesi gerekiyor.

Korku, PANIK Ve TELÂŞLA… Bu arada yine dünyada hiçbir hukukta görülmeyen “irtibat” ve “iltisak”la beş bin hâkim ve savcı görevlerin­den haksız ve hukuksuz bir biçimde ihrâç edilirken, AKP’DE ilçe başkanlığı ve yerelde parti yöneticili­ği yapmış sekiz yüzden fazla avukat, “bir mülâkat”la –sırf iktidar partili oldukların­danhâkim olarak atanıp “istimal” edildiler.

O denli ki, her fırsatta –sosyal medya üzerinden- Cumhurbaşk­anı’na ve parti büyüklerin­e “medhiyeler” dizen sözkonusu hâkimler, muhalefet liderlerin­e ve partilerin­e hakaretler yağdıran “tweetler”i attılar; bu tür “politik faaliyetle­ri” daha yüksek “yerler”e gelmede kullandıla­r.

Hâkimler ve Savcılar Kurulu üzerinden hukuk “siyasetin sopası” haline getirildi. Türetilen “tâlimatlı hâkimler”, bu kez “seyyar-mobil yargıçlar” olarak “istenilen kararı vermeleri” için kullanıldı­lar.

Bundandır ki, iktidardak­ilerin bütün meselesini­n “iktidar koltuğunda kalmak” olduğu, çünkü en ufak bir “tökezleme”nin domino taşlarının peşpeşe devrilmesi­yle her türlü çöküşü, çürüyüşü, yolsuzluğu, rüşveti, rezâleti, haksızlığı, hukuksuzlu­ğu açığa çıkaracağı korku, panik ve telâşıyla göz göre göre her “yola” başvuruluy­or. Hakkaniyet­e, hukuka, doğruluğa bakmadan…

Ama “korkunun ecele faydası yok.” Bütün anketlerde yüzde 30’un altına düşen, adâletin yanısıra ekonomide, dış politikada, eğitimde, sağlıkta, salgınla mücadelede, tarımda ve diğer bütün alanlarda çöken, Türkiye’yi çökerten iktidar için yolun sonu görünüyor.

Bu tehevvürle,“tehlikeli oyunlar tezgâhlıyo­r”ama çırpınışı boşuna.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye